Salsabil Al-Qalibi: Kadınlara yaşatılan trajediler için hesap sorulmalı

Avukat Salsabil Al-Qalibi, “Suriye’deki işgale sessiz kaldığımız için bugün Gazze Şeridi de işgal edildi” diyerek, Gazze, Suriye, Libya, Yemen ve Afganistan'da kadınlara yaşatılan trajedilerin hatırlatılarak hesap sorulması gerektiğini söyledi.

ZOUHOUR MECHERGUI

Tunus – Uluslararası hukuk alanında uzman olan Avukat Salsabil Al-Qalibi, İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik saldırılarının uluslararası sözleşmelere göre savaş suçu olduğunu ve Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde yargılanması gerektiğini söyledi.

‘Gazze Şeridi’nde insanlar savaş suçlarına maruz kalıyor’

Suriye, Libya, Gazze, Afganistan, Sudan ve daha birçok ülkede devam eden savaşlardan en çok kadınların etkilendiğini belirten Salsabil Al-Qalibi, İsrail’in’de Gazze’de kadınları ve çocukları hedef aldığına dikkat çekti. Salsabil Al-Qalibi, şunları ifade etti:

“Gazze Şeridi’nde yaşayan insanlar her gün işlenen savaş suçlarına maruz kalıyorlar. Gazze Şeridi’nde siviller kasıtlı olarak hedef alınıp katlediliyor. Savaş hukukunda bunun yasak olduğunu biliyoruz ama İsrail hiçbir şeyi tanımıyor. Bugün hesap vermek için mahkeme önüne çıkabilen insanlar var. Eski Yugoslavya'daki savaş suçlarını incelemek üzere özel olarak kurulan Özel Ceza Mahkemesi, adı geçen ülkede en menfur zulüm ve cinayetleri işlediği bilinen ve Özel Ceza'da yargılanan Slobodan Milošević'e benzer liderleri yargılayıp hapse atmıştı. Uluslararası Ceza Mahkemesi, bugün silahlı çatışma kapsamında işlenen tüm suçları inceleme yetkisine ve genel yargı yetkisine sahip.”

‘Cenevre Sözleşmesinin gereklilikleri yerine getirilmiyor’

Savaş durumlarında sivillerin korunmasına yönelik hazırlanan 4’üncü Cenevre Sözleşmesine işaret eden Salsabil Al-Qalibi, ancak sözleşmenin gerekliliklerinin yerine getirilmediğini belirtti. Salsabil Al-Qalibi, “Sözleşme savaş durumlarında kadınların ve çocukların korunmasını şart koşuyor. Kadınların savaşta tutuklandığı durumlarda yerlerinin erkeklerden ayrı olması ve aile durumunun dikkate alınması gerekliliğini dayatıyor. Bu da annenin çocuklarından ayrılmaması ve alınması anlamına geliyor. Hamile ve emziren kadınları da hesaba katıyor. Savaş hukukunda kadınlara yönelik özel hükümler ve özel koruma mekanizmaları var” dedi.

’70 yıldır Filistinli kadınların hakları yok ediliyor’

Gazze’de çatışma stratejisi olarak kadınların hedef alındığını vurgulayan Salsabil Al-Qalibi, “Bunun farkına varılması gerekiyor. Bu başlı başına bir savaş suçudur” diye konuştu. Salsabil Al-Qalibi, “Bugün özgürlükleri için direnen bir halka karşı savaşın en çirkin biçimleriyle karşı karşıyayız. Gazze Şeridi’ndeki halk her türlü silahlı saldırıya maruz kalıyor. 70 yıldan fazla bir süredir Filistinli kadınların hakları sistematik bir şekilde yok ediliyor. Feministler bu yaklaşıma karşı hareket etmelidir” diye kaydetti. Gazze Şeridi’ne yönelik saldırıların ahlaki ve hukuki açıdan kabul edilemeyeceğini vurgulayan Salsabil Al-Qalibi, “Bu trajik durum karşısında sessiz kalınamaz. Tüm dünya Gazze için sesini yükseltmelidir” dedi.

‘Suriye ve Libya’da da kadınlara yapılanlara karşı hesap sorulmalı’

Suriye ve Libya’nın da savaşa ve dış saldırılara tanık olduğuna değinen Salsabil Al-Qalibi, şunları ifade etti:

“Batı'nın pazarlamak istediği gibi bir iç savaş değildi. Sorun, bu saldırıya katılan tarafların aynı anda çok sayıda, iç içe geçmiş ve karmaşık olmasıdır. Dolayısıyla, fotoğraf ve videolarla belgelenen ve kadınları hedef alan suçların sonuçlarını görmedik. Tespit etmek zaman alabilir. IŞİD gibi paralı askerlerin hangi partilere bağlı olduğunu bilmiyoruz. Suriye ve Libya savaşlarında paralı askerlerin yüzdesi oldukça yüksekti. Yapılması gereken, Suriye ve Libya'da kadınların fiziki dokunulmazlığını ihlal edenlerden, Êzidî kadınları esaret altına alanlardan, Libyalı kadın ticaretinin yapılmasına kadar hesap sorulmalı ve mücadele sürdürülmelidir.”

‘Kadınları feminist bir ağ kurmaya çağırıyoruz’

Salsabil Al-Qalibi, kadınlara yönelik suçların araştırılması, faillerin yerel veya uluslararası düzeyde yargılanması için insan hakları örgütleri, kadın, kültür, hukuki dernekler ile siyasetçilerin harekete geçmesi çağrısında bulundu. Salsabil Al-Qalibi, sözlerini şöyle sürdürdü: “Örneğin Suriye'de IŞİD tarafından kaçırılan ve işkence gören kadınların ifadelerini alabiliriz. Bu ifadeler ışığında ilgililere davalar açılabilir. En önemlisi, kadınların o bölgelerde yaşadıklarını unutmamamız, her ne kadar daha önceki katliamları unutturabilecek olaylar yaşansa da… Suriye’deki işgale sessiz kaldığımız için bugün Gazze Şeridi de işgal edildi. Dünyanın bu konuda harekete geçmesi gerekiyor. Suriye, Libya, Yemen ve Afganistan'da yaşananları ve kadınları etkileyen ve hedef alan trajedileri her gün hatırlatmalıyız.

Sorumluluklar belirlenmeli, failler bulunup cezalandırılmalı, onlara görev veren, finanse eden, destekleyen ve eğitenlerden hesap sorulmalı. Bu bizi şok edici olabilecek gerçeklere götürebilir, çünkü ilgili ülkeleri ifşa edecektir. Sonuç olarak tüm kadınları, kadınların savaş aracı olarak sömürülmesini önlemek için feminist bir ağ kurmaya çağırıyoruz.”