Saldırıda bacağını kaybeden Şeyma: Büyüyünce avukat olmak istiyorum

Yemen’de top mermisiyle bir bacağını kaybeden Şeyma, ülkede savaşın çocuklar üzerindeki yıkıcı etkisini gözler önüne seriyor. Tüm acılarına rağmen hayata tutunan Şeyma, büyüyünce adalet için mücadele eden bir avukat olmak istiyor.

RAHMA ŞANZOUR

Yemen- Yemen'de Mart 2015'ten bu yana süren çatışmalar, çocukların yaşadığı acıları derinleştirmeye devam ediyor. Savaş, birçok çocuğun yalnızca çocukluklarını değil, uzuvlarını, kollarını ve günlük yaşamlarını sürdürebilme becerilerini de elinden aldı. Bu çocuklar, hem fiziksel hem de psikolojik açıdan ağır bedeller ödüyor.

Dünya Sağlık Örgütü, Yemen’de yaklaşık 4,5 milyon kişinin özel gereksinimli olduğunu ve süregelen çatışmalar nedeniyle bu sayının her geçen gün arttığını belirtiyor. UNICEF verileri ise ülkedeki çocukların yaklaşık yüzde 18’inin yürüme, oyun oynama veya iletişim kurma gibi en temel alanlarda bile işlevsel zorluklar yaşadığını ortaya koyuyor. İnsan hakları raporları, mayınlar ve patlamamış mühimmatların siviller için ciddi bir tehdit olmaya devam ettiğini vurgularken, yalnızca 2025 yılının başından bu yana en az 40 çocuğun mayın kalıntıları nedeniyle zarar gördüğü tahmin ediliyor.

Yemen Hak ve Özgürlükler Ağı’nın verilerine göre ise 2017–2025 yılları arasında çatışan gruplar tarafından döşenen mayınlar sonucunda 387 çocuk yaşamını yitirirken, 738 çocuk da yaralandı. Bu veriler, ülkede çatışmanın çocuklar üzerindeki yıkıcı etkisinin hala devam ettiğini gözler önüne seriyor.

‘Bacağımı kaybettikten sonra hayatım tamamen değişti’

Yemen’deki çatışmaların yarattığı yıkımın en çarpıcı örneklerinden biri de 15 yaşındaki Şeyma Ali Ahmed Kaid’in hikayesi. Şeyma, henüz yedi yaşındayken Taiz’in merkezindeki evinin önüne düşen bir top mermisiyle ağır şekilde yaralandı. “O günü asla unutamam” diyen Şeyma, 29 Mayıs 2017’de sağ bacağının kesilmesine yol açan mermiyle vurulduğunu anlatıyor. O dönem ilkokul çağında olan Şeyma, yaralanmanın ardından hayatının tamamen değiştiğini, umutsuzluk ve tükenmişlik içinde karanlığa gömüldüğünü söylüyor. Bugün dokuzuncu sınıf öğrencisi olan Şeyma, yaşadığı travmanın izlerini hala taşıyor.

‘Her çocuk gibi yürüyor ve koşuyordum’

Sakatlanmadan önceki yaşamını anlatan Şeyma, “Olanlardan önce, her çocuk gibi yürür, koşardım. Sakatlanmadan önceki halimi hatırladığımda çok üzülüyor ve depresyona giriyorum. Hastaneden çıktıktan sonraki ilk haftalar benim için çok zorluydu. Evin önünde oynayan çocukları çaresizlik içinde izliyordum. Ne zaman yürüyen ve oynayan bir çocuk görsem üzülür ve kendime ‘Neden böyleyim?’ diye sorardım” sözleriyle içinde bulunduğu psikolojik duruma dikkat çekiyor.

‘Ailemin desteği bana güç verdi’

Tüm zorluklara rağmen ailesinin desteğiyle iyileştiğini söyleyen Şeyma, “Tedavi gördüm ve annemle babam her zaman yanımdaydı. Bana hayatıma devam etmem gerektiğini, beni asla yalnız bırakmayacaklarını ve kimsenin beni küçümseyemeyeceğini söylediler. Bu sözler bana gerçekten büyük bir güç verdi. Sakatlandıktan sonra iki üç ay boyunca çok üzgündüm, neredeyse her gün ağlıyordum. Sonra psikolojik tedavi almaya başladım ve kendimi biraz daha iyi hissetmeye başladım. Yeniden toparlandığımı, kendime döndüğümü hissettim” ifadelerinde bulunuyor.

‘Tek ayak üzerinde yürümeyi öğrendim’

Bacağını kaybetmeden önce otobüs olmadığı için her gün okula yürüyerek gittiğini dile getiren Şeyma, sözlerine şöyle devam ediyor:

“Bu durumdan şikayetçi değildim, okula yürüyerek giderdim, merdiven inip çıkmayı severdim, çocukluğumu normal bir şekilde yaşardım. Ancak bacağımı kaybettikten sonra günün en basit detayları bile yeni bir yüke dönüştü. Özel bir okula kaydolmak zorunda kaldım ve artık okula otobüsle gidiyorum. Sınıf arkadaşlarımın rahatça yürüdüğünü görünce üzülüyorum ve merdivenlerde durmak benim için en zor şey haline geliyor. Zamanla, ailemin yardımı ve aldığım psikolojik destekle dengemi biraz olsun geri kazanmaya başladım. Tek ayak üzerinde yürümeyi öğrendim ve çocuklar toplandığında mahalledeki oyunlara katılarak çocukluğumdan geriye kalanları yeniden inşa etmeye çalıştım. Üzüntü hala biraz var, ama olanları kabullenmeye ve hayatıma devam etmeye çalışıyorum. İlk başta çok zordu, bazı sınıf arkadaşlarım benimle dalga geçiyordu ama ne olursa olsun okulu bırakmamaya karar verdim.”

Büyüyünce adalet için mücadele eden bir avukat olmak istiyor

Derslerinin eskisinden daha iyi olduğunu dile getiren Şeyma, “Kaybettiklerimin bir kısmını telafi edebildiğimi hissettim. Sakatlık beni daha güçlü kıldı ve hayalim, bacağımı kaybetmeme neden olan suç ve ihlallere sebep olanları yargılayacak bir avukat olmak. Ayrıca benim çektiğim acıları yaşayan çocukların sesi olmak için medya okumak istiyorum. Savaş sadece beni değil, tüm Yemen toplumunu yaraladı. Nasıl bir geleceğimiz olabilir ve güvenli bir şekilde yaşayabiliriz? Mayınsız ve kurşunsuz bir hayat istiyoruz. Dünyadaki çocuklar gibi yaşamak istiyoruz. Savaş mutluluğumu, bacağımı ve birçok şeyimi elimden aldı. Dünyanın dört bir yanındaki çocuklar huzur içinde oynuyor ama biz aniden kurşun ve top sesleri duyup evlerimize geri dönmek zorunda kalıyoruz” ifadelerine dikkat çekiyor.