NUR EL-AHMED

Rakka- Kuzey ve Doğu Suriye bölgesinde 8 Ağustos’ta gerçekleştirilen Ortak Tutum Konferansı tüm Suriye bileşenlerini temsil etti. Konferansta Dürzi ve Alevi temsilcilerin katılımı bir diyalog masası oluşturmak ve talepleri ortaklaşması açısından önemli bir adım olarak görüldü.

Rakka Kantonu Eğitim ve Öğretim Kurulu Eşbaşkanı Zeliha Abdi, ajansımıza bölgedeki son gelişmeleri değerlendirdi. Zeliha Abdi, Suriye’deki hızlı gelişmelerin arkasında gizli eller olduğunu belirterek " cihatçı Heyet Tahrir el-Şam’ın, halkın seçim ya da onayı olmadan iktidarı devralması, Suriye halkı üzerinden oynanan bir oyunun göstergesidir” dedi. Yeni Suriye anayasasının tek taraflı yazıldığını, oysa tüm Suriyelilerin ortak iradesiyle hazırlanması gerektiğini vurgulayan Zeliha Abdi, anayasada herkesin haklarının, isteklerinin ve önerilerinin dikkate alınması gerektiğine dikkat çekti.

Zeliha Abdi, şunları dile getirdi:

"Bakanlıklar adil bir şekilde dağıtılmadı ve Ulusal Konferans tüm Suriye bileşenlerini kapsamadı. Onları gerçek anlamda temsil etmedi. Bu, yeni rejimin neden eski rejimin yaklaşımını izlediğini açıklıyor. Suriye, Kürtler, Araplar, Çerkezler ve Hristiyanlar da dahil olmak üzere çeşitli kültür ve dinlerin yaşadığı bir ülkedir ve halk kendi kaderini belirleme hakkına sahiptir."

‘Suriye halkı taleplerini yerine getiremedi’

Zeliha Abdi, Suriye halkının aradığı Suriye'yi elde edemediğini ifade ederek "Suriye halkı, Suriye krizi sırasında en ağır bedeli ödedi. Tüm halk özgür bir Suriye hedeflerine ulaşmak için mücadele etti, savaştı ve canlarını feda etti. Ancak, özellikle Alevi ve Dürzi mezheplerine karşı suç ve ihlallerde bulunmak için bahaneler uydurulduktan sonra, durum hızla tersine döndü."

İhlallerin, kaos ve kanunsuzluk ortamı yaratan Heyet Tahrir el-Şam çeteleri tarafından gerçekleştirildiğini anlatan Zeliha Abdi, “Bu suçları durduracak gerçek bir yasal caydırıcı, bu suçları takip edecek, kovuşturacak ve soruşturmalar açacak belge komitelerinin olmayışı ya da mağdurlar için adaletin sağlanamaması, halkın endişelerini daha da arttırıyor. Suriye bugün tüm Suriyelilerin geleceğini tehdit eden tehlikeli bir dönüm noktasına doğru ilerlerken, korkular da artıyor” dedi.

Suriyelilerin kapısı

Kuzey ve Doğu Suriye halkının Aleviler ve Dürzilerle dayanışma içinde olduklarını ifade ederek suçluları kınayan Zeliha Abdi, “Bölgelerimizdeki Demokratik Ulus Projesi, demokratik ilkelere dayanıyor ve yönetimde ademi merkeziyetçiliğe açılan bir kapı niteliğinde ve her türlü ihlalin bahanesini reddediyor" dedi. Kuzey ve Doğu Suriye bölgelerinin, geçici yönetimin tutumunu reddettiğini ve bunun Hesekê şehrinde tüm bileşenlerin katılacağı bir konferans yapılmasını sağladığını ifade eden Zeliha Abdi, “Mevcut durum ışığında, tüm Suriyelileri tek bir diyalog masasında bir araya getiren ve temsil eden bir konferans düzenleme ihtiyacı hissettik. Bu konferansta, Suriye'nin geleceğine ilişkin en önemli zorlukları, özlemleri ve önerileri tartışacağız. Bu önerilerde, herkesin haklarını garanti altına alan, merkezi olmayan, çoğulcu bir Suriye talep ediliyor."

Zeliha Abdi, konferansın düzenlenmesinin önemi hakkında da şunları söyledi:

"Konferansın düzenlenmesi olumlu ve önemli bir adım. Suriye durumunda tarihi ve önemli bir aşamadır. Tüm bileşenleri temsil ediyor. Talep ve vizyonlarını birleştirmeleri, geçici yönetime Suriye birliğinin gerekliliğini ve çözümün uluslararası garantilerle Suriye’de olmasını vurgulayan çağrılarını iletmeleri yönünde açık bir mesaj."

‘Kadın özgürlüğün özüdür’

Konferansın sonuçlarına ve önerilerine değinen konuşmacı Zeliha Abdi, konferansın kadınların barış sürecine katılımını zorunlu gördüğünü kaydetti ve “Kadınların yıllardır verdiği mücadele ve fedakârlıkların karşılığında hak ettikleri rolü almaları gerekiyor. Yeni anayasa, kadınların bakanlıklarda, seçimlerde ve yaşamın tüm alanlarında gerçek temsiliyetini güvence altına almalıdır. Kadın özgürlüğün özüdür” dedi.

‘İhtiyaç, sadece talep değil’

Zeliha Abdi sözlerini şu çağrıyla tamamladı: “14 yıldır özgürlük ve onur için mücadele eden tüm Suriyeliler, otoriter rejimin karanlık döneminden kurtulmak için çalışmalı, demokrasiye giden yolu açmalı. Ayrımcılığın her türlüsünü reddederek, tüm halkların haklarını güvence altına alacak bir anayasa oluşturmak artık bir zorunluluktur.”