Failin fiziki özellikleri dikkate alınarak şüpheli ölüm dosyası kapatıldı

Silvan’da Ayşe Tayurak’ın şüpheli ölümünün ardından başlatılan soruşturmaya takipsizlik kararı verildi. Kararda Adem Tayurak’ın kilosu ve fiziki özellikleri dikkat alınarak, Ayşe Tayurak’ı öldürmesinin “hayatın olağan akışına aykırı” olduğu ileri sürüldü. Kararda 25 yıllık sistematik şiddet görmezden gelinirken, çocukların anlatımlarına ise “hayali” dendi. Avukatlar karara itirazda bulunacak.

MEDİNE MAMEDOĞLU

Amed – Türkiye’de artarak devam eden şüpheli kadın ölümleri yeterince soruşturulmadığından kayıtlara “intihar” olarak geçiyor. Bunlardan biri de Ayşe Tayurak oldu. Diyarbakır’ın Silvan ilçesinde 8 Haziran 2021 tarihinde 7 çocuk annesi Ayşe Tayurak evinde şüpheli şekilde yaşamını yitirmiş halde bulundu. Şüpheli ölümün ardından çocukların ve komşuların verdiği ifadeler doğrultusunda Ayşe Tayurak’ın uzaklaştırma kararı aldırdığı eşi Adem Tayurak cinayet şüphelisi olarak 10 Temmuz’da çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Geçtiğimiz Aralık ayında Adli Tıp Kurumu (ATK) tarafından hazırlanan raporda ölümün “intihar” olarak ifade edilmesinin ardından fail Adem Tayurak rapor doğrultusunda tahliye edilmişti.

Sistematik şiddet görmezden gelindi

25 yıllık evliliği boyunca sistematik şiddet gören Ayşe Tayurak’ın şüpheli ölümünün ardından ajansımıza konuşan kızı Elif Tayurak, bunun bir “intihar” değil “cinayet” olduğuna dikkat çekerek, failin babası Adem Tayurak olduğunu dile getirmişti. Şikâyet sonrası başlatılan soruşturma Silvan Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından takipsizlikle sonuçlandı. Şüpheli ölüme dair başlatılan soruşturmanın kapatılmasına ise ATK raporu ve müştekilerin çelişkili beyanları gerekçe gösterildi.

Failin fiziki özelliği dikkate alındı

Kararda Ayşe Tayurak’ın yıllarca gördüğü sistematik şiddet göz ardı edilirken, “Şüpheli Adem’in fiziki özellikleri (kilo vb.) üstünlük tanındığında şüpheli Adem’in direnen sağ Ayşe Tayurak’ı ipe asmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu…” ifadeleri yer aldı.

Çocukların anlatımları “hayali” denildi

Silvan Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından alınan kararda müştekilerin ifadeleri, ATK raporları ve dijital (telefon) delillerden alınan bilgiler yer aldı. Müşteki olarak ifade veren Ayşe Tayurak’ın çocuklarının ifadelerini çelişkili bulan Başsavcılık, çocukların ifadelerini,Çocukların verdiği ifadeler psikolojik yük ve çocuk hayali ile oluşturulmuş anlatımlar olarak” değerlendirdi.

“Aile içi şiddet yaşanan ölümden ayrı tutuldu”

ATK tarafından hazırlanan raporun da dikkate alındığı kararda rapora dair, “Kişinin ölümünün ası sonucu gerçekleşmiş olduğu ve asının kendisi tarafından yapılmasının mümkün olduğu, bir başkası ya da başkaları tarafından zorla asıldığının tıbbi delillerinin bulunmadığı” ifadeleri yer aldı. Kararda Elif Tayurak’ın şiddet iddialarına dair, “Şüpheli Adem Tayurak ve Ayşe Tayurak arasındaki aile içi şiddet olayları nedeniyle şüpheli Adem Tayurak’ın, Ayşe Tayurak’ı azmettirmesinden söz edilemeyeceğinin yerleşik Yargıtay içtihatlarıyla sabit olduğu..” sözleriyle sistematik şiddetin yaşanan ölüm üzerinde bir etkisi olmadığı savunuldu.

Alınan kararın sonuç aşamasında ise şu ifadeler yer aldı:

“Başsavcılığımızca dosya kapsamında yapılan incelemede; özellikle en somut deliller olan otopsi raporunun, olay yeri inceleme tutanaklarının, keşif tutanağının, olay yeri krokisi ve fotoğraflarının, müteveffanın asıdan önce sağ olması dikkate alındığında, müteveffa ile şüpheli Adem’in fiziki özellikleri (kilo vb.) üstünlük tanındığında şüpheli Adem’in direnen sağ Ayşe Tayurak’ı ipe asmasının hayatın olağan akışına aykırı olması ile müşterek çocukların yemeklere ilaç katılması hususundan bahsetmelerine rağmen müteveffada herhangi bir ilaç ve etken maddesine rastlanılmamasının yukarıda izah olunan diğer tüm müşterek çocukların tutarsız beyanlarıyla birlikte değerlendirilmesiyle müteveffanın intihar sonucu vefat ettiği müteveffanın bir başkası tarafından zorla asıldığının tıbbi delillerinin bulunmadığı, müteveffanın şüpheli Adem’in darbı ile vefat ettiğinin ispatına yarayan nedensellik bağına ilişkin herhangi bir somut delil bulunmadığı, aynı şekilde şüpheli Adem’in ruhsatsız tabanca bulundurduğuna ilişkin de somut bir delil bulunmadığı, bu aşamada kamu adına takibe gerektirir bir suç bulunmadığı anlaşılmakla; kamu adına kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verildi.”

Avukatlar itiraz edecek

Dosyanın avukatları alınan karara karşı Diyarbakır Nöbetçi Sulh Ceza Hâkimliğine itirazda bulunacak.