Yemen’deki tutuklu kadınların serbest bırakılması için girişim başlatıldı
Kaçırılanların Anneleri Derneği, Husi cezaevlerinde bulunan kadınların serbest bırakılması için, ‘Özgürlük ve Barış Kadınları’ adıyla bir girişim başlattı.

RANİA ABDULLAH
Yemen- Yemen’de Husiler tarafından 2021 yılının Şubat ayından bu yana gözaltında tutulan İntisar El-Hammadi’nin durumu belirsizliğini koruyor. İntisar El-Hammadi’nin maruz kaldığı muamele, ülkede kadın tutukluların karşı karşıya olduğu daha geniş çaplı insan hakları ihlallerinin yalnızca bir örneği olarak görülürken, bu durum daha geniş bir mücadelenin kapılarını araladı.
Ülkede ailelerin tüm itiraz ve takip girişimlerine rağmen, birçok kadın halen kayıp olarak kayıtlarda yer alıyor. Gözaltındaki kadınların sağlık ve psikolojik durumlarının giderek kötüleştiği bildirilse de yetkililer bu kişileri serbest bırakmak için herhangi bir adım atmıyor.
Kadınların akıbetleri bilinmiyor
Yemen’deki Husi güçleri, 2024 yılının Haziran ayında istihbarat faaliyeti yürüttükleri iddiasıyla Birleşmiş Milletler ofisleri ve diğer uluslararası kuruluşlarda görev yapan çalışanları tutukladı. Tutuklananlar arasında kadın çalışanların da bulunduğu bildirildi. Tutuklanan kişilerin ailelerine ziyaret ya da sağlık durumlarını kontrol etme izni verilmezken, özellikle kadınların fiziksel ve psikolojik durumlarının her geçen gün kötüye gittiği belirtiliyor. Bu süreçte aileler de belirsizlik ve endişe içinde zorlu bir mücadele veriyor.
İki anne sonuç alamadan yaşamını yitirdi
Husiler tarafından gözaltına alınan Barış İçin Sivil Koalisyonun İcra Direktörü ve insan hakları savunucusu Sara El-Fayek’in annesi, Ocak ayında kızının durumuna dair hiçbir bilgi alamadan hayatını kaybetti. Aktivist Rabab Al-Madhwahi'nin annesi de iki kızının akıbetini öğrenmek için aylarca mücadele eden kadınlardan. Tüm girişimleri sonuçsuz kalan Rabab Al-Madhwahi'nin annesi de 18 Şubat’ta yaşamını yitirdi. Her iki annenin de kızlarının serbest bırakılması yönündeki çabaları sonuçsuz kaldı. Ailelerin yaşadığı bu kayıplar, Yemen’deki keyfi gözaltıların yalnızca tutukluları değil, ailelerini de ağır şekilde etkilediğini bir kez daha ortaya koydu.
Girişim kuruldu
İntisar El-Hammadi'nin annesi de sağlık durumu kötüleşen ve acilen sağlık hizmetine ve tıbbi müdahaleye ihtiyaç duyan kızı için kaygı ve panik içinde yaşıyor. Ajansımız gözaltına alınanların ailelerine ulaşmaya çalışsa da ailelerin medyaya çıkmaktan çekinmeleri ve kızlarının hayatlarından endişe etmeleri nedeniyle görüşleri alınamadı. Yemen’deki çatışmalarda tutuklanan kadınların serbest bırakılması ve barışın sağlanması amacıyla Kaçırılanların Anneleri Derneği önemli bir girişim başlattı. Dernek, çatışan tüm taraflara çağrıda bulunarak "Özgürlük ve Barış Kadınları" girişimini duyurdu. Girişimin hedefi, her iki tarafta da tutuklu bulunan kadınların, koşulsuz bir şekilde serbest bırakılmasını sağlamak. Dernek, kadın tutukluların durumunun, barış sürecinin önündeki en büyük engellerden biri olduğunu belirterek, tüm taraflara ve uluslararası topluma bu konuda daha fazla sorumluluk üstlenme çağrısı yaptı. Bu çağrı, çatışmanın her iki tarafına da, kadın hakları ihlallerinin sonlandırılması ve barış sürecinin önündeki engellerin kaldırılması adına cesur bir adım atılması gerektiği vurgulanarak yapıldı.
