Tunuslu kadınlar: Haklarımızı savunmadıkça kazanımlarımızı geri alamayız

Tunus’ta yasaların varlığına rağmen özellikle kırsal kesimdeki kadınların yaşamın her alanında şiddete maruz kaldığını belirten kadınlar, “Haklarımızı savunmadıkça kazanımlarımızı geri alamayız” dedi.

İHLAS HAMRUNİ

Tunus- Tunuslu Kadınlar Günü’nü bu yıl 13 Ağustos’ta kutlayan kadınlar, sosyal, ekonomik ve hukuki haklarını güvence altına alan bir yasama metni olarak kabul edilen Kişisel Statü Kanunu'nun yayımlanmasının 68’inci yıldönümü ile ilgili etkinlikler yapıyor.

Tunus’ta 2011 yılında başlayan ayaklanmalardan sonra değişen siyasi ortamla birlikte Kişisel Statü Kanunu’nda kadınların aleyhine yapılan kimi değişiklikler ülkedeki kadınları harekete geçirdi. Kişisel Statü Kanunu’nda değişikliğe gidilmesini isteyen kadınlar, özellikle kırsal kesimdeki kadınların yaşadığı sorunlara dikkat çekiyor.

‘Kırsal kesimdeki kadınlar haklarını kullanamıyor’

Sidi Bouzid şehrinden Moufida Jalali, kadın haklarını destekleyen mevzuata rağmen kadınların durumunun pek değişmediğini söyledi. Moufida Jalali, “Büyük şehirlerdeki kadınlar çalışmaya başladı ve kısmi olarak bağımsızlıklarına kavuştu, ancak kırsaldaki kadınlar için aynı şeyi söyleyemeyiz. Kırsal bölgelerdeki kadınlar eğitim hakkı başta olmak üzere birçok haktan mahrum bırakıldı. Kırsal kesimdeki kadınlar ekonomik olarak genellikle eş, baba veya erkek kardeşe bağımlı bir şekilde yaşıyor. Bu durumdan kaynaklı hiçbir hakkı elde edemiyor” diye belirtti.

‘Ekonomik özgürlük olmadıkça bağımlılık devam edecek’

Erkek zihniyetin her yerde olduğunu ancak kırsal kesimlerde kendisini daha çok hissettirdiğini belirten Moufida Jalali, şöyle konuştu: “Kırsal kesimde yaşayanların çoğunluğu hâlâ ataerkil topluma bağımlı ve evden çıkmak gibi basit bir faaliyet yapmaya karar verdiğinde eşine, babasına veya erkek kardeşine danışmak zorunda. Kadınların yaşadığı bu durum yasaların zayıf uygulanmasından kaynaklanıyor. Bu durum kadınların ekonomik bağımsızlığını elde edememelerine yol açıyor. Kadınların ekonomik özgürlüğü olmadığı sürece erkeğe bağımlılık devam edecek. Kadınların ayağa kalkıp haklarını savunabilmeleri için bilinçlendirme eğitimlerinin yapılması gerekiyor. Çünkü bir kadın haklarının farkında değilse kendi gerçekliğini açığa çıkartamaz. Karakter olarak zayıf kalacak ve bağımlı bir yaşam sürecektir. Kadınlar haklarını savunmadıkça kendilerinden çalınan kazanımları da geri alamayacaktır.”

‘Kadınlar yaşamın her alanında şiddete maruz kalıyor’

Tunuslu kadınlardan Widad Hamdouni de "Bağımsızlıktan bu yana kadınların yararına kayda değer hiçbir şey başarılmadı, çünkü kadınlar hala aynı acıları, özellikle de eşlerinden veya ailelerinden gördükleri şiddeti yaşıyorlar. Üstelik yasaların hayata geçirilememesi iç bölgelerde kadına yönelik şiddet vakalarını artırdı. Kadınlar ailede, tarımda, fabrikalarda ve kısacası yaşamın birçok alanında fiziksel ve psikolojik şiddete maruz kalıyor. Kadınlar yoksulluk içerisinde hakları olmadan yaşamaya devam ediyor. Bu durum başta siyasi ve ekonomi olmak üzere her alanda erkek zihniyetini hakim kıldı ve kadınları karar alma süreçlerine katılmaktan mahrum bıraktı” sözlerine yer verdi.

‘Kadınlar desteklenmeli’

Kadın haklarını savunan ve destekleyen kanunların devreye sokulması çağrısında bulunan Widad Hamdouni, “Devlet kadınlara, özellikle de farklı durumları olanlara eksiksiz destek sağlamalıdır. Boşananlara, iş arayanlara, tarım sektöründe çalışanlara, ekonomik olarak mağdur durumda olanlara ve daha birçok alandaki kadınlara yönelik yasaları devreye koymalı. Sağlık güvenceleri ve güvenli çalışma koşulları olmayan kadınlar, ölüm kamyonlarında yolculuk yaparak hayatlarını kaybediyorlar” dedi.

‘Yasa uygulanmadı’

Sivil toplum aktivisti Fadia Khashousi ise Tunus toplumunda hala hakim olan erk zihniyete rağmen Tunuslu kadınların bağımsızlıktan bu yana özellikle insani ve hukuki düzeyde birçok kazanım elde ettiğini söyledi. Fadia Khashousi, “Her türlü şiddete karşı çıkarılan 58 Sayılı Yasa’ya rağmen kadınlara yönelik şiddet, katliam ve istismar gün geçtikçe artıyor. Kişisel Statü Yasası, kadınlara karşı her türlü ayrımcılığı ortadan kaldırmayı amaçlayan, kadınlara özgürlük sağlayan ve kadınları koruyan bir yasaydı. Ancak yasa pratikte uygulanmadı” ifadelerinde bulundu.