Harriet Tubman: Ya özgürlük ya ölüm

Kölelik karşıtı mücadelenin simge isimlerinden Harriet Tubman’ın özgürlük yolculuğunu anlatan film, güçlü bir kadının hem kendisini hem de yüzlerce köleyi özgürlüğe taşıyan direnişini gözler önüne seriyor.

Haber Merkezi- Harriet, Kasi Lemmons tarafından yönetilen, senaryosunu Gregory Allen ve Kasi Lemmon‘un birlikte yazdığı, Eylül 2019’da gösterimi yapılan tarihi- biyografi kategorisinde bir film.  Film kölelik karşıtı, Harriet Tubman'ın hayatını anlatıyor. Harriet rolünde karşımıza Cynthia Erivo çıkıyor.

1849 yılında Maryland’da yaşayan Araminta "Minty" Ross – Harriet’in ilk adı- annesi ve kardeşleriyle Brodess plantasyonunda çalışan bir köledir. Annesinin köle olması onu ve kardeşlerini de köle yapmaktadır. Çiftlikte çalışan Harriet özgür olmayı ve çocuklarının da özgür doğmasını ister ve bu talebini çiftlik sahiplerine söyler ancak isteği çiftlik sahibi tarafından büyük bir öfkeyle karşılık bulur.

Aklın değil Tanrının sesine yönlendirme

Çiftlik sahibi Brodess ölür ve büyük oğlu Minty’i satmak ister. Bunun üzerine Minty çiftlikten kaçmaya karar verir. Burada ona gelen görüntüler ve sesler ile özgürlüğe kaçtığını görür. Filmin sonuna kadar devam edecek olan ve zaman zaman Minty’nin zor zamanlarında kafasında beliren görüntüleri ya da mistik sesleri görürüz film boyunca. Kadınların özgürlüklerini kazanmak için verdikleri mücadeleyi, akıllarını, düşünme ve kavrama yeteneklerini geri plana iten erkek zihniyetinin yansımalarıdır aslında her ne kadar filmi kadın yönetmen çekmiş olsa da. Kadının başarısı değil de filmde de sıkça geçen ‘Tanrının sesi ya da görüntüler’ onu özgürlüğüne götürüyor gibi yaratılan algı, kadınların mücadelesini yok sayan bir yaklaşım olarak karşımıza çıkıyor.

Yüzlerce köleye yardım eder

Filmin en çarpıcı yerlerinden biri de Minty’nin kaçtığında çiftlik sahipleri tarafından bir köprünün ortasında sıkıştırılması sahnesidir. Burada Minty "ya özgürlük ya ölüm" diyerek kendisini nehre atar. Uzun bir yolu tek başına ve yürüyerek Pensilvanya’ya ulaşan Minty, burada Kölelik Karşıtı Toplum adında bir örgütlenme ile tanışır. Artık adını kendisi seçer ve onun özgür bir insan iken ismi Harriet Tubman olur. Burada yaşamaya başlayan Harriet ailesini kurtarmak için eski yaşadığı çiftliğe geri döner ve kardeşleriyle birlikte 9 köleyi daha kurtarır. Bundan sonra O Yeraltı Demiryolu komitesinde kondüktör olarak görev yapan ve köle olan siyahileri kurtaran bir kahramana dönüşür. Adı her yere yayılır. Zorlu yerlerden kölelerin kaçmasına yardım eden Harriet’in hikayesi devam eder, Amerikan iç savaşı sırasında siyahi bir askeri birliğe liderlik eder ve 750’den fazla kölenin kurtulmasını sağlar.

Harriet Tubman, 91 yaşında yaşama özgür bir birey olarak veda eder. Kölelik karşıtı toplantılarda, eylemlerde yer alır ve tüm kölelerin özgür olabilmesi için mücadele eder. Güçlü bir kadının hikayesini izlediğimiz film Amerika’nın sömürgeleştirilmesi ve “beyaz adamın” yerli halklara, kadınlara ve siyahilere karşı uyguladığı politikalarında küçük bir kesiti gibidir. Bir kadının kendisini bulması ve özgürlüğe ulaşma hikayesidir.