‘Türk devleti barış sürecinin ilerlemesi konusunda ciddi değil’

Türk devletinin ‘Barış ve Demokratik Toplum Süreci’nin ilerlemesi konusunda ciddi olmadığını belirten Almaz Romî, “Türk devletinin çözüm niyeti olsaydı, Önder Apo şimdiye kadar komisyonlarda, konseylerde ve parlamentolarda yer alırdı” dedi.

BERÇEM CÛDÎ

Kobanê – Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın başlattığı “Barış ve Demokratik Toplum Süreci”nin üzerinden 8 ay geçti. Abdullah Öcalan sürece yönelik çeşitli adımlar atmasına rağmen, Türk devleti tarafı henüz somut ve etkili bir adım atmış değil. Fırat Kantonu Kuzey ve Doğu Suriye Çevre Konseyi Eş Başkanı Almaz Romî, sürecin ilerleyişini ve mevcut durumunu ajansımıza değerlendirdi.

‘Yapılan çağrılar büyük etki yarattı’

Sözlerinin başında hem yaşanan komploları hem de sürecin başlangıcını hatırlatan Almaz Romî, “Önder Apo’nun son 8 aydır başlattığı ‘Barış ve Demokratik Toplum Süreci’, önemli ve anlamlı bir gündem oluşturdu. Yapılan çağrılar Kürdistan ve Ortadoğu üzerinde büyük etki yarattı. Önder Apo’nun 27 yıldır cezaevinde olduğu biliniyor; ancak bu durum, onun demokratik ve barışçıl bir toplum inşa etme ile Kürt halkının hak ve varlığını güvence altına alma mücadelesinden vazgeçmesini engellemedi” ifadelerini kullandı.

‘Komplo amacına ulaşamadı’

Abdullah Öcalan’ın 27 yıldır barış için çalıştığını vurgulayan Almaz Romî, “27 yıldır komplocu güçler, Önder Apo’nun çeşitli yollarla hedeflerine ulaşmasını engellemeye çalışıyor. Ona mutlak tecrit uygulandı ve tüm hakları elinden alındı. Ayrıca, Önder Apo’nun Kürt halkı, kadınlar ve toplumlar için hazırladığı projelerin yayılmasını da engellediler. Peki sonuç ne oldu? Bu komplolar, Önder Apo’nun cezaevinde etkisini artırmasına sebep oldu ve cezaevi, Kürdistan ve Ortadoğu’ya müdahale edebildiği akademik ve bilimsel bir merkeze dönüştü” dedi.

‘Önder Apo’nun projeleri başarıya ulaştı’

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın sürecin başarısı için zemini her taraftan hazırladığına dikkat çeken Almaz Romî, sözlerine şöyle devam etti:

"Gördüğümüz tüm baskılara, saldırılara ve komplolara rağmen Önder Apo'nun projeleri başarıya ulaştı. Bu sayede hem Önder Apo’nun hem de halkın eli güçlendi ve böylesi bir süreç başladı. Önder Apo'nun önderliğinde yeni bir dönem başladı. Açıklamanın ardından Kürt Hareketi, Önder Apo'nun çağrısını derhal hayata geçirdi, PKK kendini feshetti ve silahlı mücadelesine son verdi. Bir başka deyişle, Önder Apo'nun diyalog, siyaset, demokrasi ve barış için yeni bir aşamanın başlangıcı için güçlü bir zemin yarattığını söyleyebilirim."

‘Önder Apo fiziki olarak özgürleşene kadar başarıdan söz edemeyiz’

Abdullah Öcalan'ın fiziki özgürlüğü konusunu değerlendiren Almaz Romî, "Böylesi bir sürece öncülük eden, hayati bir projeyi yöneten ve ona perspektifler kazandıran Önder Apo hâlâ cezaevinde. Önder Apo, kendisine dayatılan koşullar nedeniyle sürece katılamıyor, yönetemiyor ve istediği gibi geliştiremiyor. Değerli bir süreç ve asil bir proje, ancak Önder Apo fiziki olarak özgürleşene kadar başarıdan söz edemeyiz. Bu nedenle, cezaevi koşullarının değiştirilmesinde şimdiye kadar ciddi değişiklikler yapılması gerekirdi" sözlerine dikkat çekti.

Almaz Romî, İmralı Cezaevi'ndeki koşullar ve şartlardaki değişikliklere ilişkin gözlemlerini şöyle aktardı:

"Bu durumu ve yaşanan gelişmeleri şöyle okuyoruz: Türk devleti hâlâ barış ve demokrasiyi tesis etme konusunda ciddi değil ve ulus-devlet zihniyetinde ısrar ediyor. Eğer Türk devletinin çözüm ve uzlaştırma niyeti olsaydı, Önder Apo şimdiye kadar komisyonlarda, konseylerde ve parlamentolarda yer alırdı. Ancak İmralı heyeti ve avukatların görüşmeleri ile İmralı'dan gelen mektuplar yeterli olmayıp, yeni bir çatışmanın yolunu açıyor. Türk devleti Kürt halkına yönelik tehdit ve politikalarından vazgeçmedi. Şu anda ve yaşanan tüm gelişmelere rağmen, Rojava Kürdistanı'nın ana gündemlerinin başında olduğunu görüyoruz. Türk devleti önceki politikasını sürdürüyor.

‘Türk devleti sürece olumlu etki edecek hiçbir adım atmadı’

Türk devleti her gün Kuzey ve Doğu Suriye'deki Kürt halkına yönelik tehditler dile getiriyor. Ayrıca, Güney Kürdistan ve Suriye'de Türk güçlerinin varlığının uzatılması için müzakerelerin yenilenmesi de bir diğer konu. Öte yandan, Türk devletinin Suriye hükümetiyle kurumumuza ve anlaşmalarımıza yönelik baskıları da söz konusu. Tüm bunları analiz edip değerlendirdiğimizde ne göreceğiz? Bu nedenle, Türk devletinin uygulamada sürece olumlu etki edecek hiçbir adım atmadığını; aksine politikaları ve saldırılarıyla süreci engellediğini ve zayıflattığını söylüyoruz."

Sözlerinin sonunda barış ve demokrasinin tek taraflı inşa edilemeyeceğini vurgulayan Almaz Romî, “Bu nedenle, Kürt halkı ve sürecin faydasını görecek diğer halklar olarak, sürecin sağlıklı ilerlemesi için yeni bir gündem oluşturmalı ve gerekli baskıyı uygulamalıyız” çağrısında bulundu.