“Leylet El-Siqût” dizisi 74’üncü Fermanı yansıtmıyor

Irak’ta yayınlanan “Leylet El-Siqût” dizisinin İŞİD’in gerçek yüzünü anlatmadığına dikkat çeken Kezî Kadın Sinemacılar Kolektifi üyesi Safînaz Evdikê, dizide Peşmergelerin de Şengal’in savunucusu olarak gösterildiğine dikkat çekti.

SORGUL ŞÊXO

Qamişlo-Êzidî toplumu tarihten günümüze kadar birçok kez katliamlara maruz bırakılırken, 74’üncü Ferman olarak nitelendirilen 3 Ağustos 2014 yılındaki IŞİD saldırısıyla birlikte 7 bin Êzidî kadın ve çocuk kaçırıldı, binlerce Êzidî ise vahşi yöntemlerle katledildi. İnsanlık dışı bu vahşi saldırı tüm dünyanın gözleri önünde gerçekleştirildi. O süreçte Şengal’i korumakla görevli yaklaşık 12 bin KDP peşmergesinin bir talimatla alandan geri çekildikleri ve Êzidîleri İŞİD’in katliamıyla yüzyüze bıraktıkları kameralara yansıdı. 21’inci yüzyılda Êzidî kadınlar köle pazarlarında satıldı.

Soykırımın üzerinden 8 yıl geçmesine rağmen yaşanan trajedi hala Êzidî toplumunun bağrında kanayan bir yara olarak duruyor. Başta Irak devleti olmak üzere birçok ülke yaşanan saldırıyı soykırım olarak görmedi. Türk devleti, Irak ve KDP arasında geliştirilen 9 Ekim Anlaşması da soykırımın bir devamı olarak değerlendirildi. Irak’ta “Leylet El-Siqût” isimli bir dizi ekranlara yansıdı. Dizinin oyuncuları Irak, Federal Kürdistan ve Suriyelilerden oluşuyor. Dizi Şengal’e yönelik IŞİD saldırısını anlatıyor.

Kezî Kadın Sinemacılar Kolektifi Üyesi ayrıca ‘Şengal’den Mektuplar’ filminin Post Production sorumlusu Safînaz Evdikê, konuyla ilgili ajansımıza konuştu.

Êzidîler yansıtılmıyor

Saldırılardan bahsetmeden önce Şengal'deki Êzidî toplumu, kimliği ve kültüründen bahsetmek gerektiğini söyleyen Safînaz Evdikê, “Leylet El-Siqût dizisi Arapça dilinde yapılmış. Bir kere Êzidî diline saygı gösterilmemiş ve bu hikayelerin orijinal kaynağı olan dil kullanılmamış. O bölgenin kültürü hakkında iyi bir çalışma yapılmamış çünkü Êzidî toplumu özgün ve kadim bir kültüre sahip. Êzidî toplumu Ortadoğu'nun en kadim halklarından ve özel bir inanışa sahipler. Filmde kullanılan kıyafetler, yerleşim yerleri, dekorlar Êzidîleri anlatmıyor. Dizi yapmak için ondan önce yıllarca araştırma yapılır ki gerçek bir dizi olsun. Hayattaki gerçeklere dayanan bir ürün ortaya çıkarılmalı” dedi.

Yaşananlar gösterilenlerden çok uzak

IŞİD’in Şengal’e soykırım amacıyla saldırdığını kaydeden Safînaz Evdikê, ancak dizide yanlış bir propaganda yapıldığına dikkat çekti. Safînaz Evdikê, sözlerini şöyle sürdürdü: "Êzidî cemaati 74 fermanla karşı karşıya kaldı ama bu konuda derin bir tarih yazılmadı. DAİŞ neden özellikle o bölgeye saldırıyor? Orada bir dil, kültür ve inanış var. Yok edilmek isteniyor. Bu dizi 2014 yılında Şengal’de yaşanan gerçekleri yansıtmamaktadır. 2014 yılındaki DAİŞ saldırılarının şiddeti dizide gösterilenden çok daha fazla.”

‘Peşmergeler Şengal halkına sahip çıkmadı’

IŞİD saldırısı sırasında Êzidî halkının KDP’ye bağlı Peşmergeler tarafından yalnız bırakılmasına ilişkin de konuşan Safînaz Evdikê, "Dizide Peşmergeler Şengal’in savunucusu olarak gösteriliyor ama bu rol ve mevcut gerçeklik çok tartışmalı. Peşmergeler Şengal halkına sahip çıkmadı ve kaçtı. Bunu belgeleyen görüntülerde var. DAİŞ’in 2014’deki Şengal saldırısı sürecinde KDP ve peşmergeleri görevini yerine getirseydi binlerce kadın esir alınmaz, yaşlılar, çocuklar ve erkekler öldürülmezdi. Şengal ile Rojava arasında Êzidîler için bir koridor açıldı. Bu insani koridor YJA Star/HPG, YPJ/YPG tarafından oluşturdu. Êzidî kadınlar, çocuklar, yaşlıları ölümden kurtardılar. Bu gerçekleri öne çıkaran resimler ve belgeler mutlaka vardır. Ama tarihin şahit olduğu tüm bu gerçekler dizide hiç yok" şeklinde konuştu.

Kadınların direnişi dizide yok

“Leylet El-Siqût” dizisi ile gerçek yüzlerini gizlemeye çalıştıklarını belirten Safînaz Evdikê, konuşmasının devamında şunları anlattı:

“DAİŞ ve Êzidîler dünyada çok enteresan bir konu. Bu konuda kimisi Ortadoğu'da, kimisi Ürdün'de olmak üzere 10'a yakın film ve benzeri bir çalışma yapıldı. ‘Leylet El-Siqût’ dizisinin yönetmeni Suriyeli bir Arap. Şengal'i kimin kurtardığını söyleyemediğini çok iyi biliyoruz ve söylemek istememesi de büyük bir ihtimal. Şam'dan bir Arap yönetmen getirip Arapça bir Şengal dizisi çekmek gerçekten uzaktır. Dizide Êzidî kadınların rolü ve misyonu iyi oynanmamış ve gösterilmemiş. Mesela öğretmen ve doktor olan Êzidî bir kadın karakteri var. Bu rolü öne çıkarmak yerine tam tersini yapmışlar. Filmde Êzidî kadına DAİŞ emiri aşık oluyor ama gerçekte böyle bir şey yok. Kaçırılan köle pazarlarında satılan Êzidî kadınlar anlatılmıyor, hala kayıp olan kadınlar var, bunlardan bahsedilmiyor. Şu an çok sayıda Êzidî kadının kamplarda kaldığını söylemeye cesaret edemiyor. Bunun yanı sıra Êzidî kadınların saldırıdan sonraki direnişine ise hiç değinilmiyor.”

‘Politika değişecek’

Kezî Kadın Sinemacılar Kolektifi olarak yaptıkları filmlerde Şengal’in gerçekliklerini aktarmaya çalıştıklarını dile getiren Safînaz Evdikê, “Şengal’e yapılan saldırı ve Êzidî kadınların yaşadıklarına dair çalışmalarımız oldu. İnsanlar üzerinde büyük bir etki yaratmak ve filmi göstermek için elimizde çok büyük bir fırsat var. ‘Şengal’den Mektuplar’ filmimiz gerçek yaşamdan videolar içeriyor. Ama ne yazık ki dünya siyaseti farklı bir yöne gidiyor. Umuyoruz ki en azından kadınlar olarak halkımızın gerçeklerini ifade edebilmemiz için politika değiştirilecek” dedi.