Yönetmen Raquel Fernández Núñez: Rojava Devrimi kadın direnişinin güçlü bir simgesi
İspanyol Yönetmen Raquel Fernández Núñez, Kuzey ve Doğu Suriye Devrimi’nin kadın direnişinin güçlü bir simgesi olduğunu söyleyerek, “Bu hareket bize daha iyi bir dünya kurabileceğimizi gösteriyor. Sadece kadınlar için değil, genel olarak” dedi.
BÊRÎVAN ÎNATÇÎ
Haber Merkezi- Erkek egemen zihniyetin kadını baskı altına almak için savaş ve politikalar geliştirdiği bir dönemde, kadınlar bulundukları her alanı direnişlerini örmek için değerlendiriyor. Kadının yaşadıklarını ve verdiği direniş ise en güçlü yansıtan ve sınırların ötesine taşıyan alanlardan biri de sinema. Sinemanın toplumsal gerçeklikle bağı güçlü olduğunda yapılan eserlerde tarihi bir belge niteliği taşır.
İspanyol Görüntü Yönetmeni Raquel Fernández Núñez, Kuzey ve Doğu Suriye 19 Temmuz Devrimi’nin kadın karakterine dikkat çekerek, sinema ve kadın mücadelesi arasındaki ilişkiyi ajansımıza değerlendirdi.
‘Film yapmak, hikaye anlatmak için en güçlü araç’
Sözlerinin başında sinema alanındaki çalışmaları hakkında konuşan Raquel Fernández Núñez, "Doğduğum şehirde film festivalleri yapılıyordu, festivaller hala devam ediyor. Çocukluğumda o filmler bana farklı yaşam tarzları hakkında bilgi verdi. Bir birey olarak her şeyi kendim bilmek ve tanımak istediğimi fark ettim. Örneğin ben çocukken filmlerde bu arazileri görürdüm. Çocukluğumda izlediğim filmlerdeki hikayeler hakkında daha fazla bilgi edinmek istedim. Görüntü yönetmeni olmamın nedeninin bu olduğuna inanıyorum. Orada olmak ve bununla ilgili her şeyi bilmek, bir resim ya da sahne oluşturmak istedim. Film, hikayeleri bizim gözümüzden anlatmak için çok güçlü bir araçtır" şeklinde konuştu.
Dayatılan kalıpları kırmak
Sinema ve kadın arasındaki ilişkiyi değerlendiren Raquel Fernández Núñez, “Sinema çalışmalarıyla kadınların duygularını doğru bir şekilde göstermeye çalışıyorum. Bunu resimler ve videolarla göstermeye çalışıyorum. Ayrıca sinemanın bize dayattığı kadın kalıplarını nasıl kırabiliriz? Başlangıçta bu stereotiplerin neler olduğunu analiz etmemiz gerektiğine inanıyorum. Bundan sonra savaşmamız gerekiyor, çünkü bu bir mücadeledir. Örneğin bu stereotiplerde kadınlara kurban ve zayıf olarak bakılıyor. Bence en mümkün olan şey bu karakterleri analiz etmek, çünkü kadın gerçekliğini yansıtmıyor. Gerçi biz dünyanın yüzde 50'siyiz. Bundan sonra görev ve misyonun bize düştüğünü, bunun da bir sorumluluk olduğunu söylemek isterim" diye belirtti.
‘Kendimizden bahsedecek hem araç hem de bilgiye sahibiz’
Filmlerde ve yaratılan hikâyelerde kadın karakterini değerli kılan şeyin sorumluluk duygusu olduğuna vurgu yapan Raquel Fernández Núñez, "Bu çok zor bir şey, çünkü güç hâlâ erkeklerin elinde. Bu hikayeleri yazan yazarların başlangıçta bizi ve duygularımızı yazmaları gerekir, ancak yazarların çoğu erkeklerden oluşuyor. Bu nedenle bizim hakkımızda konuşmak istediklerinde neler yaşadığımızı bilmiyorlar. Hiçbir tecrübeleri yok, bedenimizi de ruhumuzu da bilmiyorlar. Bunun için tarihte ilk kez kendimizden bahsedecek hem araç hem de bilgi birikime sahibiz. Bir görüntü yönetmeni olarak bunu yazıp, yazılanları analiz ederek, yönetmenle tartışarak yapmaya çalışıyorum. Bir şeylerin ters gittiğini görürsem söylerim, gösteririm" ifadelerinde bulundu.
Kadınları ilgilendiren her gelişmeyi yakından takip eden Raquel Fernández Núñez, Kuzey ve Doğu Suriye’de gelişen Rojava Devrimi’nin “Kadın Devrimi” olduğunu kaydetti.
‘Rojava Kadın Devrimi kadınlara birçok alanın kapsını açtı’
“Kadın direnişi benim için büyük bir semboldür” diyen Raquel Fernández Núñez, bu direniş sonucunda kadınların elde ettiği kazanımlara dikkat çekerek, konuşmasını şu şekilde tamamladı: “Bu direnişle kadınlara siyasetin ve birçok alanın kapısı açıldı. Aynı zamanda kadınlar eğim alıyor. Siyasette yerlerini aldıklarına ve eşit bir ekonomik sistem kurduklarına inanıyorum. Bu bizim için en önemli şey. Bu nedenle benim için en güçlü simge bu. Çünkü bu hareket bize daha iyi bir dünya kurabileceğimizi gösteriyor. Bu sadece kadınlar için değil, tüm toplum için geçerli."
Raquel Fernández Núñez kimdir?
1972'de İspanya'nın Valladolid şehrinde doğdu. İspanya Görüntü Yönetmenleri Derneği (AEC) Başkan Yardımcısı olan Raquel Fernández Núñez, İspanya'nın en iyi uluslararası görüntü yönetmenlerinden biri olarak uluslararası alanda tanınıyor.
Raquel Fernández Núñez, Los Angeles'taki gerçek sanata adanmış bir festival olan Mirage Film Festivali'nde En İyi Görüntü Yönetmeni ödülünü kazandı, Kadın Bağımsız Film Festivali'nde En İyi Kadın Görüntü Yönetmeni Ödülü'nü kazandı ve Berlinale, Tribeca Film Festivali, Rotterdam Film Festivali, Golden Horse Film Festivali (Tayvan), Hong Kong Film Festivali, Documenta Madrid Film Festivali ve Goya Ödülleri gibi önemli etkinliklerde aday gösterildi.
Raquel Fernández Núñez New York, Londra, Şanghay, Los Angeles ve Madrid'de yaşadı. Venedik, Guatemala City, Manila, Montreal, Bombay, Aman ve Dubai gibi çeşitli yerlerde çalıştı. Çağdaş toplumdaki kültürel ve politik süreçlere olan ilgisi, onu sanatçılarla iş birliği yapmaya ve Museo Nacional Centro de Arte Reina Sofía, Museo de Arte Contemporáneo de Barcelona, Patrick Tuytens Koleksiyonu, Brüksel (Belçika) ve Les Abattoirs Museum Toulouse (Fransa) gibi prestijli kurumların kalıcı koleksiyonlarında yer alan görsel-işitsel eserler yaratmaya yöneltti. Yönetmenin öne çıkan çalışmaları arasında “Anqa (2023)”, “Haunting of the Mary Celeste (2020)”, “Stoma (2013)” yer alıyor. Raquel Fernández Núñez, La Casa de Papel ve Berlin (2023) dizisinde oyunculuk jürisi bölümünde yer aldı.