Emma Goldman: Kadınların mücadelesine ışık tutmaya devam ediyor

“Toprağa kök salmış biri yıldızlara ulaşamazdı...” diyor Emma Goldman. 82 yıl önce hayata veda eden Emma Goldman, kendi döneminde yaptığı çözümlemeler ve söylemlerle bugün hala kadın mücadelesine ışık tutmaya devam ediyor.

SUHAM AKMAN

Haber Merkezi - Emma Goldman, Litvanya’nın Kovno kasabasında Yahudi bir ailenin üçüncü çocuğu olarak doğduğunda takvimler 27 Haziran 1869’u gösteriyordu. Ailesi, 1881 yılında St. Petesburgu’a göç ettiği sırada mensubu olduğu Yahudi gettosu korkunç bir sömürü altında yaşam mücadelesi veriyordu. Elbette ekonomik sömürünün yanı sıra siyasi baskı da cabasıydı demek yanlış olmaz. Yahudi gettosu dışındaki yaşamda ise sosyalizm başta olmak üzere Nihilizm gibi Çarlık karşıtı mücadele hareketleri örgütleniyordu, revanşa çıkıyordu.

Yaşam öyküsünü kaleme aldı

Aslında anarşizmin öncülerinden ve kuramcılarından sayılabilecek Emma Goldman’ı tanıyabilmek için kendisi zaten Türkçe’de iki cilt olarak basılan “Hayatımı Yaşarken” isimli eseri yani yaşam öyküsünü kaleme almıştır. Hatıralarını kaleme alırken ki üslubunun dikkat çekici mütevaziliği kadar sürgünlerle geçen ömründe en küçük ayrıntıların dahi yer buluyor olması sadece hayatının değil aynı zamanda döneminin de bir kaynağı nitelikteki bir eser olarak önümüzde duruyor.

Anılarını yazma konusundaki tereddütlerini çevresinden gelen yoğun ısrarlarla kabul eden Emma Goldman “Şükranla” diye başlayarak şöyle ifade ediyor:

“Anılarımı yazmam konusunda çevremden gelen ısrarlar daha hayata henüz adım atmışken başlamış ve yıllarca sürmüştü. Ne var ki ben o zamanlar bu ısrarları hiç önemsemedim. Hayatımı dolu dizgin yaşarken yazmaya ne gerek vardı? Ayak dirememin bir başka nedeni de, fırtınanın orta yerindeyken yazmanın doğru olmayacağı düşüncesinde olmamdı. Arkadaşlarıma, ‘Değerli bir hayat hikayesi ancak  hayattaki trajedilerin de, komedilerin de tarafsız ve hiç bir şeye-özellikle de kişinin kendi hayatına-bağlı olmaksızın görülebildiği olgun bir yaşa erişildiğinde yazılabilir’ diyordum. İlerleyen yaşıma rağmen kendimi hala genç hissettiğimden, öyle bir işi yüklenmek için kendimi yeterli görmüyordum. Üstelik bu yoğunluktaki bir çalışma için gerekli zamanı bulmak da kolay değildi benim için...”

İşkence, sürgün, hapis…

İşçi ve kadın hakları savunucusu, anarşist, hemşire, ajitatör, ifade özgürlükçüsü, cinsel özgürlük taraftarı gibi bir çok sıfatlandırmanın sahibi olan Emma Goldman, her şeyden önce idealleri için yıllarca sürgünleri, arkadaşlarından, ailesinden kopmayı, ötelenmeyi, “şeytanlaştırmayı”, ucubeleştirilmeyi göze almış bir kadın. Seçimlere hiç bir şekilde inanmadığını, mevcut sistemin “iyi gönüllükle düzelmeyeceğini” ancak anarşizm ile tüm toplumsal sorunların çözüme kavuşacağına inanan Emma Goldman, muhalif kimliğini "Oy vermek bir şeyleri değiştirseydi yasaklanırdı" sözleriyle özetler. Döneminin arayışçısı, binlerce kadın ve erkeğe ilham veren duruşundan ödün vermeden istikrarla yürüdü yolunda. Onlarca defa sürgünle karşılaştı, işkence gördü, hapis yaptı, kendisi yüzünden kentlerde, ülkelerde neredeyse olağanüstü haller ilan edildi, anarşizm karşıtı yasalar çıkarıldı ancak o “davasından” yılmadı ve hatta anarşizmi birlikte savunduğu ‘gerici’ bulduğu isimlerle, kesimlerle de arasında uçurumlar oluştu. Emma Goldman, anarşist görüşün yayılmasında bir kadın olarak önemli bir rol oynamaktan geri durmadı.

“Kadınlar bağımsızlıkları için mücadele etmeli”

Kadın bağımsızlığının kendisinden gelmesi gerektiği, kadınların özgürlükleri-bağımsızlıkları için mücadele etmeleri gerektiğinden her fırsatta dem vuran Emma Goldman, kadın bedeninin doğurganlık objesi, seks objesi olarak görülmesindense “Kendi bedeni üzerinde başkalarının iddia ettiği tüm haklara karşı koymalı, istemediği sürece çocuk yapmamalı, tanrının, devletin, kocasının, ailesinin bir kulu olmaya karşı çıkmalıdır. Bu da hayatın tüm karmaşıklığını ve özünü anlamaya çalışarak, yani kendini toplumun fikirlerinden ve yargılarından özgürleştirerek olur” diyor.

