Tahran’da kadınlara karşı yeni uygulama: ‘Tesettür ve Ahlak İzleme Odası’ kuruluyor

Tahran’da “Tesettür ve Ahlak İzleme Odası” kuruluyor. Bu karar aktivistler, söz konusu girişimin, vatandaşların özel yaşamına müdahale anlamına gelen yaygın bir toplumsal gözetim sistemi kurma çabası olduğunu belirtiyor.

Haber Merkezi - Tahran eyaleti İyiliği Emretme ve Kötülükten Sakındırma Kurulu Genel Sekreteri Ruhullah Momen-Nasab, bir basın toplantısında yaptığı açıklamada, kurumun “kültürel ve toplumsal kontrol” görevini yeniden vurguladı.

Ruhullah Momen-Nasab, “Tesettür ve Ahlak İzleme Odası” adlı yeni bir yapı kurulduğunu, bunun için 80 bin eğitimli kişi, 4 bin 575 eğitmen ve yargı görevlisinin görevlendirileceğini açıkladı. Ayrıca yurttaşları, kurulun oluşturduğu “Halk Gözlem Karargâhı”na üye olmaya çağırdı.

Bu açıklamalar, sivil toplum ve insan hakları aktivistlerinin tepkisine yol açtı. Aktivistler, söz konusu girişimin, halkın özel yaşamına müdahale anlamına gelen yaygın bir toplumsal gözetim sistemi kurma çabası olduğunu belirtiyor.

Geçmiş uygulamalar başarısız oldu

Momen-Nasab her ne kadar “adalet ve insan onuruna saygıdan” söz etse de geçmişte benzer uygulamaların özellikle üniversitelerde ve kamusal alanlarda gerginlik ve özgürlük kısıtlamalarına yol açtığı hatırlatılıyor.

‘Ahlak Polisi’nin yeniden yapılandırılması girişimi

Kadın hakları savunucuları, bu girişimi “çöken ahlak polisinin (Geşt-i Erşad)” yeniden yapılandırılması olarak değerlendiriyor. Onlara göre, “kültür ve eğitim” adı altında kurulan 80 bin kişilik bu sistem, yurttaşları birbirini gözlemlemeye yönelten karşılıklı denetim mekanizması anlamına geliyor.

Bu durumun, toplumda korku, güvensizlik ve oto-sansür ortamını derinleştireceği, geçmişte başarısız olan “ahlak polisi” uygulamasının bu kez daha sistematik bir biçimde geri döneceği belirtiliyor.

Kurulun ayrıca “sekülarizm ve toplumsal ilgisizlikle mücadele” vurgusu yapması ve halkı gözlemci olarak örgütlenmeye çağırması, genel bir toplumsal yargı düzeni oluşturma çabası olarak değerlendiriliyor.

Bu sistemin, komşuluk ilişkilerinden üniversite ortamına, hatta aile içine kadar uzanabilecek bir kontrol ağı yaratabileceği ifade ediliyor.