Sinemacı Lisa Çalan: Kürt sineması halk gibi direnişçi
Kürt sinemasını ‘Direnen sinema” olarak tanımlayan sinemacı Lisa Çalan, Kürt kadın direnişinin de birçok filme konu olduğunu söyleyerek, Kürt kadınların direnişleriyle ilham olmanın ötesinde dünyada bir değişim de yarattığına dikkat çekti.
MEDİNE MAMEDOĞLU
Amed - Sömürü, katliam ve savaş politikalarına karşı yıllardır büyük mücadele veren Kürt kadınlarının direnişi bugün çekilen birçok filmle dünyaya ilham oluyor. “Hêza”, “Kobanê”, “Güneşin Kızları” gibi film ve belgesellerde Kürt kadınların direnişine yer verilirken, konu edilen hikâyeler ise milyonlarca insan tarafından izleniyor. Bölgede yürütülen savaş politikası karşısında halkın direnişi ve toplumun gerçekliğine yer verilen Kürt sineması günden güne büyürken, üretime de durmadan devam ediyor.
2000’li yıllardan sonra yükselişe geçti
Dünyada sinemanın doğuşundan sonra halka açık ilk gösterim, 28 Aralık 1895’te Lumière kardeşler tarafından düzenlendi ve bu ilk gösterimden yaklaşık 31 yıl sonra 1926 yılında ilk Kürt filmi olarak tarihe geçen Ermenistan’da çekilen “Zare” filmi çekildi. 1933’te Êzidî kadın Zînê’nin yaşamına odaklanılan Êzidî Kürtler ve sonrasında “Sovyet Ermenistanı Kürtleri” adlı belgesel film yapıldı. Bir süre duraklama yaşayan Kürt sineması, Yılmaz Güney filimleri ile tüm dünyada tanındı ve 2000'li yıllarda yükselişe geçti. Yine 1990 yılında Ehmedî Xanî’nin Mem û Zîn adlı eserinden aynı atla uyarlanan filim seyirciyle buluştu. Küer halkının yaşamını ve halk olarak uğranan ihanetleri konu alan filimlerin yanı sıra aşk, sevgi, vefa gibi temalara da sık sık rastlanan Kürt sineması, “Tetiğimiz deklanşör” diyen yönetmen Halil Dağ ve ardılları ile daha ileri taşınarak mücadeleye odaklandı.
Kürt sineması dünyaya ilham oluyor
Yıllardır devam eden bir savaş içinde gelişen Kürt sineması, hikâyeleriyle dünyaya ilham oluyor. Kürt kadının mücadelesi hem Kürt hem de dünya sinemasında başrolde yer alırken son dönemde çekilen film ve belgeseller izleyicilerden de tam not alıyor. Üretime devam eden sinemaya dair Ortadoğu Sinema Akademisi Üyesi Sinemacı Lisa Çalan ile konuştuk. Kürt sinemasını ‘Direnen sinema” olarak ifade eden Lisa Çalan, teknolojinin hakîm olduğu bu süreçte sinemanın kendileri için çok önem arz ettiğine yer verdi.
‘Sinema çok kapsamlı bir sanat alanı’
Lisa Çalan, Kürt sinemasına dair şunları dile getirdi: “Kürt sineması çok yeni, hala emekleyen ve kendini var etmeye çalışan bir sinema. Bu var etme çabası içerisinde toplumsal ele aldığımızda direngen bir sinemaya dönüşüyor. Tıpkı halkı gibi, yıllardır devam eden süreç gibi, bu tarih içerisinde bir sürü kazanımlar, savaşçılar, hikâyeler var. Sinema çok kapsamlı bir sanat alanı; içerisinde hem edebiyat hem ses hem de renk var. Bizim için sinemanın güçlü olması çok önemli. Şuan dünyada aktif olarak en fazla rol oynayan dallardan biri sinemadır. Neredeyse herkesin elinde telefon var ve sinemaya ulaşmak çok daha kolay. Bir kitabı farklı dillere çevirmek çok uzun bir süre alıyor ama bir filmi çekip bütün dünyaya yaymak kısmen daha etkili ve kolay.”
