Sîdar ve Dilyar kardeşlerin müzikle başlayan yol arkadaşlığı

Keman duygu yüklü tınısı ve büyüleyici sesiyle usta ellerde şaheserlerin ortaya çıkmasını sağlıyor. İnsan sesine en yakın müzik aleti olan keman, Sîdar ve Dilyar kardeşleri kan bağının da ötesinde buluşturmuş.

RONÎDA HACÎ

Hesekê- Sidar Muhammed 17 yaşında sanatçı olma yolunda. Kardeşi Dilyar ona müzik yolculuğunda eşlik ediyor. İki kardeşin müzik ilgisi, müzikteki yol arkadaşlığı onları kemanda buluşturmuş. Aslında onlara iki kardeş demekten ziyade iki arkadaş demek daha doğru olur. Onlar da kendilerini böyle tarif etmeyi yeğliyorlar. Kürdistan coğrafyasında büyük bir saygı ile dinlenilen “Ey Reqîb” ezgisi ile başlayan iki kardeşin keman çalma öyküsü ilham verici.

Kuzey Doğu Suriye’nin Haseki kentine bağlı Kelasê Mahallesi’nde yaşayan iki kardeş 5 kişilik ailelerinin iki kemancı. Onları müziğe sevk eden ise Kürtçe dil öğretmenliği yapan anne ve babaları olmuş. Müziğin insanların kendi duygularını yansıtmaları için en önemli araçlarından olduğunu söyleyen Sîdar, ilgisinin nasıl başladığını şöyle anlatıyor;

“Küçükken evde gelişebilmemiz, yeni şeyler öğrenebilmemiz için her zaman ailemizden destek gördük. Anne ve babam müziği çok seviyorlar. Bize bütün müzik aletlerinin ezgilerini dinletiyorlar, hangisini beğendiğimizi soruyorlardı. Ben de en çok kemanı beğenmiştim. Çalmaya, öğrenmeye başladım ve müziğin insanın ruhunu güçlendirdiğini anladım. Kardeşimle aramızda artık çok güçlü bağlar oluştu. Biz kardeştik müzikle beraber yoldaşlık yapmayı öğrendik. Müzik ile olan bağım güçlendikçe kardeşimle de aramızdaki yoldaşlığın güçlendiğini gördüm.”

‘Her gün en az bir saat keman çalışıyoruz’

Eğitimlerinden arta kalan tüm zamanlarını Sidar ve Dilyar müzik uğraşısı içinde geçiriyorlar. Neredeyse hiç boş zamanlarının olmadığını söylerken bundan pek de rahatsızlık duymuyorlar, “Birlikte oturup keman çalmanın” onları daha çok eğlendirdiği fikrini taşıdıklarını ifade ediyorlar. Biri 11 bir diğer kardeş ise 12’nci sınıfa gidiyor. Sidar 11’nci sınıfa gittiğini söyleyerek, “Hazırlık okuyorum bu yıl aynı zamanda. Derslerimim yoğun ama her gün keman derslerimizi de Dilyar ile ihmal etmiyoruz. Kendi evimizin bahçesinde oturup keman çalışıyoruz. Komşularımızdan bazen çok güzel tepkiler alıyoruz. Müziğimizi beğendiklerini söylediklerinde biz de mutlu oluyoruz. Çalışmamıza başlarken Ey Reqîb’i söylemek bizim bir geleneğimiz gibi oldu artık” diyor.

Folklorik giyinmeyi tercih ediyorlar

Yöresel elbiselerini giymeyi çok sevdiğini belirten Sîdar, “Her ulus kendi giyim kuşamı, folklor ve müziği ile tanınır. Kardeşimle birlikte folklorik yöresel elbiselerimizi giymeyi tercih ediyoruz. Kültürel çalışmalar yapıyoruz ve kendi kültürümüzün de tanınmasını istiyoruz. Kültürel bir yozlaşma ve özel savaş uygulanıyor halkımızın üzerinde bunun için tüm geçler kendi kültürüne sahip çıkmalıdır” derken katıldıkları müzik etkinliklerine, festivallere yöresel elbiseleri ile katıldıklarının da altını çiziyor.

Dilyar da aynı kardeşi gibi kemanı da müziği de çok sevdiğini söylerken, “Kardeşimle müzik yoldaşlığı yapıyoruz. Okullarımız bittikten sonra da kemanda profesyonelleşmek istiyoruz” diyerek müzikte profesyonelleşmek istediklerini aktarıyor.

.