Tunuslu aktivistler: Ortadoğu’da kadına şiddet kapitalizm ve patriarkalden besleniyor

Tunuslu kadın aktivistler, kapitalist sistemin ve ataerkil vesayetin kadınlara yönelik şiddeti beslediğini belirterek, kadınların küresel düzeyde mücadelelerinin ortaklaşmasına dikkat çekti.

ZOUHOUR MECHERGUI

Tunus- Tüm dünyada kadınlar 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü dolayısıyla yaşadıkları hak ihlallerini alanlara çıkarak duyuruyor ve şiddetin son bulmasını istiyor. Bu 25 Kasım’da kadınlar; egemen devletlerin saldırılarına, çıkan savaşlara ve bu savaştan en çok etkilenen kadın ve çocuklara dikkat çekiyor.

Ortadoğu coğrafyasında şiddetlenen çatışmalar ve 3’üncü Dünya Savaşı, kadınların yaşadığı şiddetle birlikte ele alınılıyor.

‘Kadınlar her türlü şiddete karşı direniyor’

Tunuslu Sosyolog Dora Mahfouz, Tunus, Lübnan, Suriye, Filistin ve diğer bölge ülkelerindeki kadınların her türlü şiddete karşı direndiklerini belirterek, kadına yönelik şiddetin emperyal rejimlerin ayrımcılığa dayalı tanınmış mekanizmalarıyla kadın seslerine karşı mücadele ettiği küresel bir olgu haline geldiğine dikkat çekti.

Tunus'ta kadınların, ülkenin yaşadığı siyasi, ekonomik ve sosyal krizlerden etkilendiğini ve kendileri için durumun kötüden daha da kötüye doğru gittiğini söyleyen Dora Mahfouz, özellikle ülkede ekonomik buhranla çoklu krizlerin yaşandığını vurguladı. Eşitsizliğin derin bir şekilde yansıdığına değinen Dora Mahfouz, kadınların çalışma yaşamında yer almasının neredeyse imkansız hale geldiğini ifade etti. 

‘Şiddet oranı 7 kat arttı’

Tunus’ta 2017 yılında çıkarılan kadına yönelik şiddetle mücadeleye ilişkin 58 Sayılı Kanun'un varlığına vurgu yapan Dora Mahfouz, yasalara rağmen şiddetin son bulmadığını söyledi ve "Şiddet oranı yedi kat arttı, evlilik içi şiddet listenin başında yer alıyor. Tunus'ta kadınların öldürülmesi yeni değil ancak devlet politikası nedeniyle artış var” şeklinde konuştu. Dora Mahfouz, şiddetle nasıl mücadele edileceğine ilişkin ise farkındalığın ve eşitliğin inşa edilmesi gerektiğini vurgulayarak “Örneğin, günümüzde ebeveynlerin çocuklarıyla ilgilenme biçimleri yalnızca şiddet yanlısı bir nesil yaratıyor. Onlar dövülüyor ve sert bir şekilde cezalandırılıyor. Şiddet içeren, kadın düşmanı bir toplumun yaratılmasının ilk nedeni de budur” dedi. Dora Mahfouz, saldırganlığın yaygınlaştığını da dile getirdi.

Devletin şiddeti

Tunus’ta kadınlara yönelik şiddet eğiliminin yükselişte olduğunu söyleyen Dora Mahfouz, bunun kadınları küçümseyen siyasi, ekonomik ve toplumsal gerçekliğin kaçınılmaz bir sonucu olduğunu belirtti. Devletin muhalif kadınlara yönelik şiddetine de dikkat çeken Dora Mahfouz, yakın zamanda 11 kadının hapsedildiğini anlattı. Dora Mahfouz, şunları söyledi:

"Şiddetin her türlüsüyle mücadele ettiğimiz bir dönemde, kadınların hapsedildiği sahnelerin tekrar tekrar yaşandığına tanık oluyoruz. Bugün yaşananlar, Tunus'ta daha önce görmediğimiz, üzen, acı veren bir olaydır. İfade özgürlüğü üzerindeki ilmiğin daralması nedeniyle her an bir sorun yaşanıyor. Bugün ülkesinin ilerlemesine ilişkin tutumlarını ifade eden herkes tutuklanabilir ve siyasi şiddetin kurbanı olabilir."

Kadınlar birlikte mücadele etmeli

Kadınların tüm yaşananlara karşı ciddi bir mücadele içinde olduğunu aktaran Dora Mahfouz, “Kadınlar bugün devrimin onlara verdiği özgürlüğü ve yaşamı savunmak için ön saflardalar” dedi. Kadınların mücadelesinin Tunus'la sınırlı olmayıp tüm bölge ülkelerini kapsadığına işaret eden Dora Mahfouz, kadınların birlikte mücadele etmesinin onları daha da güçlendirdiğini belirtti. Mücadelenin Lübnan, Gazze ve Sudan'a ulaşması gerektiğini ifade eden Dora Mahfouz, "Orada kadınlar iki kat ve trajik bir şekilde acı çekiyorlar. Dünyanın bu bölgelerinde kadınlar şiddet, tecavüz, açlık ve sömürüye maruz kalıyor" dedi. Dorra Mahfouz, Kuzey Afrika ve Orta Doğu'daki çeşitli ülkelerden kadınlar arasında ağ kurmanın önemine ilişkin birlikteliğin kadınları daha da güçlendireceğini söyledi.

Kadınlara çağrı

Ülkenin güneyindeki Sfax eyaletindeki Tunus Demokratik Kadınlar Derneği Temsilcisi Kholoud Mokni ise son yıllarda kadınların güney eyaletlerinde daha fazla şiddete maruz kaldığını söyledi. Şiddeti bildirme konusunda hakim olan sessizlik ve korkuya dikkat çeken Kholoud Mokni, ataerkil vesayetin, kadınlara yönelik şiddeti teşvik etmek için en önemli mekanizmalardan biri olduğuna vurgu yaptı.  Kholoud Mokni, şiddetin önlenmesi konusunda devletin kayıtsız kaldığını belirterek yasaların herkesi korumak için var olduğunu kadınların yasaların uygulanması için mücadele etmesi gerektiğini dile getirdi. Kholoud Mokni son olarak tüm kadınları birlikte mücadele etmeye çağırdı.