Jina’dan bugüne kadınların özgürlük yürüyüşü

Jina Amini’nin katledilmesiyle İran’da başlayan isyan, "Jin, Jiyan, Azadî" sloganıyla sınırları aştı. Kadınlar 21’inci yüzyıla isimlerini verirken dünya çapında özgürlüğün sesi oldu.

SARYA DENİZ

Haber Merkezi- Acı, katliam, işkence, idam… bu ‘anahtar’ kelimeler özellikle son yıllarda kadınlar için İran’ı özetliyor. Ancak bunun yanında iki yıl önce büyük bir korku duvarı yıkıldı. Kadınlar daha güçlü ve herkesi sarsacak bir şekilde haykırdı, “jin, jiyan, azadi” diye. İran’da toprağa düşen Jina Amini tüm dünyada boy veren bir direnişin, aynı zamanda ortak mücadelenin filizlerini verdi.

Bugün herkesin sosyolojik olarak ya da tüm yönleriyle anlamlandırmaya çalıştığı, ‘jin, jiyan, azadi’ devriminde kadınların öncülüğü bir anda gelişmedi. Jina’nın ölümü artık kadınlarda son ‘damlaydı.’

Sakine Cansız bugüne ışık tutuyor

Fransa’nın başkenti Paris’te 9 Ocak 2013’te katledilen PKK kurucularından ve Kürt Kadın Hareketi’nin ilk öncülerinden Sakine Cansız’ın (Sara) bundan yıllar önce İran’da yaşananlarla ilgili sözleri tam da bugünü anlatıyor. İran’ı ve kadınları anlamak için Sakine Cansız’ın 4 Nisan 2011’de Yekîtiya Jinên Rojhilatê Kurdistan’ın (Doğu Kurdistan Kadın Birliği-YJRK) 3’üncü Konferansı sırasında verdiği röportaja bakmak gerekiyor. Zira Sakine Cansız, o tarihten bugün yaşananlara ışık tutuyor.  

‘Başlı başına bir özgürlük adımı’

Sözü ve pratiğiyle yol gösteren Sakine Cansız, “Kadının özgürlük ideolojisinden başka dostu yoktur” derken, özellikle Rojhilat’ta kadınların gelişen mücadelesine dikkat çekiyor.

“Rojhilat’taki her çıkış Makû’dan, Urmiyê’den, Sine’den, Hewreman’dan her çıkış, her bir kadın yoldaşın gelişi gerçekten başlı başına bir özgürlük adımıdır, bir devrimdir. Niye? Çünkü Rojhilat ve İran’daki sistem yani Ortadoğu’daki genel sistem biraz da İran şahsında katı bir hale büründü. Ulus devlet geleneğiyle oradaki rejim dini siyasallaştırdı, dini devletleştirdi, ulusallığı devletleştirdi. Her toplumsal gelişme topluma, halka, insanlığa ait bütün değerlere devlet zihniyetiyle ve o rejimin zihniyetiyle baktı. Gerçekten öyle bir noktaya gelmiş ki, en çok kadının karanlığı yaşadığı bir toplumsal gerçeklik var.”

‘Burada insanlık bitmiştir’

İran devletine cevabın ancak örgütlü bir kadın duruşu ile verilebileceğini belirten Sakine Cansız, 112 yıl önce tıpkı bugün yaşandığı gibi idam cezalarına da değiniyor ve devam ediyor:

“Düşünün, böyle bir sistemin ruhu nasıl olur? Böyle bir sistemde çocuğun ruhu, böyle bir sistemde erkeklerin ruhu nasıl olur? Bu erkeklerde insanlık kalır mı, sevgi kalır mı, duygu kalır mı? Hiçbir şey kalmıyor. İnsanlığa ait hiçbir şey bırakılmıyor ve bu yaygınlaştırıldıkça, geliştirildikçe ne oluyor? Toplum böyle çürüyor, çürütülüyor. İşte bu gerçekliği değiştirmek, ruhu bu kadar kirletilmiş, ruhu öldürülmüş bir toplumu, zihniyeti, bir rejim gerçekliğini değiştirmek önemlidir. İdam da böyledir. Aynı zihniyetle insanlar seyrediyor. Dar ağacına gönderilirken seyrettiriliyor. Burada insanlık bitmiştir.”

Sakine Cansız, bu röportajında Rojhilat’ın güçlü bir çıkış noktası yapılması gerektiğini söylüyor ve Kürt kadınların herkes için bir özgürlük alanı yaratacağını, bu güce sahip olduğunu dile getiriyor. İşte tam da bu güç Kürt kadın Jina Amini’nin katledilmesiyle daha alevlendi ve Afganistan, Hindistan, Türkiye ve tüm dünyada ‘Jin, Jiyan, azadi’ felsefesinin yankılanmasını sağladı.

Kadın olarak gözaltına alındı, Kürt ve kadın kimliğiyle katledildi

Jina Amini, 21 Eylül 1999’da Rojhilat’ta dünyaya geldi. Ailesi ona Kürtçe yaşam anlamına gelen ‘Jina’ ismini verdi. İran devleti İslami ve Farsça olmayan isimleri yasakladığı için kızlarını Mahsa adıyla nüfusa kaydettirilebildiler. Jina Mahsa Amini arkadaşları tarafından sessiz ama hırslı özellikleri ile tanıtılıyordu. 2022’nin sonlarına doğru üniversiteye başlayacaktı. Jina’nın üniversite okuması birçok kadın ve kız çocuğuna göre ileri bir adımdı. 

