Suriyeli kadınlar endişeli: Cihatçı HTŞ’nin uygulamaları IŞİD’i hatırlatıyor
Cihadist HTŞ’nin IŞİD benzeri uygulamaları Suriye’yi yeniden bir iç savaşa sürüklerken, IŞİD’in yeniden canlandığı endişesini de beraberinde getiriyor. Suriyeliler, özellikle kadınlar, IŞİD’in tekrardan canlanmasından büyük kaygı duyuyor.

NUR EL-AHMED
Rakka- IŞİD’in Rakka’daki hâkimiyeti sırasında hayatta kalmayı başaran ve çetelerin uyguladığı vahşetin tanığı olan Selwa El-İbrahim, bugün Suriye’de Nusayri ve Dürzi topluluklarına yönelik işlenen katliamların, 2014’te Êzidîlere karşı gerçekleştirilen soykırımı hatırlattığını söyledi. 3 Ağustos 2014’te Şengal’de Ezidilere yönelik soykırım gerçekleştiren IŞİD, kadınları kaçırmış, satmış ve sistematik tecavüze maruz bırakmıştı. Selwa El-İbrahim 'e göre bugün Suriye'nin kıyı ve Süveyda bölgelerinde yaşananlar, o karanlık dönemin tekrarını andırıyor. Bu defa sorumlu olan ise, İŞİD zihniyetine sahip Suriye’nin geçici cihadist HTŞ’nin yönetimi.
‘IŞİD en çok kadınları hedef aldı’
Selwa El-İbrahim, Rakka’daki IŞİD yönetimi sırasında yaşananlara ilişkin şu ifadeleri kullandı: “Rakka tam anlamıyla bir hayalet şehre dönmüştü. Her gün bir infaz, bir işkence, bir dehşet yaşanıyordu. Özellikle kadınlar hedefteydi. Kaçırılan, satılan, taşlanan ve işkence gören çok sayıda kadın vardı. Hayatta kalanlar ise sosyal yaşamdan koparılmış, ağır kısıtlamalarla kuşatılmıştı.” Ayrıca Selwa El-İbrahim, İŞİD’in Şengalde gerçekleştirdiği katliama da dikkat çekerek, Êzidî kadınların Rakka’ya getirildiğini, meydanlarda çetelere satıldığını ve birçoğunun hâlâ kayıp olduğunu belirtti.
Son dönemlerde Suriye’de yaşanan mezhepsel gerilimlere işaret eden Selwa El-İbrahim, 8 Aralık 2024’te cihadist HTŞ’nin yönetimi ele geçirmesinden sonra ülkede yeni ve derinleşmiş haliyle iç savaş ortamı oluştuğunu vurgulayarak, “Nusayri topluluğuna yönelik katliamlar yaşandı. 13 Temmuzda Durzilere karşı da katliam girişimleri ve işkence içeren saldırılar düzenlendi. Kadınlara dönükte saldırılar gerçekleşti. Kaçırılan çok sayıda Nusayri kadından hâlâ haber alınamıyor; HTŞ çeteleri kaçırdıkları kadınlar için ailelerden fidye talep ediyor. HTŞ ve IŞİD’i aynı ideolojik zeminden beslendiği için aynı zihniyet ile hareket ediyor. Bugün Suriye de yaşananlar, İŞİD’in daha önce yaptıklarıyla örtüşüyor” şeklinde konuştu.
İŞİD zihniyetinin Suriye’yi yönetmesi kadınlar ve toplumlar için tehlikeli
“Cihandist HTŞ’nin Suriye’de yönetimi ele geçirmesi, Suriye’nin geleceğini tehdit eden bir gelişme olarak görülmeli” diyen Selwa El İbrahim “Bu zihniyet, IŞİD’in aşırıcı ideolojisini sürdürüyor. Suriye’nin kadim çok kültürlü yapısı ve dini toplulukları büyük bir tehdit altında. Bu zihniyet en çok da kadınlara zarar veriyor. Oysa biz yüzyıllardır bir arada yaşayan bir halkız. Sünni, Alevi, Dürzi, Şii ayrımı yapmadan birlikte yaşadık” ifadelerini kullandı.
IŞİD yeniden canlanıyor mu?
HTŞ’nin kontrolündeki bölgelerde yaşanan güvenlik boşluğu, IŞİD’in hücre yapılanmalarının yeniden hareketlenmesine yol açtı. Selwa El-İbrahim, yakın zamanda Dêrazor’a bağlı Hecin’deki askeri bölgelere yapılan saldırıları hatırlatarak şunları söyledi: “Bu saldırılar, iç güvenlikteki zafiyetin ve kaosun doğrudan sonucudur. IŞİD hücreleri bu ortamda yeniden canlanıyor ve bu tüm Suriye için büyük bir tehlike.”
‘Kadınlar var olan tehlike karşısında mücadele saflarını güçlendirmeli’
Silahlı çatışmalarda en büyük bedeli kadınların ödediğine dikkat çeken Selwa El-İbrahim: “Kadınlar savaşların ilk kurbanı oldu. Öldürüldüler, tecavüze uğradılar, zorla yerlerinden edildi. Artık daha güçlü olmalı, birlik içinde seslerini yükseltmeliler. Ancak bu şekilde IŞİD gibi yapıların tekrar canlanmasını önleyebiliriz” diye belirtti.
Selwa El-İbrahim, konuşmasının sonunda yeni Suriye’nin demokratik bir temele oturması gerektiğini vurgulayarak sözlerini şöyle sürdürdü: “Geçiş yönetimi, halkı ayrım gözetmeksizin kucaklayan, adil ve özgürlükçü bir yönetim anlayışına sahip olmalı. Tüm toplulukların hakları korunmalı, merkeziyetçi olmayan çoğulcu bir yapı oluşturulmalı. Ancak bu şekilde barış ve istikrar sağlanabilir.”