ZOUHOUR MECHERGUI

Tunus- Sudan’da süregelen iç savaş ortamında kadınlar, insani ve sosyal krizlerin en ağır yükünü taşıyor. Nisan 2023’ten bu yana aralıksız devam eden çatışmalar, göç, kötüleşen insani koşullar, tecavüz, katledilme ile kadınları karşı karşıya bırakıyor. Savaş döneminde kadınların varlığı hayati öneme sahip olduğundan Sudanlı kadınlar uluslararası destek bekliyor.

Halkın Cephe Hareketi ve Devrimci Demokrat Akım lideri İhsan Abdulaziz, iç savaşın hızlı şekilde büyüdüğünü ve milyonlarca kişinin zorunlu göçe tabi tutulduğunu söyleyerek, “Ölümlerden kaçmak, başka bir ölüme geçmek gibi. Artık güvenli bölge kalmadı, çatışma ülkenin tamamına yayıldı. 30 milyondan fazla kişi açlık ve salgın hastalıklar tehdidi altında. Kadınlar ise en çok etkilenen kesim” diye konuştu.

Genç kadın öncülerinin katledildiğine dikkat çeken İhsan Abdulaziz, kadınların seslerinin susturulmaya çalışıldığını ancak verilen mücadelenin yaşananları görünür kıldığını ifade etti.

Kadınlar savaştan en çok etkilenenler

Göç eden kadınların yurt ve aile bağlarının derin olması nedeniyle ağır psikolojik zorluklar yaşadığını belirten İhsan Abdulaziz, kötü koşulların, açlığın ve temel hizmetlerin yokluğunun bu sıkıntıları artırdığını söyledi. Yine savaş ve göçün eğitim sistemini etkilediğini, bununda okuma yazma bilmeyen yeni bir nesil yaratma riskini de beraberinde getirdiğine dikkat çekti.

Uluslararası topluma acil çağrı

İhsan Abdulaziz, uluslararası toplumu Sudan’daki göçmenlere acil insani yardım sağlamaya ve kuşatılmış bölgelere güvenli yardım koridorları açmaya çağırdı. Bu yardımların öncelikli olması gerektiğini ve özellikle kadınlar ile çocukların hayatlarının buna bağlı olduğunu söyledi.

Devam eden çatışmalar ve kaynakların yağmalanması

Çatışmanın başladığı andan itibaren “Savaşa hayır” dediklerini, ancak çatışan tarafların bu çağrıyı dikkate almadığını söyleyen İhsan Abdulaziz, Sudan’ın zengin kaynaklarının yağmalandığını belirtti. Altın ve gıda maddelerinin kaçak yollarla çıkarılarak çatışmayı beslediğini ifade eden İhsan Abdulaziz, sivil ve devrimci güçlerin çatışmanın sona erdirilmesi ve kanın durdurulması için mücadele ettiğini vurguladı.

Kadınların barış sürecindeki rolleri

Kadınların barış sürecindeki rollerinin ayrıcalık değil, uluslararası anlaşmalarla garanti altına alınmış bir hak olduğunu belirten İhsan Abdulaziz, BM Güvenlik Konseyi 1325 numaralı kararının kadınların barış inşasındaki önemini ortaya koyduğunu söyledi.

İhsan Abdulaziz, kadınların bu haklarını siyasi iktidarlardan beklemek yerine mücadele ile almaları gerektiğini ifade etti. İhsan Abdulaziz, Sudan’daki kadınların bugün savaş karşıtı güçlü sesler olduğunu, “Savaşa hayır, barışa evet” sloganıyla birçok kadın inisiyatifinin kurulduğunu ve tehditlere rağmen cesurca mücadele ettiklerini anlattı.

‘Zalimliğe Karşı Kadınlar’ Kampanyası

Çatışmaların toplumun tüm kesimlerini etkilediğini ancak kadın ve kız çocuklarının en ağır bedeli ödediğini, cinsel şiddetin savaş silahı olarak kullanıldığını söyleyen İhsan Abdulaziz, bu durumla mücadele etmek amacıyla “Zalimliğe Karşı Kadınlar” kampanya çalışanlarının, çatışmanın ilk aylarından itibaren sığınaklar ve kamplarla iletişim kurduğunu, ihlalleri belgeleyip seslerini duyurmaya çalıştığını anlattı.

Kampanya grubunun amacı, her türlü adaletsizliğe karşı durmak, toplumun haklarını korumak ve insan haklarına saygıyı sağlamak. Çatışmanın başlamasıyla kampanya esas olarak çatışmayı sona erdirmeye ve kadınlara yönelik ihlalleri durdurmaya odaklandı.

İhlallerin tespiti ve sorumluların ifşası için uzman medya birimleri oluşturuldu. Ayrıca kadınların kriz çözümünde ve barışta aktif rol alması için programlar hazırlanıyor.

Kadınların barış ve güvenlikteki rolünü destekleyen kararlar hayata geçiriliyor. Kampanya, cinsiyet eşitliği ve kadın gündemini tüm barış inisiyatiflerine entegre etmeyi hedefliyor.

Yasal düzenlemeler ve kadın hakları

Sudan’daki yasaların uluslararası kadın hakları sözleşmeleriyle çeliştiğini belirten İhsan Abdulaziz, kadınların devrimden sonra baskıcı kararlara ve cezalara karşı çıktığını söyledi. İhsan Abdulaziz özellikle “Genel Düzen Yasası”nın kadınların özgürlüğünü kısıtlamak için kullanıldığını, 152’nci Maddenin keyfi uygulamalarla kötüye kullanıldığını ve kadın haklarının korunması için hukuki reformların şart olduğunu vurguladı.