Türk devletine bağlı çeteler Minbic’te halkın mallarını yağmalıyor
Türk devleti ve çeteler tarafından işgal edilen Minbic’te halkın mal varlığı talan ediliyor, evleri ise çetelere bağlı ailelere kiralanıyor. Evini geri almak için her yolu deneyen Ş.H. topraklarına onurlu bir dönüş sağlamak istiyor.

SİLVA AL-İBRAHİM
Kobanê- Türk devleti ve çetelerinin işgali sonrasında Minbic kentinden yüzlerce aile, Kuzey ve Doğu Suriye’nin farklı kentlerine göç etmek zorunda kaldı. Çeteler, Minbic’te işgal sonrası hırsızlık, talan, taciz, tecavüz, katliam, insan kaçırma ve daha birçok insanlık dışı yöntemlerle halk üzerinde baskılarını sürdürüyor.
Çeteler, bazı evlerin kapılarını, pencereleri, sıhhi tesisat, elektrik kablolarını ve hastanelerdeki ekipmanları da çaldı. Bu hastanelerden biri de işgal öncesinde tamamlanan Rabita Caddesi'ndeki yeni hastaneydi. Öte yandan IŞİD’e karşı yürütülen operasyonlarda yıkılan ve yeniden inşa edilen Gassaniyye Okulu'nun tüm inşaat malzemeleri de çeteler tarafından çalındı. Çeteler, kaçırdığı insanların serbest bırakılması karşılığında ise fidye istiyor. Yakınları kaçırılan kişiler ajansımıza, çetelerin kendilerinden yüklü miktarda para istediği, ancak paraları olmadığı için yakınlarını serbest bırakılmadığı bilgisini paylaştı.
Kadınlar saldırıya maruz kaldı
Şehirde kalanlar ise hiçbir caydırıcılığın olmadığı kaçırma, katliam ve ihlallere maruz kalırken, Minbic’te son olarak biri babası diğeri kardeşi tarafından iki genç kadın katledildi. İki kadını katleden failler hakkında herhangi bir işlem ve soruşturma başlatılmazken, kardeşi tarafından katledilen kadına ait görüntüler ise dijital medyada paylaşıldı. Çetelerin Minbic’teki işgali devam ederken, Minbicli kadınlar ajansımıza konuşarak yaşananlar hakkında bilgi verdi.
Evleri başkalarına kiralandı
Minbic’ten göç eden Kürt kadınlardan Ş.H. geçtiğimiz yıl 8 Aralık'ta işgal nedeniyle göç eden kadınlardan. Türk devleti ve çetelerinin saldırısı nedeniyle yerinden edilen Ş.H. evinden hiçbir şey alamadan ailesiyle birlikte Kobanê kentine sığındı. Oğlunun evlerinin durumunu kontrol etmek için işgal altındaki Minbic’e gittiğini kaydeden Ş.H. “Oğlum evimizin çeteler tarafından el konulduğunu ve başka bir aileye kiralandığını söyledi. Kızımın evi de aynı şekilde çeteler tarafından el konularak başka bir aileye kiralanmıştı. Yerleştirilen aileler 3 bin dolar ödenmediği takdirde evden çıkmayı reddediyor. Evin kapısı kırılmış, kilidi değiştirilmiş ve içindeki eşyalarda çalınmış” dedi.
‘Evlerle ilgili fetvalar veriliyor’
Çetelerin camilerde konuşmalar yaptığını aktaran Ş.H. “Minbiclilerin evlerinin talan edilmesi yönünde fetvalar veriliyor. Ayrıca Kürt kadınlarının kaçırılması ve saldırıya uğramasının önünü açıyorlar. Minbic’e yaptığım ilk ziyarette çok hüzünlendim. Şehir artık eskisi gibi değil. Annemi kaybetmiş gibi bir hüzün çöktü üzerime. Şehri yöneten ve hizmet eden kurumlar artık siyah duvarlarla, yerlere saçılmış yanmış kağıtlarla, köşelerde biriken pislikle ve kapılarının önünde biriken ekmek torbalarıyla kirlenmiş durumdaydı. Bu kurumlara yerleşen çeteler, sakalları ve saçları omuzlarına kadar geliyor ve plastik terlikler giyiyorlar. Görünüşleri şehri korumakla ilgilendiklerini göstermiyor" ifadelerinde bulundu.