Göçün ardından yeni bir Emma…

Yahudi gettosunun St. Petersburg’da karşılaştığı baskı ortamından kaynaklı bir süre sonra New York eyaletinin Monroe bölgesinde yer alan Rochester kentine göç ettiler. Ancak bu göçün öncesinde gözleri dünyaya deyim yerindeyse açılmış bir Emma vardır. 13 yaşında eğitim hayatı bitmiş, fabrikalarda çalışmaya başlamış, devrimci düşüncelerle tanışmış, Nikolay Çernişevski’nin “Nasıl Yapmalı” kitabı ile hayatında anarşist fikirlerin tohumları peyda olmuştur. Emma Goldman’ın anarşist düşüncelerle bağlarını pekiştiren ise kızkardeşi Helena ile yakından takip ederek derin etkisinde kaldıkları 1886 yılında yaşanan Haymarket Olayı olmuştur. Ardından 1 Mayıs, uluslararası bir gün olacaktır ancak Haymarket Meydanı’nda düzenlenen mitinge atılan bomba sonucu 7 polisin ölmesi karşısında 7 işçi idama mahkum olmuştur. 4 işçi asılmış, bir işçi ise hapiste intihar etmiştir.

Suikast eylemi

Bir yıl sonra Emma Goldman kendisi gibi işçi olan Jacob Kersner ile evlenir ancak kısa süre evliliğinin ardından ailesi ve eşini terk eder. New York’a taşınarak Haymarket’in kendisinde yarattığı fırtınalı bir geleceğe doğru atım atar. İlk adımında Rusya göçmeni radikal Anarşist Alexander Berkman ile tanışır ve hapis hayatı dışında eş, arkadaş, yoldaş olarak birbirlerinden kopmayan bir bağ aralarında oluşur. Yaptıkları bir suikast eyleminde Alexander Berkman tutuklanır ve 22 yıl hapis cezası alır. Emma Goldman, arkadaşını bu zaman zarfında asla yalnız bırakmaz. Farklı dostluklar ve ilişkilere yelken açsa bile Alexander Berkman ile dostluğunu başka bir yerde tutar.

Hiç durmadan kitleleri harekete geçirdi

Anarşist, sosyalist ya da herhangi başka görüşe sahip olsalar dahi erkeklerin “Kendinden başka tanrı tanımayan erkeğin sahip olma güdüsü” şeklinde tanımlar kadınlardan beklentisini ve bunu aşmak için mücadele eder. Yaptığı her konuşma olay, çıktığı her sahne bambaşka bir olay olan Emma Goldman, kendisine mal edilen “1893 Paniği” olarak adlandırılan 600 bankanın kapanması, 56 demiryolu şirketi ve 15 bin firmanın iflas ettiği ekonomik çöküntü döneminde hiç durmadan kitleleri harekete geçirmeye çalışır.

Cezaevini okula dönüştürdü

“Halkı ayaklanmaya kışkırtmak” nedeniyle sık sık gözaltına alınır ve hapis de yatar Emma Goldman. Blackwell Adası Cezaevi’nde geçirdiği bir yıllık hapis cezasını kendisi için bir “okula” dönüştürür. 11 Şubat 1916 yılında tekrar tutuklandığında ise doğum kontrolü hakkında bilgilendirici belgeler dağıtmaktır suçu. 1917 yılında dünyayı kasıp kavuran savaş yılında tekrar tutuklanır Emma Goldman ve “Eğer savaş istiyorsanız, kendiniz savaşın. Bizler sizin yerinize savaşmayacağız” dedi. Bu eylemlerinden ötürü Alexander Berkman ile iki yıl tutuklu kalır ve ardından vatandaşlıktan da çıkarılarak Rusya’ya sürgün edilirler.

İki eseri ile yaşadıklarını anlattı

Anarşist kimliğine rağmen Bolşeviklerin tarafından bir duruş gösterir ancak 1921’de Kronştad ayaklanması ardından yaşadıklarını “Rusya’daki Hayal Kırıklığım” ve “Rusya’daki İlave Hayal Kırıklığım” eserlerinde anlatır. 1921’de Birleşik Krallığa gitti ve vatandaşlık sahibi oldu ve bu sayede birçok ülkeyi de ziyaret etti. Bunlardan biri de iki kez gittiği İspanya idi. Sürgününden 15 yıl sonra ABD kendisine vize verdi eski ülkesinde yoğun bir ilgi ile karşılanırken, gazetecilerin “konuşmasını mı değiştireceği yoksa ülkeyi terk mi edeceği sorusuna” ikirciksiz ve kesin bir tavırla “Fikirlerimi inkar etmektense ülkeyi terk etmeyi tercih ederim” ifadelerinde bulundu.

70 yaşında hayata veda etti

Emma Goldman, 14 Mayıs 1940’ta 70 yaşında Kanada’nın Toronto kentinde ayrıldı bu dünyadan. Büyük bir saygı duyduğu ve kendisinin anarşizme adım atmasını sağlayan Chicago’da Haymarket İsyanı sonucu asılan anarşistlerin defnedildiği anıt mezarların yakınında defnedildi.

Başlıca eserleri

Emma Goldman’ın fikir ve düşüncelerini savunduğu ve Türkçe’ye çevrilen eserleri şöyle: Anarşizm Neyi Savunur, Hayatımı Yaşarken (1-2), Dans Edemeyeceksem Bu Devrim Benim Devrimim Değildir, Modern Tiyatronun Toplumsal Önemi, Rusya’daki Hayal Kırıklığım, Benim İnandığım, Anarşizm, Modern Dramanın Toplumsal Uyumu, Bolşeviklerin Devrime İhanetinin Öyküsü, Hristiyanlık Üzerine Bir Eleştiri