Tülay Hatimoğulları: Darbeye karşı kesintisiz mücadele edeceğiz
Kayyım atanan Mêrdîn Büyükşehir Belediyesi önünde konuşan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğlları, "Kesintisiz darbeye karşı kesintisiz mücadeleye hazırız" dedi.
Mêrdîn- Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti), bu haftaki Meclis grup toplantısını, kayyım atanan Mêrdîn Büyükşehir Belediyesi önünde gerçekleştirdi. Toplantıda konuşan Tülay Hatimoğulları, "Bu kayyım darbesini Mardin'den, Batman’dan, Halfeti'den, Esenyurt'tan hep birlikte geri püskürteceğiz" dedi.
Kayyımlarla halkın seçme ve seçilme hakkının elinden alındığını belirten Tülay Hatimoğulları, "Bu kayyımın amacı Kürt'e 'sen seçilemezsin' demektedir. Kayyım demek demokrasiye darbe vurmak demektir, kayyım demek anayasaya ayaklar altına almak demektir, erken dönemde elde ettiğimiz hakkımızı alan seçme ve seçilme hakkını elimizden almak demektir. Kayyım demek Kürt halkının siyasi iradesini tanımamak demektir. Kayyım demek Kürt'ün iradesini tanımadığı kadar Esenyurt’ta olduğu gibi Türk’ün de Terekeme'nin de Arap'ın da Ermeni'nin de Laz'ın da Çerkez'inde, bu ülkede yaşayan bütün farklı halklar ve inançların iradesini tanımamak demektir" şeklinde konuştu.
‘Kayyımcı anlayış Türkiye’deki seçimleri lağvediyor’
Tülay Hatimoğulları, konuşmasına şu sözlerle devam etti: "Bizler bu rejimin faşist bir rejim olduğunu boşuna söylemedik. Bu rejim aynı zamanda seçme ve seçilme hakkımızı gasp ederek aslında yerel ölçekte belediye başkanlığı sistemini ortadan kaldırmak istiyor. Atanmış valiler, kayyımlarla, kaymakamlarla seçimi ortadan kaldırmak istiyorlar. Öyle bir rejimi yasallaştırmak istiyorlar. Bu kayyımcı anlayışın sanmayın ki sadece Kürtlere zarar veriyor. Sanmayın ki sadece DEM Parti’ye zarar veriyor. Esenyurt örneğinde de gördüğümüz gibi kayyımcı anlayış Türkiye’deki seçimleri lağvediyor, seçimleri ortadan kaldırıyor. AKP-MHP, Türkiye partisi değildir. AKP-MHP, yandaş partisidir. Kendisi dışındaki bütün partileri yok saymaktadır. Kendisi dışındaki bütün muhalefeti yok saymaktadır, Türkiyelileşmenin önündeki en büyük engel AKP-MHP ittifakının ta kendisidir.
Dün Eş Genel Başkanımız Tuncer Bakırhan ile birlikte Batman’daki direnişi ziyaret ettik. Batman’da konuşmalar yaptık. Sevgili Eş Başkanımızın konuşması amacından kopartılarak yandaş, çamur medya tarafından hedef gösterilmiştir. Partimiz kriminalize edilmeye çalışılmaktadır ve Eş Genel Başkanımıza partimize bir siyasi linç uygulanmaktadır. Şu bilinsin ki ağzımızdan çıkan her lafın ağırlığını biliyoruz. Ağzınızdan çıkan her lafın tarihsel önem ve anlamını biliyoruz. Eş başkanımız yalnız değildir, partimiz hiçbir zaman yalnız olmadı, yalnız da kalmayacaktır.
‘Kayyım bir çete ve çökme faaliyetidir’
Bu bir çete ve çökme faaliyetidir. Bunlar yerel yönetimlerde kazandıkları belediye sayısı azaldıkça, oradan elde ettikleri rant azaldıkça, yandaşlarına peşkeş çektikleri para pul azalınca kayyım rejimini de bunun için de kendi dertlerine deva görüyorlar. Esenyurt Türkiye’nin en büyük ilçesi, onlarca ilimizden daha büyük bir ilçe. Oraya aynı zamanda rant amacıyla da kayyım atanmıştır. Buradan sizlere soruyorum sevgili Ahmet Özer hakkında geçmiş dönemde açılmış bir dava var mıydı? Hayır, yoktu. Kürtçe konser düzenlemektir suçu. Ailesinden birini telefonla arayarak başsağlığı dilemektir onun suçu. Yolsuzluğa hırsızlığı karşı tavır ortaya koyduğu için suçlanıyor.
‘Meclis göreve’
Şunu bilsinler ki belediyeler bizim için sadece 4 duvar demek değildir. Belediye bizim için kentin kendisidir, halktır, sokaktır mahalledir. Halkın kenti ile bağıdır. Yüzlerce kayyım atadılar seçmenimizle bağımızı koparabildiler mi? Hayır. En son seçimde de görüldüğü gibi kayyım seçmene rağmen kayyım rejimine rağmen bizler belediye sayımızı artırarak büyük bir başarıya imza atmadık mı? İşte bu kayyıma verilecek en büyük cevaptır. Bugün kayyımı bizlerin üzerinde kılıç gibi kullananlar bilsinler ki yaptıkları ne anayasa uygun ne de uluslararası hukuka uygundur. Şu bilinmeli ki bunlar sadece sizlere değil, aynı zamanda uluslararası mahkemelere hesap verecek suçlar istemektedirler. Biz buradan Mardin’den kayyım atanmış büyükşehirden çağrımızı yineliyoruz. Meclis göreve, TBMM’ye çok çağrı yaptık. Bir kez daha çağrımızı yapıyoruz. Çözüm parlamentodadır. Parlamentoda çözüm için herkes elini taşın altına koymalıdır. Asıl samimiyet testi bu olacaktır.
‘Dayanışmaya ve örgütlenmeye davet ediyorum’
Bu haklı davaya gelin hep beraber sahip çıkalım. Dün geç kaldık. Geç kaldık diye de Esenyurt’a da kayyım atandı. Biraz daha geç kalırsak sadece DEM Parti belediyelerine değil, Türkiye’nin batısındaki diğer belediyelere de kayyım atanacağından hiç kimsenin şüphesi olmasın. Gün demokrasiye, insan haklarına, hakka, hukuka ve adalete sahip çıkma günüdür. Wan ruhuyla kayyıma karşı olmaya devam edeceğiz. Herkesi bu darbe karşısında demokratik mücadeleyi haklarına sahip çıkmaya, dayanışmaya ve daha çok örgütlenmeye davet ediyorum."