‘Savaşın devam ettiği Yemen’de barış kadınlarla mümkün’

Savaşın devam ettiği Yemen’de barış görüşmelerinin Husiler ve hükümet ile sınırlı tutulduğu ve diğer ülkelerin çıkarları gözetildiğini vurgulayan kadın hakları savunucuları, kalıcı bir barış için kadınlarında görüşmelerde yer alması gerektiğini savundu.

NÛR SIRÎB

Yemen- Yemen’de 10 yılı geçen çatışma ve savaş durumu ardından insani yardım ve sağlık hizmeti açısından dünyanın en büyük krizi yaşanmaya devam ediyor. Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre; bu yıl Yemen'de 17,8 milyon kişinin sağlık desteğine ihtiyacı var. Burada çocukların yaklaşık yarısını oluşturan 5 yaş altındaki 2,4 milyon çocuk yetersiz besleniyor. Sağlık tesislerinin yalnızca yüzde 51'i tam olarak çalışır durumda ve yüzde 36'sı sınırlı hizmet veriyor. Çalışan hastanelerin yaklaşık yüzde 29'unda uzman doktor bulunmuyor.

Savaş durumunun devam ettiği Yemen’de barış için mücadeleyi kadınlar yürütüyor. Barışın nasıl tesisi edileceğini ve Yemen’de yaşananları mücadele yürüten kadınlara sorduk.

Uluslararası barış çabaları bölgesel barış çabalarının gerisinde

Siyasi araştırmacı ve South 24 Haber ve Araştırma Merkezi Yöneticisi Farida Ahmed, "Uluslararası barış çabaları artık Yemen'deki çatışmanın ilk yıllarındaki kadar etkili değil, aksine bölgesel çabalar onları çok geride bıraktı. Özellikle Çin öncülüğünde Suudi-İran yakınlaşmasından sonra ateşkesin daha uzun süre sağlamlaştırılmasına katkıda bulunuldu. En azından insani açıdan iyi görünüyordu, çünkü çatışmaların azaltılmasına katkı sağlandı. Hava ve kara saldırılarının durdurulması vatandaşlar için somut bir fark yarattı. Vatandaşlar için hareket özgürlüğü ve yerinden edilmenin göreceli olarak durması önemli oldu, ancak ekonomik, yaşam ve hizmet konularında bir ilerleme sağlanmadı” şeklinde konuştu.

‘Diğer ülkelerin çıkarları esas alınıyor’

Farida Ahmed, insanların hâlâ Husilerin kontrol ettiği bölgelerde ve uluslararası kabul görmüş hükümet tarafından kontrol edilen bölgelerde en temel haklarını elde edemediklerini kaydetti. Farida Ahmed, "Bölgesel ve uluslararası toplum, Yemen dosyasını hem Suudi Arabistan'ın hem de İran'ın bölgede elde ettiği jeopolitik kazanımlara ve Suudilerin pozisyonuna göre ele aldığı için mevcut haliyle barış çabaları eksik kaldı.  Arabuluculuk ve görüşmeler, Husiler tarafından temsil edilen tek taraflı bir partiyle sınırlandırılıyor. Diğer taraftan meşru hükümetin konumu zayıflatılıyor” ifadelerinde bulundu. 

Barış görüşmelerine kadınlar dahil edilmedi

Farida Ahmed, kadınların Yemen barış sürecine dahil edilmemesine ilişkin olarak şunları söyledi: "Biz kadınlar için, kesinlikle siyasi, sosyal, kültürel ve diğer düzeylerde büyük bir gerileme yaşandı. Yemen’de kadınlar önemli bir siyasi pozisyona sahiptir ancak partiler, ‘kadınlar yeterli düzeye ve standartlara sahip değiller’ gerekçelerini öne sürerek kadınları dışladılar. Kadınları siyasetten dışlamak için de bu bahaneleri ürettiler.”

‘Görüşmeler Husi ve hükümetle sınırlı’

BAS Vakfı Başkanı Bahia Al-Saqqaf, Yemen'deki çatışmanın başlamasından dokuz yıl sonra resmi barış yolunun hâlâ büyük ölçüde uluslararası kabul görmüş hükümet ve Husi yetkilileriyle sınırlı olduğuna inanıyor. Bahia Al-Saqqaf, "Çözüm bulmayı amaçlayan süreç, başta kadınlar olmak üzere, Yemen içindeki diğer hayati aktörlerin dışlanmasıyla karakterize ediliyor. Bugüne kadar Yemenli kadınlar, Yemen için en önemli barış görüşmelerinde çok az temsil edildiler. Bu da Birleşmiş Milletler'in kadın, barış ve güvenlik gündemiyle tam bir tezat. Tüm tarafları ve kadınları barış inşası süreçlerine dahil etmeye çağıran 1325 sayılı sözleşmeye aykırı” şeklinde konuştu.

Kadınlar barış için mücadele yürütüyor

Bahia Al-Saqqaf, kadınların gösterdiği çabaların etkisine ilişkin olarak, "Yemenli kadınlar, sahada barışı tesis etme, savunmasız grupları koruma ve yerel halkların acılarını hafifletme rolleri aracılığıyla savaşın yansımalarını hafifletmeye yönelik çabaların ön saflarında yer aldılar. Yerel feminist gruplar, barış aktivistleri ve barış inşa komiteleri gerilimlerin azaltılmasında belirleyici bir rol oynadılar. Buna rağmen, tüm çağrılara, yerel baskılara ve kadınların hükümet yapılarına dahil edilmesinin önemine ilişkin uluslararası çağrıya rağmen resmi barış inşası süreçlerinde kadınların sesleri hâlâ marjinalleştiriliyor” sözlerine dikkat çekti.

‘Kadınların dahil olmadığı barış tesis edilemez’

Feminist Dayanışma Ağı üyesi ve Cenevre'deki Barış Yolu Girişimi'nin temsilcisi Lisa Al-Badawi ise, şu ifadelerde bulundu: “Sürdürülebilir barışı sağlamak için kadınlar her aşamada tüm istişare ve müzakerelere dahil edilmedikçe barışa ulaşılamaz. Uluslararası kanunlar ve anlaşmalara uygun çalışmalar yapılması gerekiyor. Kadınlar yaşamın her alanında karar alma süreçlerine dahil edilmeli, kurum ve kuruluşlarda güçlendirilmelidir.”

‘Barış gerekli ve kaçınılmazdır’

Akademik ve siyasi aktivist Arwa Al-Shamiri de "Barış süreci gerekli ve kaçınılmaz bir hale geldi, ancak sürdürülebilir olması gerekiyor. Kadınların barış süreçlerine katılımı sağlanmalı, toplumsal adalet ve uzlaşma uygulanmalı, savaşla parçalanan toplumsal doku güçlendirilmeli, Yemenli mağdurların hakları korunmalıdır. Birçok umut var ve bunlardan ilki ve en önemlisi ise ekonomik koşullardır. Yemenli kadın ve erkekler, bir gün savaşı bitirmek ve Yemen'in demokratik yaklaşımını tesis etmek için başarılı olmayı hayal ediyor. Yemenli kadınlar, haklarına sarılıyor ve barış sürecine katılmak için büyük çaba harcıyor. Yemen'deki barış sürecine ilişkin taslaklar hazırlamak ve barışa ilişkin vizyon ve algıların geliştirilmesine katkıda bulunmak gibi kendilerine sunulan yollara başvuracaklardır” dedi.