Tunus’ta Arap Romanı Buluşması: Kadınlar ‘Rüya’yı özgürleşme bağlamında tartıştı
Üçüncü Arap Romanı Buluşması bu yıl “Arap RomanlarındaRüya” temasıyla düzenlendi. Forumda yazarlar, rüyanın modern Arap romanındaki rolünü, kadınların özgürleşme mücadelesi ve hayallerini ifade etme bağlamında tartışıyor.
NAZİHA BOUSSAİD
Tunus - Tunus’ta düzenlenen 3’üncü Arap Romanı Buluşması, bu yılki temasını “Arap Romanında Rüya” olarak belirledi.
Forumda, rüya yalnızca bir anlatım tekniği olarak değil, modern Arap romanını derinlemesine okumaya imkan veren zengin bir anlam ufku olarak ele alınıyor. Tunus ve farklı ülkelerden yazarlar, romanlarda rüyanın rolünü, kadınların sesi ve özgürleşme arayışları bağlamında tartışmak üzere bir araya geldi.
Forumun ilk gününde katılımcılarla bir araya geldik. Katılımcılardan Necah Abdülaziz, yazmanın özünde bir rüya ve hayallerin somutlaştırılması olduğunu belirterek “Şiir, hikaye veya roman yazan herkes, varlığını kanıtlamaya çalışır. Yazmak, rüyaya benzer; özgürleşme ve sınırlardan kurtulma alanı sunar ve bazen iyileşmenin bir yolu olabilir. İnsan rüyasız yaşayamaz; yazar ise başkalarının hayallerini gerçekleştirmeleri için kapılar açabilir” dedi.
Necah Abdülaziz, kadınların meselelerini ifade etmede erkeklerden daha yetkin olduğunu, ancak uzun bir süre yazmanın erkeklerin tekelinde kaldığını, bunun utanma veya erkek egemenliği nedeniyle olduğunu söyledi. Kadınların bu egemenlikten yavaş yavaş kurtulmaya başladığını ve kendi hikayelerini yazmaya başladığını belirten yazar, yazma yolculuğunun devam edeceğini vurguladı.
‘Özgürleşme aracı’
Lübnanlı gazeteci- yazar Nejva Berkât, Tunus’ta bulunmaktan mutluluk duyduğunu ifade ederek “Bilinç ve Bilinçdışının Sınırlarında” başlıklı bir konuşma yapacağını belirtti. Nejva Berkât, romanların sıklıkla rüyadan yola çıktığını söyleyerek “Rüya, yazara veya romancıya, gerçekte ifade edemediği şeyleri dile getirme alanı tanır. Rüya, romanda değerli bir anlatım aracı olup okuyucuya olayları, diyalogları ve karakterleri derinlemesine anlamaları için anahtarlar sunar” dedi. Nejva Berkât, rüyanın Arap halkına genellikle tanınmayan bir özgürlük alanı sağladığını ifade ederek “Rüya, içsel duyguları ifade etme yolu sunar. Aynı zamanda geleceğe dair umut ve yaşam koşullarının insanı sıkıştıran sınırlarından kurtulma imkanı sağlar; etik baskı ve zorlayıcı sorulara karşı bir özgürleşme aracıdır” şeklinde konuştu.
Sabır ve kadının kurtuluş rüyası
Mısırlı romancı ve akademisyen Suheyr el-Mesadfe, Arap romanında rüyanın efsanevi ve belirgin bir biçimde var olduğunu belirtti. Rüyaların, Arap romancılar için temel ve özsel bir malzeme olduğunu ve geniş bir hayal gücünü desteklediğini söyledi. Suheyr el-Mesadfe, bazı toplumların yaşadığı sömürge koşullarının kadın romancılar üzerinde sınır koyduğunu, bu nedenle onların rüyalara ve efsanelere yöneldiğini ifade etti. Suheyr el-Mesadfe, kendi yazılarının kadınların kurtuluş hayalini ön plana çıkardığını vurgulayarak “Bu, hem yaratıcı hayal gücündeki terimsel rüya anlamını hem de Arap kadınının ve Ortadoğu’nun istemlerini sembolize edebilir” dedi. Suheyr el-Mesadfe, genç kadın yazarların bazen seminer ve konferanslarda “Durum kadın yazar için iyi değil” diyerek tepki gösterdiğini anlattı.
Suheyr el-Mesadfe son olarak şöyle dedi: “Çok şey başardık; erkeklerin hakim olduğu bir dönemde, artık isimlerimiz küresel sahnede daha görünür, farklı dillere çevriliyor ve ödüller kazanıyoruz; ister kısa hikayeci, ister romancı olarak.”