Dernek kadınlara ulaşmaya çalışıyor
Kaçırılanların Anneleri Derneği’nin başlattığı girişim, 13 kadın tutuklunun serbest bırakılmasıyla sonuçlandı. Kadınlardan altısı, çatışma ile ilgili siyasi bağlantıları olduğu şüphesiyle tutuklanmıştı. Kaçırılanların Anneleri Derneği'nin verdiği bilgilere göre, Husiler bu girişime yanıt vermedi ve işbirliği yapmayı reddetti.
Dernek Başkanı Amat Es-Selam El-Hac, ülkedeki kadınlara yönelik ihlallerin, özellikle keyfi tutuklamaların giderek arttığını belirtti. Yemenli kadınların kırmızı çizgileri olduğunu vurgulayan Amat Es-Selam El-Hac, çatışmalar devam ederken kadınların, şüpheli taraflar için çalıştıkları suçlaması da dahil olmak üzere birçok suçlama ve insan hakları ihlaline maruz kaldığını ifade etti. Amat Es-Selam El-Hac, dernek aracılığıyla tüm bölgelerdeki kadınlara yardım etmeye çalıştıklarını ve hapishaneleri ziyaret ettiklerini söyledi. Taiz, Marib ve Aden'deki hapishanelere girme imkânı bulabildiklerini, ancak Husi kontrolündeki hapishanelere giremediklerini belirtti.
Durum giderek kötüleşiyor
Cezaevlerindeki kadınların durumunun giderek kötüleştiğine dikkat çeken Amat Es-Selam El-Hac, sözlerine şöyle devam etti:
“Sağlıkları hızla bozuluyor ve en temel ihtiyaç maddelerine bile muhtaçlar. Ceza davaları ile çatışma kaynaklı sorunlar birbirine karışmış durumda. Kadınlar, özellikle keyfi tutuklamalar nedeniyle büyük bir çıkmaz içinde. Durumları her geçen gün daha da kötüleşiyor. Kadınların cezaevlerindeki durumlarını iyileştirmek için Marib ve Taiz cezaevleriyle iletişime geçtik ve olumlu yanıt aldık. Uluslararası alanda tanınan hükümet tarafından yönetilen cezaevlerine erişimimiz oldu ve oradaki kadın mahkûmların koşullarını yakından izledik. Onları savunmak için avukatlar tuttuk ve suçsuzlukları tespit edildikten sonra serbest bırakıldılar. Ancak Husiler, kadın hakları ihlallerinde ön saflarda yer alıyor. Husi kontrolündeki hapishanelerde çok sayıda kadın tutuklu var. Gerçek sayı açıklanandan çok daha fazla. Fakat Yemen'deki toplumsal damgalanma yüzünden aileler, kadınlara yönelik suçlamalar nedeniyle onları ihbar etmiyorlar. Bu durum, hapishanelerdeki belgeleme çalışmalarımızı ve kadınlara ya da ailelerine ulaşma çabalarımızı zorlaştırıyor."
‘Çözüme ulaşamadık’
Amat Es-Selam El-Hac, başlattıkları girişim ile ilgili de “2025’i kadınlar için özgürlük yılı yapmak amacıyla bir girişim başlattık. Hapishanelere gittik ve cezalarını tamamlamış, ancak ailelerinden onları hapisten çıkarmak için takip edilmedikleri için serbest bırakılmamış birçok kadın bulduk. Husiler tarafından tutulan kadın tutuklularla ilgili olarak, yerel yetkililere ve birçok yerel arabulucuya Husileri kadınları koşulsuz serbest bırakmaya ikna etmeleri için çağrıda bulunduk. Ancak maalesef onlarla herhangi bir çözüme ulaşamadık. Hatta bazıları kadın tutuklular olduklarını bile inkar ettiler ve tutuklulardan bazılarının yargılanmaya başlanıp üzerlerine suçlamalar yüklenmeye çalışıldığını gördük” ifadelerinde bulundu.
Amat Es-Selam El-Hac, sözlerinin sonunda, 2025 yılında tüm kadın tutukluların serbest bırakılmasını isteyerek, tutukluların ve ailelerinin huzurlu ve onurlu bir yaşam sürmelerini diledi.