Haber Merkezi- Tevgera Jinên Azad (Özgür Kadın Hareketi /TJA), 15 Nisan 2023'te Sudan genelinde, özellikle başkent Hartum ve Darfur bölgesinde, ülkenin askeri hükümetinin rakip grupları arasında çıkan çatışmalarda kadınların yaşadıklarına dikkat çeken bir açıklama yayınladı. Yazılı açıklama yapan TJA Sudan halkının yanında olduğunu belirtti.

‘Kadın ve çocukların yaşamı direk hedef haline geliyor’

TJA açıklamasında Sudan halkının uğradığı saldırılara tepki göstererek, “Sudan halkının yanındayız, savaşı ve işlenen zulümleri kınıyoruz. Sudan’da Nisan 2023’ten bu yana süren çatışmalar başka bir boyuta geçerek dünyanın en büyük insani krizlerinden birine sahne oluyor. Özellikle kadınlar ve çocuklar, çatışmanın doğrudan hedefi hâline getirilirken; doğumhaneler ve hastaneler saldırıya uğruyor, ilaç ve enerji yetersizliği nedeniyle binlerce kadın ve çocuk hayati tehlikeyle karşı karşıya kalıyor. Bu yıkımı bize gösteren şeylerden biri de Sudan Parlamentosu’nun eski üyesi Siham Hassan’ın, milletvekilliği sonrası Al Fashir’de açlıkla mücadele eden insanlara yemek sağlamak amacıyla işlettiği topluluk mutfağında RSF milisleri tarafından idam edilmesidir” ifadelerini kullandı.

‘Sömürgecilerin jeopolitik çıkar hesapları’

Yaşanan krizin yalnızca sahadaki aktörlerin sorunu olmadığı kaydedilen açıklamada, “Sömürgeci geçmişin, jeopolitik çıkar hesaplarının ve küresel güç dengelerinin politikaları, bölgedeki kırılgan yapıları derinleştirerek; dış müdahaleler, silah ticareti ve jeostratejik çıkarlar sivillerin güvenliğini tehlikeye atmış, yaşam hakkını elinden almıştır. Biz, TJA olarak Sudan’daki kadınların ve çocukların maruz bırakıldığı şiddeti ve trajediyi endişeyle takip ederken; Kürt kadın hareketi olarak savaşın kadınların yaşamını nasıl parçaladığını, toplumsal dokuyu nasıl tahrip ettiğini ve sessizliğin şiddeti nasıl büyüttüğünü kendi deneyimlerimizden biliyoruz. Sessizlikle büyüyen bu şiddet sarmalına karşı Sudanlı kadınların yanında olduğumuzu bir kez daha vurguluyoruz” sözlerine yer verdi.

Dayanışma çağrısı

Uluslararası aktörlerin savaşın yaşandığı yerlerde sorumluluklarını yerine getirmesi gerektiği altı çizilen açıklamada, “Uluslararası aktörlerin sorumluluğu; koruma, insani yardım ve hesap verebilirlik taleplerine kayıtsız kalmayacak biçimde, politik tercihlerin, ekonomik ilişkilerin ve güvenlik yaklaşımlarının yeniden sorgulanmasını gerektirir. Biz, sömürgeci ve hegemonik pratiklerin kadınların yaşamını hedef alan stratejilerle örtüştüğü her yerde ortak mücadele ve dayanışma çağrısını yineliyoruz. Sudan’da yaşam mücadelesi veren tüm kadınlara dayanışma duygularımızı iletiyor ve bugün Sudan’da yaşanan sessiz yıkım karşısında tüm dünyaya çağrımızı iletiyoruz; savaşın normalleşmesine, kadınların hedef hâline getirilmesine, açlığın ve ölümün politikaya dönüştürülmesine sessiz kalmak, bu suça ortak olmaktır. Onların sesi, bizim ortak sorumluluğumuzdur” ifadeleri kullanıldı.