Haber Merkezi - Kullandığımız pek çok eşyanın mucidini biliyoruz. Ama günlük yaşamda kullandığımız basit eşyaların, hemen her gün tükettiğimiz besinlerin nasıl keşfedildiğini merak bile etmiyoruz. Bir rivayete göre, çorbasını içtiğimiz, köftesini yoğurduğumuz sofraların vazgeçilmezi kırmızı mercimeğin tarihi MÖ 2000’li yıllara dayanır. O güne kadar bilinmeyen mercimek, dağ bayır dolaşan yoksul bir çiftçi ailenin kızı tarafından keşfedilir.

Merakı mucit yaptı

Asurlu Akubu’yu duydunuz mu? Bir efsane mi yoksa tarihi kalıntılar arasında saklı kalan bir hakikat mi bilinmez ancak rivayete göre, yaklaşık olarak günümüzden 3900-4000 yıl önce kendi halinde çiftçi bir ailenin bir kız çocuğu dünyaya gelir. Adı da Akubu’dur. Zor yaşam şartlarından dolayı 5 yaşında bir çocuğun yapamayacağı birçok işi yapmayı, 7 yaşına geldiğinde ise dağlarda keçileri otlatmayı öğrenir. Doğayla iç içe bir yaşam süren Akubu, gördüğü bitkileri topluyor ve bunları bazen kurutuyor, bazen kaynatıyor bazen de çiğ olarak yiyor. Akubu’nun bu meraklı kişiliği, onu şimdi sofralarınızda afiyetle yediğiniz kırmızı mercimeğin mucidi yapar.

Kırmızı mercimeğin keşfi

Bir sabah dolaşırken o güne kadar hiç görmediği bir bitkiyle karşılaşır. Bu bitki kırmızı mercimektir. Heyecanla biraz toplayarak eve götürür ve annesine gösterir. Bu bitkiyi kurutturlar, kaynatırlar ve tadını çok beğenirler. Keşfettikleri bu güzel lezzeti daha sonra çevrelerindeki insanlarla da paylaşırlar. Bütün halk, kırmızı mercimeğin tadını çok beğenir. Akubu sayesinde kırmızı mercimekle yapılan lezzetli çorbalar, köfteler, salatalar sofralardaki yerini alır. Ne hak talep eden ne de kimseden teşekkür bekleyen Akubu, sadece insanlar çorbayı sevdiği için sevinmiş o kadar. Günümüzden yaklaşık 4000 yıl önce yaşamını yitirdiğinde kırmızı mercimeğin mucidi olduğunu kendi bile hatırlamaz olmuş.