ROCHELLE JUNİOR

Süveyda – Suriye’nin güneyinde yer alan Süveyda’ya yönelik saldırılar sonrası, kentteki çok sayıda meslek ve sivil sendika, Şam’daki merkez sendikalarla tüm iş birliğini durdurduğunu duyurdu. 13 Temmuz’dan bu yana yaşanan ve Dürzi toplumunu hedef alan saldırıların “soykırım düzeyinde” olduğunu vurgulayan sendikalar, merkezlerin sessizliğine tepki gösterdi.

Sanatçılar Sendikası, Ziraat Mühendisleri Sendikası, Avukatlar Sendikası, Öğretmenler Sendikası, Tabipler Sendikası, Veteriner Hekimler Sendikası, Eczacılar Sendikası ve İşçiler Sendikası ortak açıklama yaptı. Sendikalar, açıklamalarında merkez sendikalarla çalışmayı askıya aldıklarını, Süveyda’da yaşananlara kayıtsız kalmanın “katliamın bir parçası olmak” anlamına geldiğini belirtti ve “Öldürme, kuşatma ve aç bırakma karşısındaki sessizlik, ancak bir tür iş birliği olarak yorumlanabilir” dedi.

Avukat istifa etti

Avukatlar Sendikası Üyesi Selam Ubeyd, sendikadan istifa ettiğini açıklayarak, Süveyda’da yaşananları “vahşi bir saldırı” olarak niteledi. Selam Ubeyd, saldırıyı gerçekleştiren güçlerin güvenlik ya da istikrarla ilgisi olmadığını, aksine “öldürme, yakma ve yağma” gibi uygulamaları yürüttüğünü söyledi. Selam Ubeyd, “Genel kurulda meslektaşlarımız tarafından seçildik, sendikanın işleyişini zorluklara rağmen sürdürmek için komisyonlar oluşturduk. Ama tüm değerler ayaklar altına alındığında ve katliamlar başladığında, artık devam edemezdik.” ifadelerini kullandı.

‘Halkın sesi olmayı tercih ettik’

Merkez sendikanın hiçbir tepki göstermemesinden duyduğu üzüntüyü ifade eden Selam Ubeyd, istifanın “en asgari ahlaki duruş” olduğunu vurgulayarak “Biz maddi yardım istemiyoruz; felaketi tanımalarını ve katilleri kınamalarını istiyoruz. Onlar sessiz kalmayı seçti, biz ise hakkın sesi olmayı tercih ettik” diye konuştu. Selam Ubeyd, istifasına rağmen yerel düzeyde sendika çalışmalarına devam edeceklerini kente hizmet etmeyi sürdüreceklerini söyledi.

‘Merkez sendika Süveyda soykırımına ortak’

Güney Bölge Sanatçılar Sendikası Üyesi Darin Azzam, merkez sendikanın yaşananları görmezden gelmesine tepki göstererek “Bu sadece güvenlik olayları değil, sivilleri ve özellikle Dürzi toplumunu hedef alan sistematik bir savaştır” dedi. Savaşın başından bu yana kuşatma ve aç bırakma politikasıyla karşı karşıya olduklarını anlatan Darin Azzam, yetkililerin ise durumu kontrol altındaymış gibi göstermeye çalıştığını dile getirdi. Darin Azzam, “Bir üyemiz evini ve mahallesini savunurken öldürüldü, ancak merkez sendika tek bir dayanışma mesajı yayımlamadı” dedi.

Darin Azzam, merkez sendikanın “ahlaki ve mesleki meşruiyetini yitirdiğini” ifade ederek Güney şubesinin oybirliğiyle iş birliğinin askıya alındığını açıkladı.

Darin Azzam, “Burada yaşananlar soykırımdır. Bunu ‘aşiret çatışması’ diye nitelendirmeleri yanlış ve gerçekleri çarpıtmak demektir” şeklinde konuştu.

‘Tutumumuz net ve kararlı’

Kuşatmanın sürdüğünü, gelen yardımların halkın ihtiyacını karşılamadığını, su ve elektriğin kesik olduğunu, tıbbi ve gıda malzemelerinin ciddi şekilde eksik bulunduğunu anlatan Darin Azzam, konuşmasına şöyle devam etti:

“Sanatçılar olarak bu acıyı derinden hissediyoruz. Biz yaşamın ve güzelliğin değerlerini taşıyoruz. Bu yüzden tutumumuz net ve kararlı. Merkez sendikalar gerçek ve onurlu bir tavır alıncaya kadar tüm sivil ve meslek örgütleri onlarla ilişkilerini kesmelidir.”

Darin Azzam, merkez sendika tavrını değiştirene kadar tavırlarının aynı olacağını belirtti.

‘Sendikalar sessiz kaldı’

Ziraat Mühendisleri Sendikası Süveyda Şubesi Üyesi Rakiye Şair, kente üç haftadır süren saldırıları “Dürzi toplumuna karşı soykırım” olarak tanımladı. Saldırıların anlık gelişmediğini, aylar öncesinden planlandığını anlatan Rakiye Şair, “Son saldırı korkunçtu. Sivillere yönelik katliamlar işlendi. Buna rağmen başta Şam’daki Ziraat Mühendisleri Sendikası olmak üzere merkez sendikalar sessiz kaldı” dedi. Rakiye Şair, şunları söyledi:

“Biz imkânsızı istemiyoruz. Sadece insani ve ahlaki bir tavır bekliyoruz. Bir kınama mesajı, bir dayanışma sözü… En azından birilerinin gördüğünü ve duyduğunu hissettirecek bir şey. Onlar sessiz kalmayı seçti, biz ise sesimizi yükseltmeyi.”