Kadına yönelik şiddetle mücadelenin tek çözümü yasalar mı?

Kadına ve sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin önlenmesine ilişkin düzenlemeleri içeren kanun teklife dair konuşan Diyarbakır Barosu Başkan Yardımcısı Avukat Zuhal Işık ajansımız için değerlendirdi.

Kadına ve sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin önlenmesine ilişkin düzenlemeleri içeren kanun teklife dair konuşan Diyarbakır Barosu Başkan Yardımcısı Avukat Zuhal Işık, “Her ne kadar yasa teklifi olumlu düzenlemeler içerse de esas iş yasa uygulayıcılarda bitiyor” dedi.

MEDİNE MAMEDOĞLU

Amed- Kadına ve sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin önlenmesine ilişkin düzenlemeleri içeren “Türk Ceza Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” geçtiğimiz günlerde Adalet Komisyonu’nda kabul edildi. “Kadına Karşı Şiddet ve Sağlıkta Şiddetle Mücadele Kapsamında Yapılması Öngörülen Değişiklikler Hakkında Kanun Teklifi”nde yer alan bazı düzenlemelerle kadına karşı işlenen suçlarda "iyi hâl" indiriminin çerçevesinin yeniden belirlenmesi, failde "somut pişmanlık emaresi" aranması, sanığın takım elbise giyip kravat takması gibi bazı düzenlemelerin yanı sıra “ısrarlı takip” ayrı bir suç türü olarak Türk Ceza Kanunu’nda (TCK) 6 aydan 2 yıla kadar ceza öngörülen bir suç olarak tanımlanacak. Israrlı takipte gerekli durumlarda “tutuklama” kararı da verilebileceği de öngörülüyor. Yine eşe ve boşanmış kadına karşı işlenen tehdit suçunda hapis cezasının alt sınırı 9 aya çıkarılacağı öngörülüyor.

“Takdir indirimleri gerekçeli karara yazılacak”

Meclis’te görüşülmesi beklenen teklife dair değerlendirmelerde bulunan Diyarbakır Barosu Başkan Yardımcısı Avukat Zuhal Işık teklifte yer alan maddeleri tek tek açıkladı. Teklife göre TCK’da takdir indirimlerin sınırlandırılacağını ifade eden Zuhal Işık, failin pişmanlık içeren davranışlarının da takdir indirimi olarak kabul edilmeyeceğini aktardı. Mahkemenin takdir indirimi uygulaması halinde indirimin gerekçeli kararda yazılacağına yer veren Zuhal Işık, teklifin içeriğine dair konuştu.

“Kadına karşı şiddetle daha etkin mücadele edilebilmesi ve caydırıcılığın sağlanabilmesi amacıyla kasten öldürme, kasten yaralama, tehdit, işkence ve eziyet suçunun kadına karşı işlenmesi halinde cezası artırılacak. Kasten öldürme suçunun kadına karşı işlenmesi hali bu suçun nitelikli halleri arasına alınacak. Kasten öldürme suçunda ceza müebbet iken bu suçun kadına karşı işlenmesi halinde verilecek ceza ağırlaştırılmış müebbet hapse çıkarılacak. Teklifle kadına karşı işlenen kasten yaralama suçu tutuklamaya ilişkin katalog suçlar arasına alınacak.”

“Kadına yönelik şiddetle mücadelenin çözümü tek cezalandırma değildir”

Kadına yönelik şiddetle mücadele etmenin öncelikli yolunun, bu sorunun sebebi olan toplumsal cinsiyet eşitsizliği ile mücadele etmek olduğunu belirten Zuhal Işık, bu mücadelenin en net ve kapsamlı ifadesinin de İstanbul Sözleşmesi olduğunu söyledi.  

“Teklif, cezaların artırılması temelinde oluşturulmuştur. Kadına yönelik şiddetle mücadelede çözüm, yalnızca cezalandırma değildir. Cezalandırma ancak ek tedbirler, önleme ve destek politikaları, etkin soruşturma ve kovuşturma süreçleri ile birlikte uygulanması halinde fayda sağlayacaktır. Yasa teklifine göre kamuoyunda ‘iyi hal indirimi’ olarak bilinen ‘hâkimin takdir yetkisi’ için belirli koşullar getiriliyor. Pek çok olayda indirim nedenlerinin belirlenmeden indirim uygulandığı belirtiliyor ve ‘failin duruşmada mahkemeyi etkilemeye yönelik şekli tutum ve davranışlarının’ takdiri indirim kapsamına alınamayacağı kaydediliyor. Failin yargılama sürecindeki davranışları yerine, ‘pişmanlığını gösteren davranışlarına göre’ takdiri indirim hakkının kullanılabileceği hükme bağlanıyor. Pek çok kadına şiddet davasında faile uygulanan iyi hal indirimleri yasa eksikliğinden değil, hâkimlerin cinsiyetçi bakış açısından kaynaklanmaktadır. Yasa teklifine göre hâkimlerin artık iyi hal indirimi uyguladığında bunun gerekçesini yazılı olarak sunması ve bu düzenleme faydalı olacaktır.”

“Esas iş yasal uygulayıcılarda bitiyor”

Her ne kadar yasa teklifi olumlu düzenlemeler içerse de esas işin yasa uygulayıcılarında bittiğine yer veren Zuhal Işık, Türkiye’nin bu konuda karnesinin iyi olmadığına dikkat çekti. Zuhal Işık, “Toplumsal cinsiyet eşitliğinin benimsenmediği toplumlarda en iyi yasanın bile kötü uygulanabileceğini açıktır” sözleriyle teklifin kadınlar için yaratacağı değişimi özetledi. Zuhal Işık konuşmasının devamında şunlara yer verdi:  “Bu düzenlemenin sadece kadına karşı şiddetin cezalandırılmasında değişiklik öngördüğü, ancak İstanbul Sözleşmesi'nin tüm kamu kurumlarında ve sosyal politikalarda toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasını hedeflediği belirtiliyor. Sadece cezayı ağırlaştırarak sorunu çözmemiz mümkün değildir. Kadına yönelik şiddetle mücadele edebilmek için çözümün odağına toplumsal cinsiyet eşitsizliğini koymak gerekiyor.”