MEDİNE MAMEDOĞLU

Colemêrg- Kayyım gaspına karşı, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) tarafından Colemêrg’e düzenlenen 8 gün süren İradeye Saygı Yürüyüşü’ne Türkiye ve Kürdistan’ın farklı illerinden katılan kadınlar, döndükleri yerlerde Kürt halkının kararlılığını anlatacaklarını dile getirdi.

Ne sıcak hava ne de ayaklarında oluşan yaralara aldırmadan 8 gün boyunca kilometrelerce yol yürüyen kadınlar, yürüyüşten aldıkları güçle döndükleri şehirlerde savaş ve kayyım politikalarına karşı mücadelelerini sürdürecekleri mesajını verdi.

Esmer Baran: Bu yürüyüş özgürlük yürüyüşüydü

Sêrt Misircê’den (Kurtalan) yürüyüşe katılan Esmer Baran, ne güneşin yakıcılığına ne de ayaklarında oluşan yaralara aldırış etmeden 8 gün boyunca yürüdüklerini dile getirdi. Halkın desteğinin kararlılıklarını daha da güçlendirdiğini belirten Esmer Baran, “Ne olursa olsun zafer bu halkın olacak” diye konuştu.

Esmer Baran konuşmasının devamında şunları ifade etti:

“Dağlardan, ovalardan geçtik. Gittiğimiz her yerde halk bizi büyük bir coşku ile karşıladı. Bizdeki coşku bu şekilde iki katına çıktı. Herkes buna ‘kayyım yürüyüşü’ diyor ama bu yürüyüş aslında özgürlük yürüyüşüdür. Biz sadece Kürt halkının da değil, bütün halkların özgürleşmesi için buradayız. Ortak yaşamı güçlendirip bir arada olmak için buradayız. Bu savaş politikalarının bir an önce sona ermesi gerekiyor. Ne kriz ne de kaosun bu halklara hiçbir yararı yok. Bunun için yürüyoruz. 180 kilometre geride kaldı ama yorulmadık. Ne güneş ne de yokuş yollar bizi yormadı. 7’den 70’e herkes bu yürüyüşteydi. Bize moral veren de bu gençler ve yaşlı insanlarımız oldu. Büyük bir moral ve umut ile yürüdük. Bu yürüyüş burada sona ermeyecek. Gittiğimiz her yerde bu yürüyüşün coşkusu ve kararlılığından bahsedeceğiz. Bunun için çalışmaya devam edeceğiz.”

Emine Yalın: Kimse yoruldum demedi

Çewlîg’den (Bingöl) yürüyüşe katılan Emine Yalın ise, yürüyüşlerini sıcak havanın bile olumsuz etkilemediğini söyledi. Emine Yalın, “Neredeyse kimse 'yoruldum' demedi. Tam tersi daha çok yürümek istiyoruz. İnsanlar bize çok destek oldu. Bu yürüyüş bizler için bir başlangıç bizler buradan aldığımız güçle alanlarımıza gideceğiz. Buradan aldığımız kararlılıkla çalışma yürütmeye devam edeceğiz. Savaş politikalarına ve kayyıma karşı sonuna kadar alanlarda olacağız. Bu halkı sindirmeye bu halkı korkutmaya çalışıyorlar. Dilini, kimliğini ve iradesini tanımıyorlar. Biz de tanımadıkları bu iradeyi onlara her gün alanlarda göstereceğiz. Ne irademizden ne de kimliğimizden vazgeçmeyeceğiz” şeklinde konuştu.

Neslihan Çetin Kaya: Sadece bir yürüyüş değil aynı zamanda bir direniş

Muğla’dan yürüyüşe katılan Neslihan Çetin Kaya, iktidarın kayyımlarla önce kadınları ardından ortak yaşamı hedef aldığına vurgu yaptı. Bu yürüyüş boyunca yaşadıkları yoldaşlık duygusunun ve mücadele azminin daha da derinleştiğini söyleyen Neslihan Çetin Kaya, her adımda yeni bir şey öğrendiğini ve bu öğrendikleriyle Muğla’ya döneceğini anlattı. Eylemlerinin sadece bir yürüyüş değil aynı zamanda da bir direniş olduğunu vurgulayan Neslihan Çetin Kaya, şunları dile getirdi:

“Her adımı demokrasi ve Türkiye halklarına barış getirmesini dileyerek attık. 3 dönemdir atanan bu kayyımları kabul etmiyoruz. Bugünkü erkek devlet zihniyeti halkın iradesini tanımıyor. Bu şekilde ne yaşamı ne de kadını tanımıyorlar. Biz buna karşı bir direniş içindeyiz. Bu sadece Colemêrg halkının değil, bütün halkların ortak sorunudur. Erkek zihniyet kendi alanını genişletmek istiyor bu da ortak yaşama bir saldırıdır. Kayyımı tanımıyoruz, olduğumuz her alanda direnmeye devam edeceğiz. Kadınlar olarak ne yaşam alanlarımızı ne de irademizi onlara teslim etmeyeceğiz.”

Kamile Ocak: Her saat eğitim gibiydi

Semsûr’dan (Adıyaman) Kamile Ocak da 8 gün boyunca o coşkuyu ve inancı yaşadığını söyleyerek, “Bütün arkadaşlarla aynı inanç ve irade ile yürüdük. Halkımız yalnız değildir. Hepimize serkeftin, bir arada olmaya çalışmaya devam edeceğiz. Burada geçirdiğimiz her dakika ve her saat bizler için eğitim niteliğinde oldu. Ortak yaşamı ve yoldaşça yaşamı yerinde gördük, deneyimledik” dedi.