Taliban’ın 4 yılı: Afganistan’da kadınlar ve haklar tehlikede

Afganistan’da Taliban’ın yönetimi ele geçirmesinin üzerinden dört yıl geçti. Kız okullarının kapatılması, kadınlara yönelik kısıtlamalar, medyaya baskılar ve artan zorunlu göç, ülkedeki insan hakları krizini derinleştiriyor.

BAHARİN LEHİB

Afganistan- Afganistan, Taliban’ın Ağustos 2021’deyönetimi ele geçirmesinin üzerinden dört yıl geçmesine rağmen ekonomik, sosyal ve insan hakları alanlarında ciddi kısıtlamalarla mücadele ediyor. Raporlar, kız okullarının kapatılması, medyaya baskı, protesto eden kadınların gözaltına alınması ve zorunlu göçün artışına işaret ediyor.

Tarihsel arka plan ve Taliban’ın dönüşü

Afganistan, coğrafi konumu ve zengin maden kaynakları nedeniyle uzun yıllardır dış müdahalelere ve bölgesel güç rekabetine sahne oldu. İngilizlerle yapılan savaşlardan Sovyet işgaline ve ABD’nin müdahalesine kadar bu süreçler, güvenlik sorunları, göç ve sosyal yapının zayıflaması gibi sonuçlar doğurdu. 2021’de ABD’nin çekilmesinin ardından Taliban, başkent Kabil’de yeniden iktidarı ele geçirdi ve bu olay birçok analist tarafından Afganistan siyasi tarihinde dönüm noktası olarak değerlendirildi.

Medya ve ifade özgürlüğü durumu

Afganistan Gazeteciler Merkezi, sadece son bir yılda Taliban tarafından 190 medya özgürlüğü ihlalinin kaydedildiğini açıkladı. Bu vakaların 145’i gazetecilerin tehdit edilmesi ve yıldırılması, 45’i ise gözaltı olaylarından oluşuyor. ABD Dışişleri Bakanlığı raporlarına göre, Taliban tarafından 179 fiziksel ceza ve işkence vakası kaydedildi. BM Afganistan Yardım Misyonu (UNAMA) ise raporunda keyfi gözaltılar, işkence, hakaret ve eski askerlerin öldürülmesi gibi vakalara dikkat çekti; bu kapsamda 24 keyfi gözaltı, 10 işkence ve 5 cinayet kaydedildi. Uluslararası kurumlar, bu verilerin yalnızca saha gerçeklerinin bir kısmını yansıttığını ve birçok hak ihlalinin hâlâ kayda geçmediğini belirtiyor.

Kadınlar kısıtlama ve şiddetin odak noktası

Ulusal ve uluslararası raporlar, kadınlara uygulanan kısıtlamaların Taliban döneminin en belirgin özelliği olduğunu gösteriyor. Altıncı sınıftan sonra kız okullarının kapatılması, üniversitelere erişim engelleri, sosyal ve spor alanlarından men edilme ve kamu ile özel sektör işlerinden uzaklaştırılma bu kısıtlamaların sadece bir kısmını oluşturuyor. Ayrıca, “uygunsuz giyinme” ya da sivil protestolara katılma nedeniyle gözaltına alınan kadınlar işkence, cinsel taciz ve hatta katledilmeyle karşılaşıyor. Bazı medya raporlarında, gözaltına alınan kadınların cinsel saldırıya uğradığı ve çıplak fotoğraflarının çekildiği bildirildi.

Artan göç ve sonuçları

Bu süreçte zorunlu göç hız kazandı. Son dört yılda, Afganistanlı en az 1,5 milyon göçmen, İran ve Pakistan’dan sınır dışı edilerek geri gönderildi. Bir kısmı gizlice Afganistan’da yaşamaya devam ederken, bazıları kayboldu. Ayrıca gözaltına alınanların büyük bir kısmı eski askerler, gazeteciler ve protesto eden kadınlardan oluşuyor; bu durum sivil toplum ve aileler arasında endişe yaratıyor.

Direniş

Sınırlamalara rağmen, Taliban’ın yönetimi ele geçirişinin dördüncü yıl dönümünde hem ülke içinde hem dışında eylemler gerçekleştirildi. Özellikle kadınlar, Kabil, Herat ve Takhar gibi şehirlerde toplandılar; sosyal ve hukuki hakları hatırlatmak ve kısıtlamalara karşı çıkmak amacıyla eylemler düzenlediler. Bazı olaylarda bu gösteriler, Taliban  tarafından gözaltı veya müdahale ile karşılandı.

Dört yılın ardından Afganistan, siyasi, ekonomik ve sosyal bir dizi zorlukla karşı karşıya. Uluslararası toplum, insani krizin önlenmesi için etkileşimin önemini vurgularken, raporlar kadınlara yönelik kısıtlamaların, medya ve sivil aktivistlere yönelik baskıların devam ettiğini ortaya koyuyor. Buna karşın, süregelen protesto ve direnişler, Afgan toplumunun zorluklara rağmen hak ve özgürlük taleplerinden vazgeçmediğini gösteriyor.