Siyan Nebo yaşadıklarını dengbêjlikle anlatıyor

Genç yaşında iki kez zorunlu göçe maruz kalan Efrînli Siyan Nebo, kültür mirasını korumak isterken yaşadıklarını yüreğinden dökülen en yalın kelimelerle dengbêjlik ederek dile getiriyor.

ZEYNEB İSA

Qamişlo - Nerede olursa olsun zorunlu göç her bir kadının yüreğinde benzer yaralar açıyor. Bu yaralar bazen bir hikâyede, bazen bir damla göz yaşında, bazen de ağızdan süzülen en derin namelerde karşılık buluyor.

Efrînli genç kadın Siyan Nebo da yaşadığı acı dolu deneyimi en yalın haliyle dile getiriyor. İşgal altındaki Efrîn’den olan Siyan Nebo, göç yolculuğunu sanatıyla birleştirmeyi seçmiş.

Bu onun için kendini ifade etme biçimi olurken, bir yandan da kültürüne sahip çıkma mücadelesinin önemli bir parçası.

58 günlük direnişin ardından

58 gün destanı yazılan Efrîn Direnişi’ni anımsayan Siyan Nebo, Şehba’ya göç etmelerini şu sözlerle anlatıyor:

“Çocukluğum Efrîn’de geçti. Çok mutlu bir çocukluktu. 10 yaşındayken işgalci Türk devletinin Efrîn’e saldırıları başladı ve 58 günlük direnişin ardından mecburiyetten Şehba kantonuna göç ettik. 7 yıl Şehba’da kaldık. O yıllarda Şehba’ya çok fazla saldırı olduğu için çok zorluk ve sıkıntı çektik. Mecburiyetten tekrar göç ettik ve Qamişlo’nun Cizre Kantonu’na doğru yola çıktık.”

Bir direniş biçimi olarak sanatı seçti

Göçün ve yaşadığı duyguların kendisini sanata daha çok yakınlaştırdığını ifade eden Siyan Nebo, “7 yaşındayken Efrîn’de kültürel ve sanatsal faaliyetlere katılıyordum ama kültür ve sanatın ne olduğunu bilmiyordum” diyen Siyan Nebo, kültür sanatın bir savunma biçimi olduğunu ifade etti.

Siyan Nebo “Sadece sesimin güzel olduğunu ve kültürel ve sanatsal faaliyetlere katılmam gerektiğini düşünüyordum. Şehba şehrine göç ettikten sonra kendimi kültür ve sanat alanında daha çok geliştirdim. Türk devletinin saldırılarına karşı koyabilmek için sanatsal faaliyetlerimizi geliştirdik. Çünkü sanatsal faaliyetler düşmana karşı büyük bir cesaret de gerektirir. Bu yüzden güçlüyüz, sanatımızı daha çok geliştireceğiz” şeklinde konuştu.

‘Rojava Devrimi her alanda kadınlara yol açtı’

Rojava Devrimi’nin kadınlar için birçok fırsatın kapılarını açtığını dile getiren Siyan Nebo, “Başlangıçta bizi destekleyenler ailemiz ve arkadaşlarımızdı. Ancak en büyük destek kadınların öncülük ettiği ve kadınlar için birçok fırsat yaratan Rojava Devrimi’ydi.

Kadınlar irade sahibiydi, haklarını ve sanatını savunabiliyordu. Ben de bu kadınlardan biriydim, devrimin desteğiyle çalıştım ve sanatımı savundum. Şehba’da zorluklara rağmen çalışmalarımıza devam ettik” diye konuşuyor.

‘Sanatımızı savunacağız’

Siyan Nebo, sanat alanındaki çalışmaları ve hedeflerinden bahsederken bir yandan da gençlere sesleniyor ve sözlerini şöyle sonlandırıyor:

“Özellikle sanatı seçtim çünkü kendimi orada gördüm. Sanatla hedefim şehrimizin mirasını kaybetmemek ve kalıcı kılmak. Kültürel ve sanatsal faaliyetlerimde birçok festivale ve kutlamaya katıldım. Şimdi gitar ve davul çalmayı öğreniyorum. Gelecekte sanat alanında kendimi daha da geliştirmek ve gelecek nesillere sanatı tanıtmak istiyorum. Her gence gelip sanat faaliyetlerine katılmalarını ve hiçbir şeyin onları engellemesine izin vermemelerini söylüyorum. Toplumun sözleri onları etkilemesin, sesimizle ve çabalarımızla sanatımıza hep birlikte sahip çıkalım.”