MAYSA AL QADİ

Sudan- Sudan'da ordu ve Hızlı Destek Kuvvetleri arasındaki çatışmalar sağlık alanında da ciddi etkiler yarattı. Sağlık tesislerinin yağmalanması ve tahrip edilmesi, Sudan'daki hamile kadınları etkiledi. Çatışma bölgelerindeki hastanelerin kapanmasıyla giderek kötüleşen tıbbi hizmetler, Sudan’da anne-çocuk ölüm oranlarında artışa neden oldu.

Çatışmaların yoğunlaşması sonrası hastanelerin hizmet dışı kalması nedeniyle dijital medya üzerinden doğum ebelere yönelik çağrılar yapılarak, sayıları ve yerleri dolaşıma sokuluyor. 1949 Cenevre Sözleşmesi'nin gereklilikleri de yerine getirilmezken, çatışmalar nedeniyle 220 binden fazla hamile kadın yerinden edildi.

‘Güvenli koşullar arıyorum’

Kadınlardan Nana Ali yaşadıklarını “Sudan'da bir bütün olarak bilinmeyen bir gelecek, sağlık ve eğitim alanında yaşanan krizler nedeniyle zorluklar yaşıyorum. Çocuklarımın eğitim hayatı durdu ve onların eğitimlerine devam edebileceği bir okul da bulamadım. Ben de hamileyim ve doğum yapabilmek için daha güvenli koşullar arıyorum. Doktor bana doğumdan sonra çocuğun kuvöze ihtiyacı olduğunu belirtti. Ancak mevcut durumda bunun sağlanması çok zor” sözleriyle anlattı. 

Çocukları için endişeli

Kadınlardan Sabreen Siddiq ise hamileyken iki kez bulunduğu yeri terk etmek zorunda kaldı. Sabreen Siddiq, “İlkinde Hartum'dan Şendi şehrine, ardından da Kuzey Sudan'daki Merowe'ye göç ettim. Evimi terk etmek istemedim ancak yoğun baskılar nedeniyle çıkmak zorunda kaldım. Çatışmalar nedeniyle çocuklarım, henüz doğmayan çocuğum için endişelenmiştim. Biz göç ettikten bir süre sonra eşimde bizim yanımıza geldi. Eşim şu an ek işlerde çalışıyor ve geçimimizi bu şekilde sağlıyoruz. Hartum'daki evimiz soyuldu ve doğumum planlanandan erken olduğu için hastaneye geldim. Gece geç vakitti ve eczaneler kapalıydı, ebelerin kötü muamelesine maruz kaldım, çünkü ekonomik durumumun kötüleşmesinden dolayı doğuma hazırlanamadım ve gerekli malzemelere sahip olamadım” şeklinde konuştu.