‘Suriye’nin geleceği için Şam hükümeti ile Özerk Yönetim masaya oturmalı’
Türk devletinin 1998 yılında imzalanan Adana Anlaşması’nı kendi çıkarları doğrultusunda kullandığını belirten Suriye Gelecek Partisi’nden Mûna Yûsif, Şam hükümetinin Özerk Yönetim ile masaya oturup, Suriye topraklarını birlikte savunmasını istedi.
RONÎDA HACÎ
Hesekê- Türk devleti, Kuzey ve Doğu Suriye’yi işgal etmeye çalışıyor. Türk devleti işgalini meşrulaştırmak için geçmiş yıllardaki bazı ittifakları gündeme getiriyor ve saldırılarını meşrulaştırmak istiyor. Bu ittifaklardan biri de Türkiye ile Suriye arasında 1998 yılında imzalanan Adana İttifakı’dır.
Konuyla ilgili olarak Suriye Gelecek Partisi Yönetim Kurulu Üyesi Mûna Yûsif ajansımıza değerlendirmelerde bulundu.
‘Bu anlaşama Suriye halkının geleceği açısından tehlikelidir’
Mısır ve İran'ın çabalarıyla, Ankara ile Şam’ın bir araya getirildiğini söyleyen Mûna Yûsif, “Türk devletinin talepleri yerine getirildi ve 1998'de iki ülke heyetleri Adana’da buluşarak Adana Anlaşması’nı imzaladı. Adana Anlaşması Suriye topraklarının işgalinin önünü açıyor. Anlaşma, işgalci Türk devletinin çıkarlarının gerçekleştirilmesine yönelik bir adımdı. Bugün bile Türk devleti bölgeyi işgal etme planlarını genişletmeye çalışıyor. Bu anlaşmayı Suriye halkının geleceği açısından tehlikeli görüyoruz. Bugün Suriye topraklarının Türk devleti ve ortakları tarafından işgal edilmesi bunun sonuçlarından biridir, dolayısıyla bu anlaşmayı kabul etmiyoruz ve işgal altındaki bölgelerin özgürleştirilmesinin Suriye krizinin çözümünün temel yollarından biri olduğunu söylüyoruz” diye belirtti.
‘Kadınlar Suriye’ye dış müdahaleye izin vermemeli’
Suriye'deki krizlerin çözümünde kadınlara büyük rol ve misyon düştüğüne dikkat çeken Mûna Yûsif, “Bunun için krizin çözümü ve Suriye-Suriye diyalogunun hayata geçirilmesi için çaba gösteren tüm kadınları, Suriye dışındaki kesimlerin krizin çözümüne müdahalesine izin vermemeye çağırıyoruz. Çünkü temel çözümlerden biri işgal altındaki toprakların özgürleştirilmesidir ve bu krizi çözecek olan da bizzat Suriye halkının kendisidir. Suriye halkı yıllardır ağır bedeller ödüyor. Göçler, katliamlar ve saldırılar devam ediyor. Bugün her kadının görevi toplumu eğitmek ve Adana Anlaşması'nın ve onu yenileme arzusunun Suriye'nin ve halkının geleceği için büyük bir tehlike oluşturduğunu anlatmaktır” şeklinde konuştu.
‘İşgal altındaki bölgelerde insanlık suçu işleniyor’
Suriye'nin Serêkanîyê, Efrin, Bab ve Ezaz gibi birçok bölgesinde Türk devleti tarafından insanlığa karşı suçlar işlendiğine dikkat çeken Mûsa Yûsif, konuşmasının devamında şu sözlere yer verdi: "İşgal altındaki bölgelerde Suriye halkı şiddete maruz kalıyor, katlediliyor, saldırıya uğruyor, kaçırılıyor, gözaltına alınıyor ve malları yağmalanıyor. Türk devleti farklı bahanelerle, anlaşmalarla Suriye krizini derinleştirmek istiyor. Söz konusu bölgelerde yaşanan şiddetin ve krizlerin sebebi Türk devletinin kendisidir. Türk devleti Suriye'deki krizi çözmek istiyorsa Suriye halkının rahat ve güvende yaşayabilmesi için Suriye topraklarından çekilmesi gerekiyor. Ancak bugün herkes biliyor ki, Türk devleti nereye girerse girsin oradan çıkmıyor. Türk devleti Suriye topraklarını daha fazla işgal etmek ve o topraklardan çıkarları doğrultusunda yararlanmak istiyor.”
Şam hükümetine sorumluluğunu yerine getir çağrısı
Şam hükümetine, Suriye topraklarına ve halkına karşı sorumluluğunu yerine getirmesi çağrısında bulunan Mûna Yûsif, "Şam hükümetini, Türk devletiyle iş birliği yapmamaya çağırıyoruz, çünkü Türk devleti işgalci bir devlettir. Suriye hükümeti, Suriye topraklarına ve halkına karşı sorumluluğunu yerine getirmeli, işgal altındaki toprakları kurtarmalı, işgal altındaki topraklarda yok edilen ve insanlığa karşı her türlü suçun işlendiği insanları kurtarmalıdır. Halkın geleceğinin başarılı olması için Şam hükümetinin Özerk Yönetim ile masaya oturup Suriye topraklarını birlikte kurtarması gerektiğini bir kez daha söylüyoruz. Maalesef Şam hükümeti, Suriye halkına karşı sorumluluğunu üstlenmedi ve topraklarını savunmadı" şeklinde konuştu.