Nadia Agsous’dan “Şüphenin Gölgesi” kitabı

Yazar ve gazeteci Nadia Agsous son romanı “Şüphenin Gölgesi” ataerkil zihniyet ile kadın mücadelesine dikkat çekiyor.

 
NECWA RAHIM
Cezayir – Yazar Nadia Agsous’un son romanı “Şüphenin Gölgesi” Cezayir'in Kabylie bölgesinde yaşadığı eski bir tarihsel döneme dönerek, erkeklerin kadınlar üzerindeki egemenliğine ışık tutuyor. Yazar ayrıca eski zamanlardan beri Cezayir'deki erkek siyasi egemenliğini de ele alıyor. Yazar, eski süreçten bu yana kadınların ataerkil zihniyete ile baskı altına alındığına, kadınların ülke tarihinin temel bir parçası olduğuna ve ulusal kimlik, egemenliğin geri dönüşü ve uzun soluklu mücadelede kilit rol oynadığına dikkat çekiyor. 
Kurgu ve mecaz 
Yazar romanı hakkında, “Kitap kurgu ve mecazi olduğunu söyleyebiliriz. Bizi Cezayir halkının tarihi iradesine geri götürüyor. Kadınların ülkenin özgürleştirilmesi için verdiği mücadeleyi konu alıyor. Şüphenin Gölgesi, Cezayir'in şanlı ve son derece kutsal geçmişi ve yeni bir çağa açılması nedeniyle bu romanın karamsar değil, neşeli olması için bir metafor olarak anlaşılabilir. Bu yüzden romanda yükselen bir umut var” diyor.
Mücadeleye devam 
Kadınların hukuki ve toplumsal durumlarının aydınlatılmasının önemli olduğunu söyleyen Nadia Agsous, kadın, erkek ve feminizmin gündeminde eşitliğin olduğunu belirtiyor. Nadia Agsous, kadınların baskılandığını ve erkek ile kadınların aynı haklara sahip olmadığını söyledi. Aile yasasının erkeği “evin reisi” olarak gördüğünü dile getiren Nadia Agsous, mirasta eşitliğin olmadığını, erkeğin dört kadınla evlenme hakkını kendinde gördüğünü ve tek taraflı boşanmanın olduğunu dile getiriyor.  
Nadia Agsous, son olarak kadınların mücadelesinin kesintisiz bir şekilde sürmesi gerektiğini söyledi.