Tunus’ta bağımsız kadın hareketleri ve güncel sorunlar tartışıldı

Tunus Demokrat Kadınlar Derneği’nin düzenlediği toplantıda, artan siyasi ve hukuki baskılar karşısında bağımsız kadın hareketlerinin önemi vurgulandı; kadın örgütleri arasında dayanışmanın güçlendirilmesi gerektiği belirtildi.

ZOUHOUR MECHERGUI

Tunus - Tunus Demokrat Kadınlar Derneği, dün (26 Aralık) Tunus’ta bağımsız feminist hareketin gelişimine ilişkin bir toplantı düzenledi. Toplantıda, bağımsız feminist hareketin, “devlet feminizmine” ve kadın haklarının araçsallaştırılmasına karşı eleştirel bir direniş alanı olarak ortaya çıktığı vurgulandı.

Hareketin, Tunus toplumunun somut gerçekliğine dayanan örgütlenme ve seferberlik biçimleri geliştirerek şekillendiğine dikkat çekildi. Ayrıca hareketin; kadın haklarına laik bir yaklaşımı savunma, temel ilkeleri ve mücadele pratiklerini esas alma gibi kurucu prensipler etrafında inşa edildiği belirtildi. Katılımcılar, bağımsız feministlerin kadın haklarına dair yaklaşımlarının; insan haklarının evrenselliği, yurttaşlıkta eşitlik ve vicdan özgürlüğü temelinde şekillendiğini ifade etti.

Kadın hareketlerinin gelişimi

Toplantıda ayrıca 2011 Devrimi dönemi ele alındı. Bu sürecin, bağımsız grupların oluştuğu ve yeni ifade biçimlerinin geliştirildiği bir siyasal ve toplumsal hareketlilik dönemi olduğu belirtildi. Bu durumun feminist sahnenin yeniden şekillenmesine ve iç tartışmaların ortaya çıkmasına yol açtığı ifade edildi. Günümüzde ise demokratik gerilemenin yaşandığı ve sivil alanın daraltıldığı bir ortamda feminist aktivistlerin özellikle siyasi ve hukuki baskılara, soruşturmalara, gözaltılara ve tutuklamalara maruz kaldığı aktarıldı. Bu saldırılar karşısında feminist mirasın aktarılmasının, dayanışmanın güçlendirilmesinin ve hareketin kurucu ilkelerinin yeniden vurgulanmasının her zamankinden daha önemli olduğu belirtildi.

Toplantının, Tunus’taki bağımsız kadın hareketlerinin gelişimi, mirası, dönüşümleri ve güncel zorlukları üzerine kolektif bir düşünce zemini oluşturmayı; kuşaklar arası deneyim aktarımını ve diyaloğu güçlendirmeyi amaçladığı ifade edildi.

‘Kadın hareketi küresel mücadeleden kopuk değil’

Tunus Demokrat Kadınlar Derneği Başkanı Raca Dehmani, toplantının; 1989 yılında kurulan Tunus Demokrat Kadınlar Derneği ile devrim sonrasında ortaya çıkan dernekleri bir araya getirdiğini belirtti. Tunus’taki feminist hareketin, dünya genelindeki feminist hareketlerden bağımsız olmadığını vurgulayan Raca Dehmani, “Dernek kuruluşu bütünlüklü bir feminist perspektife, teorik okumalar ve felsefi bir temele dayanıyor. Feminizm tek bir kavram değil, kadın haklarına hizmet etme noktasında kesişen farklı yaklaşımlardan oluşuyor” dedi.

Derneğin yeni deneyimlerle uyum içinde çalıştığını ve kendi birikimini yeni kuşaklara aktarmaya önem verdiğini dile getiren Raca Dehmani, bu deneyimin kapitalizme ve emperyalizme karşı birikimli bir direnişin ürünü olduğunu kaydetti.

‘Kadın örgütleri arasında ağ oluşturulmalı’

Kadın Çiftçiler Hareketi girişiminin kurucularından Münire Bin Salih ise, devrim sonrası ortaya çıkan bu hareketin, tarım işçisi kadınların haklarının korunmasına ilişkin 4 sayılı kararnameyle sonuçlandığını belirtti. Münire Bin Salih, “Kadın tarım işçilerinin, geleneksel taleplerin yetersiz kaldığını fark ederek güvenli ulaşım, sosyal güvence ve sağlık sigortası gibi temel hak talepleri öne çıktı” değerlendirmesinde bulundu.

Hareketin başlangıçta desteksiz olduğunu, ancak kısa sürede dernek ve örgütlerin desteğini aldığını, Sefaks vilayetini aşarak ülke geneline yayıldığını belirten Münire Bin Salih, bu sürecin güçlü bir toplumsal baskı yaratarak söz konusu kararnameyi doğurduğunu söyledi.

Kadın örgütlerinin ve merkezlerinin, tarım işçisi kadınların yaşadığı sorunları görünür kıldığını ve kamuoyu baskısı yaratarak kazanımlar elde edilmesini sağladığını vurgulayan Münire Bin Salih, yasal düzenlemelerin uygulanmasında hâlâ ciddi engeller bulunduğunu ifade etti. Tunus’taki kadın örgütleri arasında güçlü bir dayanışma ve ortak çalışma ihtiyacına dikkat çeken Münire Bin Salih, kazanımların ancak feminist direniş ve mücadeleyle elde edildiğini ve korunabileceğini söyledi.