‘Türk devleti Efrin'in doğasını yağmalayarak yok etmeye çalışıyor’

Fırat Kantonu Ekoloji Konseyi Eşbaşkanı Almaz Romî, Efrin'de 21 milyon 500 bin ağacın kesildiğine dair raporların bulunduğunu belirterek, bunun Türk devletinin Efrin'in doğasını yok etmeye yönelik suçlarını gösterdiğini söyledi.

BERÇEM CÛDÎ

 

Kobanê - Türk devleti 18 Mart 2018'de Kuzey ve Doğu Suriye’ye bağlı Efrin kantonunu işgal etti. İşgal altındaki Efrin’de son 6 yılda çok sayıda kadın katledildi, işkenceye maruz bırakıldı. Kaçırıldı ve tecavüze uğradı. Demografyanın değiştirildiği eEfrin’de doğa katledildi, tarihi eserler yağmalandı. Efrin-Şehba kantonu Ekoloji Kurulu'nun rapor ve belgelerine göre, Türk devletine bağlı çeteler işgalden bu yana Efrin'de 21 milyon 500 bin ağacı kesip yaktı. Fırat Kantonu Ekoloji Konseyi Eşbaşkanı Almaz Romî, konuyla ilgili değerlendirmelerde bulundu.

‘Efrin halkı 58 gün boyunca işgale karşı direndi’

Türk devletinin 2018 yılının Ocak ayında işgal amaçlı Efrin kantonuna büyük bir saldırı başlattığını söyleyen Almaz Romî, “YPJ/YPG savaşçıları ve Efrin halkı 58 gün boyunca işgale karşı mücadele ederek onurlu bir direniş göstermeyi başardı. Saldırı ve bombalamalarında en ağır silahları ve savaş uçaklarını kullanan Türk devleti, bunun sonucunda Efrin’i işgal ederek çok sayıda kişiyi katletti. Türk devleti işgal ettiği Efrin’de kabul edilemez ve insanlık dışı pek çok ihlal gerçekleştirdi. Türk devletine bağlı çeteler, Efrin topraklarına girdiklerinden bugüne kadar Efrin’in tarihini ve coğrafyasını yok etmeye başladılar. İnsanları katlettiler, doğasını yaktılar, ağaçları kestiler, tarihi mekanları yağmaladılar, halkın diline ve kültürüne saldırlar, mezarlıkları tahrip ettiler. Kısacası Efrin’i Efrin olmaktan çıkardılar. Efrin’i farklı bir şeye dönüştürdüler, kutsallığını yok etmeye çalıştılar. Yaşanan işgal nedeniyle Efrin halkının büyük bir kısmı göç etmek zorunda kaldı. Yüzlerce Efrinli aile direniş kamplarında tüm zorluklara göğüs geriyor ve tek istekleri bir gün topraklarına geri dönebilmek” dedi.

21 milyon 500 bin ağaç kesildi

Türk devletinin Efrin’de birçok suç işlediğini belirten Almaz Romî, sözlerine şöyle devam etti: “Efrin doğasıyla, ağaçlarıyla, meyveleriyle ünlü bir yerdi, hatta cennet diye de tabir edilebilirdi. Türk devleti ilk başta bu doğayı yok etti. Efrin’deki asırlık ağaçlar büyüklerimizin emeği ve alın teriyle dikilip büyütülmüştü. Türk devleti ve çeteleri yılların emeğini, sevgisini yerle bir etti. İnsanlara işkence ediyorlar ve doğayı yok ediyorlar. Şu ana kadar 21 milyon 500 bin ağaç kesildi. Bu çok büyük bir rakam ve normal değil. Geçtiğimiz günlerde dağları ateşe verdiklerini ve bu dağlardaki ağaçları yaktıklarını görüyoruz. Elimizdeki bilgilere göre Efrin'de yüzlerce kiraz ağacı vardı ama şu anda tek bir ağaç bile kalmadı.”

‘Tüm dünya Türk devletinin hukuksuzluklarına gözlerini yumdu’

Almaz Romî, tüm dünyanın Türk devletinin hukuksuzluklarına gözlerini yumduğunu dile getirerek, "Bahsettiğimiz suçlar hukuki cezaları olan suçlardır. Ancak ne yazık ki Efrin ve işgal altındaki tüm topraklarda yaşanan tüm olay ve ihlaller kamuoyunun ve uluslararası toplumun önünde gerçekleştiriliyor. Özellikle dünyada doğayı ve çevreyi koruma ve geliştirme iddiasında olan birçok kuruluş, kişi ve hareket var, ancak biz bu konuda şu ana kadar bir tutum alındığını görmedik. Bu insan hakları örgütleri için de geçerli. Bu nedenle Türk devletinin işgal ettiği bölgelerdeki gerçeklere tüm dünyanın gözlerini yumduğunu, hatta birçok ülkenin desteklediğini görüyoruz” sözlerine dikkat çekti.

‘Efrin halkı topraklarından vazgeçmedi’

Konuşmasının devamında Efrin’e sahip çıkılması gerektiğine vurgu yapan Almaz Romî, "Efrin'de yaşanan tüm olaylara rağmen Efrin halkının büyük bir bölümünün hâlâ topraklarında olduğunu görüyoruz. Karşılaştıkları baskı, işkence, tehdit, hırsızlık, yağma, yıkım, insan kaçırma ve tutuklamalara rağmen bugüne kadar topraklarından vazgeçmediler.

Yaşanan ihlallere rağmen topraklarını terk etmek istemediler. Özellikle Efrinli kadınların doğaya çok bağlı olduğu biliniyor. Doğaya çocuğu gibi bakıp yetiştiriyor. Çetelerin gerçekleştirdiği suçların da görgü tanıklarıdırlar. Çocukları gibi büyütüp yetiştirdikleri ağaçların çeteler tarafından kesildiğini, yakıldığını görüyorlar, ancak buna rağmen doğalarını terk etmiyorlar. Çünkü bir ağaç kesildiğinde ya da yakıldığında kadının ruhundan bir parça gider. Biz bunlara anlam veriyoruz, o yüzden Efrin işgaline sessiz kalmamalıyız. Özellikle Kürt halkı olarak Efrin'e ve işgal altındaki tüm bölgelere sahip çıkmalı, Kürdistan topraklarının yağmalanmasına izin vermemeliyiz" çağrısında bulundu.