Kadınlar tarafından yapılan 'Berfîn' filmi ilk kez Rojava’da gösterilecek

Sine Çiya tarafından çekilen, 1990’lı yılların tarihsel arka planıyla bir kadının hikayesinin anlatıldığı “Berfîn” filmi ilk kez Qamişlo’da gösterilecek. Filmin oyuncularından olan Dîjle Arjîn, “Gelin filmi birlikte izleyelim” dedi.

RONAHÎ NÛDA

Qamişlo- Sine Çiya tarafından Medya Savunma Alanları ve Şehit Rüstem Cudi (Maxmûr) kampında 2016 yılında çekilen “Berfin” filmi, Kuzey ve Doğu Suriye’nin Qamişlo kentinde ilk kez gösterilecek. Kentte 20-21-22 Mayıs tarihlerinde gösterilecek filmin yönetmenliğini Özlem Arzêba yaptı. Ailesi devlet tarafından parçalanan, babası katledilen, annesi hapse giren bir kadının gerilla yolculuğunun anlatıldığı filmde, Kürt halkının Türk devletinin zulmüne karşı verdiği direnişi anlatılıyor.

‘Film Berfin’in arayışını konu alıyor’

Filmde “anne” rolünde oynayan sinemacı Dîcle Arjin, filmle ilgili ajansımıza konuştu. Dîcle Arjîn, Maxmûr kampında 3 ay süren çekimlerin ardından Medya Savunma Alanlarına giderek orada çekimlere devam ettiklerini belirtti. Filmde 1990’lı yılların anlatıldığını belirten Dîcle Arjîn,  “O yıllarda Türk devletinin Kürt halkı üzerindeki baskısı çok yüksekti. Savaş çok çetin geçiyordu ve halk arasında kayıplar yaşanıyordu. Ayrıca bazı yurtsever insanlar da Türk devleti tarafından kaybedildi. Bizim hikayemiz aynı zamanda Türk devletinin baskısı altında ezilen bir ailedir. Berfîn'in babası Türk devleti tarafından katlediliyor, annesi ise tutuklanıyor. Berfîn filmi Berfîn'in arayışını konu alıyor. Berfin’in annesi cezaevinden çıktıktan sonra onu aramaya başlar ve özgürlük saflarına katılır. Berfîn annesini, arayışını ve verdiği mücadeleyi anlatıyor” dedi.

‘Filmi kadınlar yaptı’

Çekimleri tamamlandıktan sonra Avrupa’da gösterilen filmin bir çok festivale de katıldığını belirten Dîcle Arjîn, ancak  filmi başka yerde gösterme imkanları olmadığını dile getirdi. Filmin senaryosunun kadınlar tarafından yaratıldığını ve özgürlük saflarında buna benzer pek çok hikayenin olduğunu belirten Dîcle Arjîn, şunları aktardı:

“Özellikle annesiyle giden kızlar, kızıyla giden anneler. Bu kadınların gözünden yazılmıştır. Bu hikayede genç kadınların geleceği ve annelerin kızları için gösterdikleri çabalar anlatılıyor. Kızına özgür bir gelecek bırakmak için kızı için mücadele eden Meryem Çolak'ın örneği vardı. Berfîn aynı zamanda Meryem Çolak'ın bir örneğidir. Pek çok hikaye ve gizli değerler vardır, bunlara ulaştığınızda çok anlamlı bir değer ortaya çıkar. Bu filmi bir kadın yaptı, hikayesi bir kadındı, yönetmenliğini bir kadın yaptı, bir kadın oynadı. Bu çalışmanın kadınlara ve genç kadınlara ulaşmasını istedik. Henüz Rojava Kürdistanı'nda gösterilmedi. Şimdi bunu Rojava Kürdistan'ında da göstermeye hazırlanıyoruz."

‘Filmlere kadın rengini verebilmenin gururunu yaşıyoruz’

Kürt kadın sinemacılar olarak güçlerini ve morallerini aldıkları Halil Dağ’ın takipçisi olduklarını dile getiren Dîcle Arjîn, “Halil arkadaş bizim için çok güzel bir örnek. Berfîn filmini o ruhla yaratabiliyoruz. Halil'in arkadaşı zorlu alanlarda pek çok sanat eseri üretmiş ki bu çok önemli. Kadınlar olarak hala heval Halil’in ürünlerini izliyoruz. Bazı ürünler vardır ki bir süreliğine değil sonsuza kadar kalıcıdır. Berfin, Kobanê ve Şengal filmi kadınların öncülüğünde çekildi ve yönetmenliğini de kadınlar üstlendi. Kürdistan'ın pek çok yerinde Heval Halil Dağ’ın takipçisi olan onun gibi film yapmak isteyenler olduğunu biliyoruz. Filmlere kadın rengini verebilmenin gururunu yaşıyoruz. Sistemin kadınları ele alış biçimi eleştiri konusudur, kadının rengini, kadın iradesini, kadın felsefesini ve kadın vizyonunu geliştirmek istiyoruz."