Jina Amini Tahran’da, 16 Eylül 2022’de, devlete bağlı güçler tarafından ‘örtünme kurallarına uymadığı gerekçesiyle’ işkence edilerek katledildi. Katledilmesinin üzerinden iki yıl geçti. Jina, Kürt kimliğine, kültürüne bağlıydı. Ulusal kıyafetleri giyerek bu kültürel mirası her zaman taşıdı. Jina, bir kadın olarak gözaltına alındı ve bir Kürt bir kadın olarak katledildi. Jina Amini’nin katledilmesi sonrası ülkede halk isyanı başladı.

İsyan dünya kadınlarını birleştirdi

“Jin, jiyan, Azadi” yani, “Kadın, yaşam, özgürlük” sloganı dünya sokaklarında yankılandı. Protestolar İran’ın ötesine dünyanın en uç noktasına kadar ulaştı. Sporcular, sanatçılar, aydınlar, politikacılar, yönetmenler ve daha fazlası ‘Jin, Jiyan, azadi’ diyerek, İranlı kadınların taleplerini desteklediler ve aynı zamanda kendileri içinde özgürlük ve eşitlik istediler.

İran devleti isyanı bastırmak için her yolu denedi

İran devleti iki yıldır kadınların devrimini sonlandırmak için her türlü yöntemi denedi. Protestolara katılan binlerce kişi gözaltına alındı, yüzlercesi hapis cezasına çarptırıldı. En çok da kadınlar hedef alındı. Devletin eylemlere baskı ve saldırıları sırasında yüzlerce insan yaşamını yitirdi. Yüzlerce kadın gözaltında şiddet, işkence ve tecavüze maruz bırakıldı. Okullarında isyana destek olan kız öğrenciler kimyasal saldırılarla zehirlenmek istendi. Sadece 700'den fazla öğrenci güvenlik güçleri tarafından tutuklandı. İnsan hakları savunucuları 9 Mart 2022- 7 Mart 2023 tarihleri arasında en az 3 bin 953 kadının tutuklandığını duyurdu. 2023 yılında cezaevinde tutuklu bulunan kadınların 21’i idam edildi.

Pexşan Ezîzî ve Şerîfe Muhammedî’ye idam cezası

Ayaklanmanın ikinci yılında hala kadınların isyanı devam ederken bugün uygulamalarıyla İran devleti en ufak bir tepkiye ya da muhalefete bile izin vermeyeceğini uygulamalarıyla ortaya koyuyor. İranlı kadınlar ‘jin,jiyan, azadi’ devrimini destekledikleri gerekçesiyle tutuklanıyor, sorguya çağrılıyor ya da gözaltına alınıyor. Özellikle son aylarda gazeteciler, öğrenciler, sanatçılar ve hak savunucuları hedef alınıyor ve sonu idam cezası ile sonuçlanan yargılamalara tabi tutuluyor. İran devleti kadınların İran’dan tüm dünyaya yayılan güçlerini kırmak için kadınlara savaş açıyor. Tutsak edilen Gazeteci ve Kadın Hakları Savunucusu Pexşan Ezîzî ile İşçi hakları savunucusu Şerîfe Muhammedî’ye verilen idam cezaları bunun bir sonucu olarak görülüyor. Tam da bu yüzden Jina Mahsa Amini’nin katledilmesinin yıl dönümünde kadınların sesinin duyulması ve başka başka yerlerden karşılık bulması önemli. Kadınlar, Jina’nın katledilişi ile örülen muazzam isyanla molla rejiminde bir şok etkisi yaratırken bugün bu isyanı sürdürmenin, idama ve baskılara karşı olmanın kazanımlarının bir devamı olarak yorumluyor. Sakine Cansız’ın yukarıda belirttiği gibi kadınlar her adımlarında özgürlük ve devrime yürüyor.

Kadınlar yüz yıla yürüyor

Yine 12 yıl öncesinden şimdiye Rojhilat’tan Kürt kadınların direniş sloganı olan ‘Jin, jiyan, azadî’, Dünya Demokratik Kadın Konfederalizmi’nin sloganı haline geldi. Hindistan’da genç bir kadın doktorun tecavüze uğradıktan sonra katledilmesinin ardından başlayan eylemler ülkede hala devam ediyor. Hindistan’da da kadınlar “Jin, jiyan, azadî” pankartı taşıyarak adalet çağrısında bulunuyor. Afganistan’da kadınlar yaşamları pahasına alanlardan ayrılmıyor. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan tarafından dile getirilen bu slogan ve bu sloganın felsefesi sınırları aşıyor. Bu felsefe ile kadınların direnişiyle hayata geçirilen Rojava Devrimi kadınlara rehberlik ediyor. Abdullah Öcalan’ın 21’inci yüzyılın kadın yüzyılı olacağını belirtirken yaşananlar bu yüzyıla kadınların emin adımlarla ilerlediklerini gösteriyor.