Saldırılar tesadüf değil: Asıl amaç Kürt kadınlarının mücadele alanları

Son günlerde Amed’de toplumun ve kadınların yaşam alanlarına dönük saldırıları değerlendiren STK üyesi ve esnaf kadınlar, bu zihniyete alan açılmaması gerektiğini dile getirerek, mücadeleyi daha da büyütme çağrısında bulundu.

MEDİNE MAMEDOĞLU

Amed- Son bir ay içerisinde Amed kent merkezinde aralarında kafelerin de olduğu 5 yere saldırı düzenlendi. Yaşanan bu saldırılarda toplumun ve özellikle kadınların yaşam tarzı hedef alınırken, olaylara karışan saldırganlar ise ifadeleri alınıp serbest bırakıldı. Yürütülen bu cezasızlık politikası sonrası iki gün önce de yüzü maskeli üç saldırgan, iki kafeye silahlı saldırı düzenledi. Düzenlenen saldırıların bir tesadüf olmadığını belirten kadınlar, yaşam alanlarını bu tarz zihniyetlere bırakmayacaklarını ve korkuya yer vermeyecekleri mesajını verdiler.

‘Kadınların yaşam alanlarına kendi zihniyetlerini hakîm kılmak istiyorlar’

Sur’da esnaflık yapan Melek Demir, bu tarz saldırıların sistematik hale gelerek, bir politikaya dönüştüğünü dile getirdi. Saldırılarla hâkim kılınmak istenen zihniyete alan tanınmaması gerektiği çağrısında bulunan Melek Demir şu değerlendirmede bulundu:

“Kadına yönelik uzun süredir bir proje yürütüyorlar. Kadının ne giyeceğinden tutalım ne yapacağına yine kaç çocuk doğuracağına kadar kadının bütün yaşam alanlarına müdahale ediliyor. Son dönemdeki yasalarda bunlardan bazılarıdır. Bu politikalar uzun süredir devam ediyor. Ama son dönemde özellikle Amed’de kadınlara yönelik çok ciddi politikalar ortaya atılmış durumda. Sözlü veya fiziki olarak bu politikalarda sistematik bir hale geldi. Son dönemde yaşanan saldırılarda bu politikanın pratiğe geçmiş halidir. Biz burada çalışan kadın esnaflar olarak bırakalım tehdidi, ondan önce kıyafetimiz üzerinden bizlere yönelen gözlerle bile tacize maruz bırakılıyoruz. Bu süreç içerisinde yürütülen bu politikaların asıl amacını iyi biliyoruz. Kadını bir kafesin içine almak istiyorlar. Bir korku yaratıp kadını alanlardan çekip buraya hâkim olmak istiyorlar. Bu politikalar 90’lı yılların politikasından farklı değil. Bunlara karşı da çok dikkatli olmak gerekiyor. Biz kadınlar bunlara direnmeye ve ayakta kalmaya devam edeceğiz. Bu saldırıların devam edeceğini tahmin ediyoruz. Bu nedenle kentteki bütün kesimler birlik olup bu saldırıları püskürtmeye çalışmalı. Bu saldırılara ve bu zihniyete asla alan tanımamalıyız.”

‘Kürt kadınlarının mücadelesi hedef alınıyor’

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Amed Şubesi Üyesi Fatma Yıldızhan da saldırılarla Kürt kadınların verdiği mücadelenin hedef alındığının altını çizdi. Kadına yönelik Türkiye ve Kürdistan’da farklı politikalar yürütüldüğünü ifade eden Fatma Yıldızhan, saldırıların özel savaş politikalarından farklı ele alınamayacağına dikkat çekti.

Fatma Yıldızhan konuşmasının devamında şunlara yer verdi: “Bu saldırılarla meydana gelen sorunlar bugünün sorunu değil. İlk günden bu yana biz bunları görüyoruz. Yaratmak istedikleri ‘makul kadın’ profilini Kürdistan’da çok farklı bir boyuta getirmek istiyorlar. Özellikle Amed’de özel savaş boyutunu da görüyoruz. Kadın kazanımlarının ve kadın hareketinin burada güçlü olması nedeniyle bu saldırılar meydana geliyor. Bugüne kadar buraya gelen bütün iktidar kesimlerinin ilk saldırdıkları alan kadın alanı oldu. Bu radikal grupların saldırıları da bunlardan farklı değil. Kürt kadın hareketini geriye çekme amacıyla bu adımları atıyorlar. Bu saldırılara karşı ciddi tecrübemiz var. Bunun en büyüğü de mücadeledir. Bu mücadele ile saldırılara geri adım attıracağız. Yaratmak istedikleri korkuya mahal vermeden kendi alanlarımızı onlara bırakmayacağız. Bütün kadınların da bu noktada onlara alan yaratmayacağı bir yerden duruş sergilemesi gerekiyor.”

‘Cezai işlemin devreye girmesi gerekiyor’

Saldırılara dönük yargının devreye girerek cezai işlem uygulaması gerektiğini vurgulayan İnsan Hakları Derneği (İHD) Amed Şube Başkan Yardımcısı Suzan Mehmetoğlu, faillerin cezasızlık politikasından cesaret aldığına dikkat çekti. Suzan Mehmetoğlu kentte yaşayan bütün STK ve yurttaşlara da sessiz kalmama çağrısında bulunarak şunları söyledi: “Burada asıl hedef halkın üzerinde bir baskı ve korkutma atmosferini yaratmaktır. ‘Biz buradayız, yaşam alanlarınızı daraltacağız’ mesajı vermek istiyorlar. Çeşitli bahaneler ile yaptıkları saldırılarla kendilerini göstermek istiyorlar. Yine toplum arasında bir çatışma meydana getirerek, kutuplaşmayı derinleştirmek istiyorlar. Bunu da aleni ve açık bir şekilde yapıyorlar. Ne yazık ki kolluk görevlileri bu konuda etkili bir adım atmıyor. Konuya dair cezai bir önlem alınmıyor. Bu da faillerin daha çok cesaret almasına neden oluyor. İnsanlar kendi evlerinde ve toplumda istedikleri gibi yaşayamıyorlarsa bu durum sadece o insanların değil, hepimizin sorunu. Bu konuda devlete ciddi çağrılar yapılması gerekiyor. Müdahale edilmediği sürece bu saldırılar daha da artar. Bu tür olayların önüne geçilmesi gerekiyor.”