NADA 1'inci Kongresi: Barışı inşa eden kadınlardır
NADA Kongresi’ne katılan Tunuslu, Yemenli ve Iraklı kadın aktivistler kadınların barış süreçlerindeki rolüne dikkat çekerek, “Barışı inşa eden kadınlardır. Kadınları dışlayan toplumlar ve yönetimler, uzun süre ayakta kalamaz” diye belirtti.

ZOUHOUR MECHERGUI
Süleymaniye – Kadınların barış süreçlerindeki öncü rolleri, Ortadoğu ve Kuzey Afrika Bölgesel Demokratik Kadın Koalisyonu’nun (NADA) Kongresi’nde bir kez daha gündeme taşındı. Süleymaniye’de 15-17 Mayıs tarihlerinde düzenlenen kongrede katılımcılar, kadınların yalnızca "barışçıl bir doğaya sahip" oldukları algısının ötesine geçerek, tarihteki müzakere, savaş ve anayasa yapım süreçlerinde oynadıkları aktif rolleri vurguladı.
Tarihsel perspektif: Zenubya’dan Rojava’ya
Kadınlar, tarih boyunca sadece şefkatli ve koruyucu rollerle değil, aynı zamanda savaş cephelerinde, barış masalarında ve anayasa yazımında da yer aldı. Rojava Devrimi deneyimi, kadınların barışı savunmak için nasıl örgütlendiklerinin ve savaşa karşı nasıl direndiklerinin canlı örneklerinden biri olarak öne çıktı.
Bu bağlamda, kongrede kadınların "barışçıl doğaları" üzerinden tanımlanması eleştirildi. Bu tür yaklaşımların toplumsal yapılar tarafından inşa edildiği, doğuştan gelmediği ifade edildi. Kadınların barışa katkısının, sadece duygusal yaklaşımlarla değil, aktif katılımla ve yapısal dönüşümlerle mümkün olduğu vurgulandı.
‘Kadınlar olmadan barış olmaz’
Tunuslu Felsefe Profesörü Hedhami Bin Mehcûb, "Kadınlar olmadan barış olmaz" diyerek, kadınların barış süreçlerindeki yerinin alternatifsiz olduğuna dikkat çekti:
Hedhami Bin Mehcûb, silahların sesi yükseldiğinde kadınların onu susturmak için çabaladığını belirterek, “Barışı inşa edenler, yine kadınlardır. Kadınları dışlayan toplumlar ve yönetimler, uzun süre ayakta kalamaz" dedi.
Hedhami Bin Mehcûb’a göre, kadın derneklerini hedef alan zihniyetler toplumsal hastalıkları görmezden gelir ve başarısızlığa mahkûmdur. Hedhami Bin Mehcûb kadınların, savaşlardan en çok etkilenen kesim olmakla birlikte, aynı zamanda barışı inşa etme kapasitesine sahip bir güç olduğunu dile getirdi.
‘Kadınlar siyasal süreçte yer almalı’
Irak Kadınlar Birliği üyesi Doktor Şeza Nuri Besrani, kadınların barış inşasındaki yerinin yalnızca duygusal düzeyde değil, çevresel ve toplumsal sorumluluklarıyla da ilişkili olduğuna dikkat çekerek şunları söyledi:
“Kadınlar barışı en iyi anlayanlardır. Çünkü onlar çocukları, doğayı ve toplumu korumaya çalışır. Ancak Birinci ve İkinci Dünya Savaşları’nda dahi emperyalist sistemler, bu barış çabalarına rağmen kadınları hedef aldı.”
‘Yemenli kadınlar barış için mücadele ediyor’
Yemen Ulusal Kadın Komitesi üyesi Mecide Şera, Yemenli kadınların savaşın en ağır yükünü taşımasına rağmen siyasi sürece dahil olma mücadelesi verdiğini belirterek, “Yemenli kadınlar, ataerkil zihniyetin baskılarına ve dışlanmalara rağmen barış sürecine dahil olmak için çabalıyor. Uzun süren savaş yıllarında büyük acılar yaşadılar ve örgütlü yapılarla birlikte bu sürece katkı sunmak için ellerinden geleni yapıyorlar” şeklinde konuştu.
Kadınların siyasi katılımdaki korkularını kırmak ve kendilerine alan açmak için kadın örgütleriyle iş birliği yaptığına işaret eden Mecide Şera, “Henüz kadınlara gerçek fırsatlar verilmedi ama biz barışı inşa etmeye kararlıyız. Yemenli kadın, barışın ta kendisidir” ifadelerini kullandı.