Werîşe Muradî’nin tedaviye erişimi engelleniyor

Karçak Cezaevi'nde tutulan kadın hakları savunucusu ve siyasi tutsak Werîşe Muradî, sağlık durumu hızla kötüleşmesine rağmen tedavi edilmiyor.

Haber Merkezi- ‘Werîşe Muradî Özgürlük Kampanyası’, Doğu Kürdistan Özgür Kadınlar Topluluğu (KJAR) üyesi Kürt siyasi tutsak Werîşe Muradî’nin Tahran’daki Evin Cezaevi’nden Varamin Karçak Cezaevi’ne nakledilmesinin ardından tıbbi bakımdan hâlâ mahrum bırakıldığını duyurdu.

Boyun fıtığı, omurilik kanal daralması ve ellerde şiddetli uyuşma şikayetleri olan Werîşe Muradî, Karçak Cezaevi’nde sağlık hizmetlerine erişim olmadan tutuluyor. Kampanya, nakil sonrası boyun bölgesindeki şiddetli ağrıların ve parmaklardaki kalıcı uyuşmanın belirgin şekilde arttığı ve fiziksel durumunun daha da kötüleşmesine yol açtığını paylaştı.

Kampanyaya göre, şu anda Karçak Cezaevi’nde Werîşe Muradî’nin sağlık durumunu değerlendirecek uzman bir doktor bulunmuyor.

İmkanlar çok sınırlı

Kampanya ayrıca, Werîşe Muradî’nin cezaevindeki sınırlı imkanlarla, fizyoterapi bilgisi olan başka bir tutuklunun yardımıyla kolunu bir eşarp yardımıyla sabitlediğini belirtti. Ancak uzmanlık eksikliği, durumun daha da kötüleşme riskini artırıyor.

Kampanyanın aktardığına göre, Mayıs ayında cezaevi yetkilileri Werîşe Muradî’yi kelepçeli ve zincirli halde bir cerraha götürmek istemiş ancak Werîşe Muradî bu aşağılayıcı muameleye tepki olarak gitmeyi reddetmiş. Bu olayın ardından, tıbbi dosyası “çok gizli” olarak ilan edilmiş.

Acil ameliyat olması gerekiyor

Bir uzman doktorun Ekim ve Kasım 2024’te yaptığı değerlendirmeye göre Werîşe Muradî’nin acil ameliyata ihtiyacı olduğu belirtilmişti. Ancak bu operasyon hâlâ yapılmamış ve yalnızca ağrı kesici ilaçlarla geçici rahatlama sağlanmaya çalışıldı, bu ilaçların da etkisi sınırlı kaldı. Ayrıca, geçtiğimiz yıl yaptığı açlık grevinin neden olduğu mide sorunları, son haftalarda cezaevindeki sağlıksız yemekler nedeniyle yeniden şiddetlenmiş durumda.

‘Tedavi keyfi bir şekilde engelleniyor’

Werîşe Muradî Özgürlük Kampanyası, gittikçe ağırlaşan sağlık sorunları ve tıbbi bakımın tamamen keyfi bir yaklaşımla engellenmesi karşısında ciddi endişelerini dile getirerek, doğabilecek her türlü hayati sorumluluğun İran İslam Cumhuriyeti ve Karçak Cezaevi yetkililerine ait olacağını vurguladı.

Kampanya, kamuoyunu, sivil toplum kuruluşlarını ve yerel ile uluslararası insan hakları örgütlerini, tedaviye ihtiyacı olan tutukluların özellikle de Evin Cezaevi’nden nakledilenlerin durumuna duyarlı olmaya çağırdı. Ayrıca, medyadan bu tutukluların durumuna özel ilgi göstermesini ve geri dönülmez bir felaketin önlenmesine katkı sunmasını istedi.