‘Kürt sineması direnen kadın ve toplumla başladı’
‘Direnen sinema’ sloganıyla üretim yaptıklarını ve bu topraklardaki hikâyeleri sadece Kürdistan'a değil dünyaya aktarmayı hedeflediklerini söyleyen Lisa Çalan, bu süreç içerisinde sağlam adım atmanın önemine dikkat çekti. Süren savaşın sinema alanındaki oluşuma etki ettiğine, bu nedenle aktif olarak filmlerin son 20 yıldır çekildiğine değinen Lisa Çalan, “Sinema için bir birikim gerekiyor ve bu birikim olduğunda hikâye daha güzel anlatılıyor. Bu anlamda bizim çok uzun bir yolumuz var. Bizim Kürt kimliğini var etme, coğrafyada var olmamız bir asır sürdü. Kendini bulma ve kendi hikâyeni yaratma da uzun süre alıyor. Bu uzun süre içerisinde de sağlam adım atmak gerekiyor. Kürt sineması Halil Dağ ile direnen toplum ve kadınla başladı. Daha eskiye de gidecek olursak bizim temel taşlarımızdan biri olan Zare filmi var o da Ermenistan’da çekildi.”
‘Direniş hikâyeleri beyaz perdeye yansıtıldı’
Dünyaya örnek olan Kürt kadının mücadelesinin son yıllarla sinemayla bütünleştiğini ve kadınların direniş hikâyelerinin beyaz perdeye yansıtıldığına yer veren Lisa Çalan, filmlerin dünyada büyük bir değişim yarattığına da dikkat çekti. Kürt kadınların hikâyeleriyle kadınlardan çalınan anaerkil dönemin Kürt kadın mücadelesi ile yeniden görünür hale geldiğini aktaran Lisa Çalan, “Dünya sineması tarihinde kadın hep kameranın önünde, genellikle beden ölçüleri üzerine dramatize edilen karakterler. Böyle ele alınınca da sinemanın içerisinde kadının rolü, yeri tartışılır. Buna karşı hem bizler hem de dünyadaki feministler mücadele ediyoruz. Kürt kadını sinemada nasıl bir profilde dersek; bizler son kırk yıldır bir mücadele yürütüyoruz. Bu mücadelenin öncülerinin çoğu da kadınlar oldu. Kobanê süreciyle beraber en ilkel savaşla mücadele eden kadın oldu. Bu dünyaya da ilham oldu. Bu aynı zamanda ilham olmanın ötesinde dünyada bir değişim de yarattı” şeklinde konuştu.
‘Mücadele sinema ile bütün dünyaya yayıldı’
Kürt halkının ve Kürt kadının mücadelesini dünyaya duyurmak adına sinemanın çok önemli bir yerde durduğuna değinen Lisa Çalan, bu alanda üretimlerinin devam edeceğini söyledi. Lisa Çalan, “Neden Kürt kadını sinemaya çok fazla ilham oluyor. Sinemanın içinde fikir ve felsefe vardır. Kadının savaşı ve mücadelesi hem fikirsel hem de felsefiktir. Batı’dan Avrupa’dan gelen birçok yönetmen Kürt kadın mücadelesini çekmek istiyor. Çoğu belgesel yapıyor, kurgusal hikâyeler yapıyor. Bu mücadeleyi dünyaya duyurmak adına sinema çok önemli bir yerde duruyor. Çekilen filmler Kürt mücadelesinden ilham alıyor” sözlerine yer verdi.
‘Savaş var ama aynı zamanda mücadele de var’
“Kürt sineması dil, coğrafyayı bilerek alt yapıyı bilerek çekilmesi gerekiyor” diyen Lisa Çalan, son olarak, “Kürt hikâyelerinde sömürgecilik daha çok ön plandaydı ama son 15 yılda filmlerde daha çok direnen tarafımız ön planda. Bu topraklarda savaş var ama aynı zamanda buna karşı mücadele de var. Bu sinemanın içerisinde bu mücadele çok görünür hale gelerek bütün dünyaya yayıldı. Dünya Kürt kadınlarını bu şekilde tanıdı. Sinemanın rolü bu şekilde de ortaya çıkıyor” dedi.
Lisa Çalan hakkında
Lisa Çalan, Kürt yönetmen, senarist, oyuncu ve sanat yönetmeni. Ortadoğu Sinema Akademisi üyesi olan Lisa Çalan, bir kısa filme imza atmış ve çok sayıda uzun metrajlı film, belgesel ve dizi projesinde yer almıştır. 7 Haziran 2015 seçimlerinden iki gün önce Amed’deki HDP mitingine bombalı saldırı düzenlendi. 4 kişinin yaşamını yitirdiği ve 100'den fazla kişinin yaralandığı saldırıda Lisa Çalan da yaralanarak iki bacağını kaybetti. Lisa Çalan, Hindistan’da düzenlenen 26’ncı Uluslararası Kerala Film Festivali’nde “Yılın Sinema Ruhu Ödülü”ne layık görüldü. Lisa Çalan’ın sinema alanındaki çalışmaları devam ediyor.