‘Hikayeyi tüm kadınlarla paylaşmak başarıydı’

Filmin senaryosunu okuduğunda çok etkilendiğini belirten Dîcle Arjîn, duygularını şöyle aktardı:

“Önümüze bazı anlar çıkıyor ve o anların kaydedilip filme aktarılması gerektiğini söylüyoruz, bunlardan biri de Berfîn filmiydi. Berfin filminde anne rolünü oynadım. Kavga sırasında hep o duyguyu yaşayan anneyi görmek, onun empatisini yaşayabilmek ve rolümü iyi oynayabilmek istedim. Her ne kadar rolü kişi oynasa da gördüğünüz ve hissettiğiniz gibi değil. O filmde ilk kez oyunculuk yapan birçok arkadaş vardı. Filmde kızını bırakıp özgürlük saflarına katılıp filmde oynayan bir arkadaş vardı. Anne hikayeyi duyduğunda kendi hikayesi gibi etkilendi. Bu filmde rol aldığımda direkt Meryem Çolak geldi aklıma. Karakteri iyi bir ruh, zihniyet ve  psikoloji ile göstermeye çalıştım. Bu hikayeyi tüm kadınlarla paylaşmak benim için bir başarıydı."

‘Her yoldaşımızın ruhu etrafımızdaydı sanki’

Kobanê filminde de “Zehra” karakterini oynadığını söyleyen Dîcle Arjîn, “Kobanê'de bir müze var ve biz o filmi çekene kadar hep o yıkıntıların içindeydik. Büyük özgürlük savaşında düşmanın dünyaya yaymak istediği bir kirlilik vardı. Bizden geriye kalanlar orada yaşıyordu. Her yoldaşın ruhu etrafımızdaydı ki, o kadar ağır bir duygu yaşıyorduk ki. Zehra arkadaşın rolünü oynayacağım netleştiğinde çok etkilendim. Bu dostluğu gerçekte ifade edip edemeyeceğimi çok düşündüm. Zehra arkadaşın mezarına gittim ve onunla konuştum iyi oynamam için bana yardımcı olmasını istedim.  Zehra arkadaşın mezarından bir taş alıp cebime koydum. Bize çok önemli bir miras bıraktılar” diye konuştu.

‘Film çekme fırsatı yoldaşlarımız tarafından verildi’

Film çekebilme fırsatlarının yoldaşları tarafından kendilerine verildiğini vurgulayan Dîcle Arjîn, “Şimdi filmlerimizi, onların bize verdiği toprak ve emek üzerinde filme çekiyoruz. Duyguları ağır ama bu yükü kaldırmalıyız. Biz de bu değeri ve ruhu iyi bir şekilde aktarmak istedik. Rojava'daki savaş kadınların öncülüğünde ilerledi ve kadınların zaferi oldu. Filmde o başarıyı dile getirmemiz gerekiyordu, çok duygusaldı, rolümü iyi oynamaya çalıştım. Bu bizi mutlu ediyor çünkü bizim bir ruhumuz var. İnsanların duyguları filmin başarısını gösteriyor. Bundan dolayı mutlu oluyoruz” dedi.

‘Mexmûr halkının unutamayacağımız emekleri var’

Berfin filminin kolektif ruhu ortaya çıkaran insanlarla çekildiğini vurgulayan Dîcle Arjîn, “Film için Mexmûrluların unutamayacağımız çok emekleri vardı. Bize kıyafet, araba ve diğer ihtiyaçlarımızın sağlanmasında destek oldular. Berfîn’in babası ve iki kişinin katledilip köye getirildiği sahnenin çekimleri sırasında Mexmûr halkını bir araya topladık. O an sanki olay canlıydı, 1990'lı yıllarda yaşıyorlardı” diye belirtti.

‘Gelin filmi birlikte izleyelim’

Berfin filminin ilk kez Rojava Kurdistanı’nda gösterilecek olmasından dolayı mutlu olduklarını dile getiren Dîcle Arjîn,  “Kapitalist sistem toplumun zihniyetine her yönden saldırarak insanı kendine göre inşa ediyor, biz de bu kültür ve sanat gerçeğiyle mücadele ediyoruz. Kürt sinemasının ve kadın sinemasının kamuoyuyla buluşmasını önemli buluyoruz. İnsanları Kürt sinemasıyla tanıştırmak istiyoruz” diye ifade etti.

Halkı 21-22 ve 23 Mayıs tarihlerinde Qamışlo kentindeki Mihemed Şêxo Kültür ve Sanat Merkezi’nde gösterilecek olan Berfin filmini izlemeye çağıran Dîcle Arjîn, “Gelin filmi değerlendirin, destekleyin. Filmi birlikte izleyelim” dedi.