Cenin Kampı’ndan Gazze’ye: ‘Bu Taş Benim’ ile Filistinli kadınların direnişi

İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik saldırıları devam ederken, Filistinli yazar Sara Hamdan, Cenin Kampı’nda zorlu yaşam mücadelesi veren Filistinli göçmenlerin hikayelerini ve direnişini “Bu Taş Benim" romanında anlattı.

RAFIF ESLEEM

Gazze- Filistinli yazar Saja Hamdan, İsrail’in tekrarlanan saldırıları karşısında Gazze halkının yaşadığı acıları anlatmak için “Bu Taş Benim” romanını yazdı. Romanını 2019 yılında tamamladığını belirten Saja Hamdan, “Romanımda Gazze Şeridi'ndeki genç erkekler ve kadınlar ile özellikle basın ve medya sektöründeki çalışanların günlük yaşamlarını konu aldım. Romanıma ‘Bu Taş Benim’ adını verdim, çünkü Filistinli bir kadın evi bombalandığında, evini moloz yığınları arasındaki taşlardan ayırt edebiliyor” dedi.

‘Roman Cenin Kampı’ndaki yaşam hikâyelerini anlatıyor’

Romanın hikâyesini anlatan Saja Hamdan, “Romanın iki kahramanı Hazem ve Salma, ülkenin diğer yarısını tanıma umuduyla Gazze Şeridi'nden ayrılırlar. Büyük zorluklarla çıktıkları yolculukta İsrail saldırıları nedeniyle kendilerini biranda Batı Şeria'nın kuzeyinde bulunan Cenin Mülteci Kampı’na bulurlar. Çünkü Gazze Şeridi, ani bir İsrail saldırısına maruz kalıyor. Saldırılar sırasında Salma’nın da evi bombalanıyor ve ailesiyle tüm iletişimi kesiliyor. Roman, Cenin Mülteci Kampı’ndaki yaşam mücadelesini ve zorlukları anlatıyor. Bu anlamıyla edebiyat, yaşananları aktarmak için önemli bir alan. Çünkü yazmadığımız hikâyeler ve olaylar düşmanlarımızın malı olur ve hiç yaşanmamış gibi unutulup gidiyor” ifadelerinde bulundu.

‘Orada yaşananları dünyaya aktarmak istedim’

“Bu Taş Benim” romanında Filistinli okuyucunun günlük hayatında bulabileceği pek çok sembolik Filistinli karakteri belgelediğini aktaran Saja Hamdan, “Örneğin Salma, topluma isyan eden, güçlü ve hırslı bir karakterken, Ümmü Tarık ise, yemek pişiren, çocuklarını büyütmeye çalışan, başarılı, kampın en önde gelen kadınlarından biri. Cenin Kampı’nı seçtim, çünkü orada yaşananları dünyaya aktarmak istedim. Bunun yanı sıra İsrail güçlerinin kilometreleri aşmayan bir alana füzeler atılarak, bugünkü Cibaliye Kampı’nda, Sahil ve güneydeki diğer bazı kamplarda olduğu gibi çok sayıda ev tek vuruşta yok ediliyor” şeklinde konuştu.

Birçok konuya odaklanılıyor

Kampların her zaman dahiler, yazarlar, düşünürler ve akademisyenler yetiştirdiğini belirten Saja Hamdan, romanda Filistinli kadınların sembolizmini ve kişilik çeşitliliğini vurguladığını ifade etti. Filistinli kadınların hem içinde hem de dışında üretken olduğunu kaydeden Saja Hamdan, “Davalarına destek oluyorlar. Romanda yakınlarını kaybettikleri için yas tutan Filistinli kadınları, kanser gibi ciddi sağlık sorunu yaşayanların tedaviye ulaşamamasını, erkek kardeşini kaybeden bir kız kardeşin duygularını, eğitim hakkını kaybeden çocukları, yaşamın genel zorluklarını, Filistinli kadınların savaş koşullarında hayatını nasıl yeniden inşa etmeye çalıştığını ve bunun gibi birçok konuya odaklandım” sözlerine yer verdi.