Mısır’da her yıl 5 milyon 600 bin kadın şiddete maruz kalıyor
Kadına şiddetin artarak devam ettiği Mısır’da yayımlanan raporlara göre yılda 5 milyon 600 bin kadın en yakınındaki erkekler tarafından şiddete maruz kalıyor. Ülkede yasalar kadınları korumazken, kadınlar da şiddete karşı alanlara çıkıyor ve bilinçlendirme çalışmaları yürütüyor. “Bilinçlenmemizi hazmedemiyorlar” diyen kadınlar, toplumsal değişimin ailede başlaması gerektiğine dikkat çekiyor.
ÎNAS KEMAL
Kahire – Coğrafyalar değişse de kadına yönelik şiddet değişmiyor. Birçok ülkede olduğu gibi Mısır’da da kadınlar en yakınındaki erkekler tarafından şiddete maruz kalıyor. Konu hakkında bir rapor yayımlayan Mısır Kadın Hakları Merkezi, ülkede her yıl 5 milyon 600 bin kadının erkek şiddeti ile karşı karşıya olduğuna dikkat çekti. Şiddet gören 2 milyon 400 bin kadının şiddet sonucu yaralandığı kaydedilen raporda, milyonlarca kadının erkek şiddeti sonucu yaşadığı evi terk etmek zorunda kaldığı ifade edildi. Raporda, “Yılda yaklaşık 200 kadın gebelikleri sırasında eşlerinden şiddet görüyor ve yaşamları tehlikeye giriyor. Gördüğü şiddeti polise bildiren kadın sayısı ise 25 bin” denildi.
“76 kadın ve kız çocuğu katledildi”
Geçtiğimiz günlerde Mısır'da miras anlaşmazlığı yüzünden bir erkek kız kardeşin yanıcı madde ile katletti. Her ne kadar Mısır halkı yaşanan olay karşısında büyük bir şaşkınlık yaşasa da, bu yıl gelişen ilk olay değil. Edraak Eşitlik ve Kalkınma Vakfı, 2021’in ikinci çeyreğinde kadınlara ve kız çocuklarına yönelik cinsel şiddet suçunun 191'e yükseldiğini belirtti. Şiddet nedeniyle katledilen toplam kadın ve kız çocuğu sayısı 76 iken, 54'ü de aile üyeleri tarafından katledildi. Ayrıca aile bireyleri dışında kimliği belirsiz kişilerce işlenen cinayet sayısı 15 iken, 18 cinayete teşebbüs olayı da yaşandı.
Bint El-Nill Kurumu’nun yarıyıl raporuna göre kadın ve kız çocuklarına yönelik katletme oranı yüzde 64'e ulaştı. Geçtiğimiz Temmuz ayında sosyal medya üzerinden bir video yayınlandı. Videoda bir erkek evli olduğu kadına bir elbise dükkanında kesici alet ile saldırıyor. Kadın olay yerinde yaşamını yitirirken, olay ise panik ve korkuya neden oldu.
Kadınların bilinçlenmesini hazmedemediler”
Kadın ve kız çocuklarına yönelik saldırıları değerlendiren Profesör ve Sosyolog Huda Zakaria, “Bu artışı doğrulayacak resmi bir kaynak yok ama öldürme ve şiddet haberlerini izlemedeki artış olarak ifade edebiliriz. Özellikle sosyal ağ sitelerinin yaygınlaşması bunu kolaylaştırdı. Toplumda erkek güçlü ve egemen görülüyordu ve bu nedenle şiddet meşrulaştırılıyordu. Erkeğin kız kardeşini veya eşini dövmesi normal görülüyordu. Bu özellikle de yoksul kesim tarafından daha çok ön plana çıkan bir durumdu. Durum değişti ve kadınlar artık kendilerine yönelik şiddeti kabul etmiyor. Kadınlar hakları konusunda bilinçlendikçe bu şiddeti reddetmeye başladı. Bunu hazmedemeyen erkekler de kadına şiddeti artırdı” dedi.
“Cinsiyetler arası farklılık ailede başlıyor”
Bint El-Nill Vakfı Yöneticisi Asma Dabis da, toplumsal değişimin ailede başlaması gerektiğini söyledi.
Asma Dabis, “Cinsiyetler arası farklılıklar ailede başlıyor. Küçük yaştan itibaren kız çocuğu ikinci sınıf olarak görülüyor ve sürekli ağabeyini yada erkek kardeşini dinlemesi gerektiği kendisine empoze ediliyor. Bununla büyüyen erkekler kadının kaderinin kendi ellerinde olduğunu düşünüyorlar. Buda kız kardeşini veya ablasını mirastan mahrum bırakma hakkını kendisinde görmesine neden oluyor” diye ifade etti. Kadınların korunmasına yönelik keskin ve katı bir yasal sisteminin olmaması nedeniyle erkeğin ‘namus’ adı altında kadına şiddet uyguladığını kaydeden Asma Dabis, Mısır Ceza Kanunu'nun 60. maddesinin, disiplinin şeriata göre yapılmasının önünü açtığını ve bunun da şiddeti de meşrulaştıran bir durum olduğunu söyledi.
“Yanlış gelenekler birçok insanın ölümüne neden oluyor”
"Namus" suçları olarak bilinen sahte kültürel mirasın yanlış olduğunu belirten avukat Intisar El-Said ise, yanlış gelenek ve alışkanlıkların birçok insanın ölümüne yol açtığına dikkat çekti. Intisar El-Said, “İş yerinde şiddet gören erkek, kadına şiddet uygulamayı kendine hak görüyor. Erkekten şiddet gören kadın da çocuğa şiddet uyguluyor. Çocuklarda hayvanlara şiddet uyguluyor ve bu şekilde devam ediyor. Bu aynı zamanda ekonomik ve toplumsal baskılardan da kaynaklanmaktadır. Yasaların olmamasıyla birlikte herkes kendi hakkını kendi elde etmeye çalışıyor” ifadelerinde bulundu.