TJA’lı Figen Ekti: Çağrının kadınlar için daha derin bir anlamı var

“Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı”sının kadınlar için daha derin bir anlamı olduğunu belirten TJA Üyesi Figen Ekti, “Toplumsal barış inşasında kadınların büyük bir rolü var. Bu süreçte kadınların kolektif çalışması, barışı inşa etmesi önemlidir” dedi.

MEDİNE MAMEDOĞLU

Amed- Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat’ta İmralı Heyeti aracılığıyla yaptığı “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı” gündemdeki önemini koruyor. Çağrı metninde demokratik siyaset yollarının açılmasından ve Kürt-Türk kardeşliğinden söz edilerek, PKK'ye silah bırakma çağrısında bulunulurken, çağrının ardından Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) 100’den fazla merkezde çağrının toplumsallaşması ve toplumsal barışın sağlanması için halk buluşmaları düzenledi.

Çağrının coşkusu ile 8 Mart Dünya Kadınlar Günü ve Newroz Bayramı kutlamalarında alanlara akan milyonlar, hükümete sürece dair adım atma çağrısında bulundu.

Tevgêra Jinen Azad (TJA) Üyesi Figen Ekti ile kadınların bu süreçteki rolünü ve çağrıya dönük yürütecekleri çalışmaları konuştuk.

Halklar için kritik bir süreçte “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı”nın yapıldığını ifade eden Figen Ekti, çağrı ile birlikte barışa bir kapı aralandığını belirtti. Çatışmalı süreçlerin ardından toplumun barışa özlem duyduğunu ve en büyük taleplerinin onurlu bir barış olduğunu dile getiren Figen Ekti, başta Kürtler olmak üzere, demokratik kamuoyunun yıllardır yaşadığı baskılara dikkat çekerek, sancılı süreçlerden bugünlere gelindiğini vurguladı. Figen Ekti, “Şiddet ve çatışmaların gölgesinde milyonlar bedel ödedi. Maddi, manevi kayıplar yaşandı. Bu yaşananların ardından böylesi bir çağrı aslında bir özgürlük çağrısıdır. Artık özgür bir topluma evrilmeye duyulan ihtiyacın çağrısıdır” dedi.

‘Sürecin kadınlar için daha derin bir anlamı var’

Savaş ve çatışmalı süreçlerde kadınların yaşadıkları sorunlara dikkat çeken Figen Ekti, Abdullah Öcalan’ın çağrısının bu bakımdan kadınlar için daha derin, daha anlamlı olduğunu ifade etti. Figen Ekti, şöyle devam etti: “Dolayısıyla bu eşikte kadınların duyduğu heyecan ve yüklendiği sorumluluk önemli. Bu sorumluluğun ağırlığını yaşamaktan ziyade, bu sorumluluğun bir mutluluğu var. Kadınların kendi elinden doğan ve sonradan katledilen pek çok yaşam biçimlerinin aslında yeniden inşa edilme süreci başlayacak. Dolayısıyla kadınlar açısından önemli bir süreçtir. Kadınların son 50 yıldır yürüttüğü muazzam bir mücadele var, bir direniş ve bu direnişin kazanımları var. Tüm bu topyekûn saldırılara karşı kazanımları var ve bu çağrının aslında kadınların yürüttüğü mücadelenin ne kadar gerekli elzem olduğunu da ortaya koymuş olması önemli. Bu sürecin kadınlar açısından çok daha derin bir önemi var, daha derin bir kıymeti var.”

Her dönem barışa en çok ihtiyaç duyan kesimlerin kadınlar olduğunu belirten Figen Ekti, İstanbul'da düzenlenen “Kadınlar Barışı Konuşuyor” çalıştayının ardından “Barışa İhtiyacım Var” Kadın İnisiyatifi’nin kurulduğunu hatırlatarak, Kürt ve Türkiyeli kadınların barışa giden yolda ortak çalışmalarının olduğunu ifade etti.

Kürt kadın hareketinin çalışmaları hızlandı

Kürt kadın hareketi olarak daha yaşanılır bir toplum için çeşitli çalışmalar içinde olduklarını ve Abdullah Öcalan’ın çağrısıyla birlikte bu çalışmaların hızlandığını kaydeden Figen Ekti, “Kürt kadın hareketi olarak önümüze koyduğumuz önemli çalışmalar var. Kimisi yapıldı, kimisi hızlandırıldı. Kadınlarla beraber yürütülen bir tartışma sonucu, ‘Barışa İhtiyacım Var’ inisiyatifinin kurulması önemli bir gelişme. Türkiyeli ve Kürdistanlı kadınların ortak çalışmasıyla bir başlangıç demektir. Yine ulusal birlik çalışmasının hızlandırılması ve kadınların bu noktada daha aktif çalışması, Kürt Kadın İttifakı’nın bu konudaki çalışmalarını biraz daha hızlandırıp, önüne bir yol haritası koyması, bu çağrıya denk toplumsal barışın inşası için önemli şeyler” ifadelerini kullandı.

Kadınların bu süreçte barışa katkı sağlayacağını sözlerine ekleyen Figen Ekti, şöyle devam etti: “Bu süreç topluma da bir nefes aldırma sürecidir. Toplumsal barış dediğimizde zaten kadın akla gelir, yaşam bu topraklarda kadının eliyle doğdu ve kadının elinde büyüdü. Dolayısıyla sonradan kadının buna muhtaç hale getirilmesi ayrı bir tartışma konusu. Yaşanan savaşlar, yıkımlar tarihi bir yıkım aynı zamanda kimliksel olarak ciddi kayıplar var. Tarih boyunca kadınların bu noktada kendi yaratımlarını korumak için her türlü direniş yöntemini sergilemesi toplumu bu günlere getirdi. Gerçekten toplumsal tüm kesimlerin bu sürece ihtiyacı var, ama biz kadınların daha çok ihtiyacı var. Çünkü biz kadınlar yaşanan tüm savaşlarda en derin yıkımı ve acıyı yaşıyoruz. Kadın tarihsel süreç boyunca özgürlüğün ne kadar kıymetli olduğunu daha derin hissedip bildiği için, mücadelesini ve direnişini de ona göre daha anlamlı kılıyor.”

‘Kadınların kolektif barış inşası önemlidir’

Çağrının sadece Kürtleri ilgilendirmediğini geniş bir coğrafyayı ilgilendirdiğini söyleyen Figen Ekti, “Derin yoksulluk, toplumsal çürüme, toplumsal yozlaşma gibi toplumun yaşadığı sorunlar var. Savaşların yarattığı yıkım sadece Kürtleri etkilemedi, Ortadoğu’yu etkiledi. Dolayısıyla toplumların yeni özgür bir yaşamda, kendi öz iradesiyle, kimliğiyle yaşamaya ihtiyacı var. Bu ortak yaşamın inşasında kadınların büyük bir rolü var. Kadınların ortak kolektif çalışması, kolektif irade oluşturması, kolektif bir akılla kolektif bir barışı inşa etmesi önemlidir. Bu anlamda kadınlar olarak bu çağrıya en güçlü şekilde sahip çıkmak gerekiyor” şeklinde konuştu.