‘Pislik neredeyse şehri yuttu’
Minbic’in çetelerle dolu olduğunu kaydeden Ş.H. “Minbic’in asıl sahipleri yok gibiydi. Taksi şoförleri, esnaf ve tüccarların hepsi çetelerin ailelerinden oluşuyordu. Görünümlerinden ve aksanlarından belli oluyor. Şehitler Mezarlığı ise tamamen yıkılarak tahrip edildi. Şehit aileleri çetelerin saldırılarından dolayı şehitliğe yaklaşamıyor. Şehri simgeleyen tüm semboller yıkıldı, bunlardan biri de şehri temiz tutmak için gece gündüz çalışan temizlik işçilerinin çabalarına takdir olarak dikilen temizlik işçisinin heykeliydi. Hatta temizlik işçileri bile gitti, pislik neredeyse şehri yuttu” diye kaydetti.
‘Tüm kurumlarımız işgal edilmiş durumda’
Evini geri istemek için ilgili kurumlara başvurduğunu söyleyen Ş.H. “Kurumlara gittiğimde çetelerle karşılaştım. Onlara Kürt olduğumu, kimliğimin ve dilimin Allah tarafından verildiğini söyleyerek, bunun benim için bir gurur kaynağı olduğunu belirttim. Yaptıkları ihlallerle ilgili çıkardıkları fetvalara dikkat çekerek, bunun İslam dinine aykırı olduğunu dile getirdim. Çeteler, Halep’e gitmemi, Heyet Tahrir El-Şam cihatçılarına bağlı kuruluşlara başvurmam gerektiğini söylediler. Evime yerleştirilen kiracının evimi boşaltması gerektiğine dair belge getirmem istendi. Halep'e gittim ve çeşitli kurumlara ziyarette bulundum. Oruçluydum ve saatlerce ayakta kaldım. En sonunda Halep Adalet Sarayı'na ulaşmayı başardım. Ertesi gün beni Halep’e gönderen çeteler yanıma bir askeri devriye göndererek evi geri vereceklerini, ancak bir süre beklemem gerektiğini belirttiler. Şehirdeki tüm kurumlarımız işgal edilmiş durumda ve bu tabloya bakarak saatlerce ağladım” şeklinde konuştu.
‘Tutuklamakla tehdit ettiler’
Uzun bekleyişin ardından istediği sonucu elde edemediğini ifade eden Ş.H. sözlerine şöyle devam etti:
“Uzun bir bekleyişin ardından çetelerden biri geldi ve bana verdikleri sözlerden hiçbirini tutmadılar. Oğlumun evini ele geçiren ve başka bir aileye kiralayan kişinin evine doğru yola koyulduk. Eve vardığımızda kiracı hırsızı tanıyordu, ancak yüzleşmek istemediği görülüyordu. Çeteler, evdeki kiracı ile evi kiralayan kişinin birlikte kuruma gitmesini istedi. Sonrasında evimdeki kişiler ve evde yapacakları güvenlik çalışması sonrası evi bana geri vereceklerini belirttiler. Evini geri almaya gelen kızımın eşini de evden kovdular ve onu tutuklayıp Türk devletine teslim etmekle tehdit ettiler.
Evi ele geçiren çetelerde, kiraladığı kiracı da kentteki kurumlara gitmemişti. Bana hiçbir önlem veya bizi koruyacak bir garanti vermeden oğlumun evine dönmemi söylediler, evimize el koyan kişi ise içeri girersek evi başımızın üstüne yıkmakla tehdit etti. Bu çeteler daha önce evine girmek isteyen bir Kürt kadını vurmuş ve hesap vermemişti. Çeteler bölge sakinlerini kasıtlı olarak aşağılıyor, haklarını ihlal ediyor ve evlerini talan ediyor. Vatandaşların haklarının yasa tarafından korunduğunu iddia etseler de gerçekte vatandaşlar en iğrenç şekillerde aşağılanıyor. Her grup, halka yönelik saldırılarını hesap vermedikleri için meşrulaştırıyor.”
‘Sorumlu Türk işgali ve ona bağlı çetelerdir’
Minbic halkının, İç Güvenlik Güçleri’ne topraklarına onurlu ve güvenli bir dönüş için çağrıda bulunduğunu belirten Ş.H. “Türk devletinin topraklarımızdan ve evlerimizden uzaklaşması talebinde bulunduk. Minbic’te yaşanan kaos ve ihlallerin başlıca sorumlusu Türk işgali ve ona bağlı çetelerdir. Onurlu ve güvenli bir dönüşü garantilemeden Minbic’e dönmeyeceğiz, çünkü bu şekilde dönmek bizim için onur kırıcıdır” diye kaydetti.