MKG’den Dünya Barış Günü mesajı

Dünya Barış Günü’ne ilişkin mesaj yayınlayan MKG, özgür basının susturulmaya çalışıldığı bu dönemde, gazetecilerin toplumun barış talebini güçlü bir şekilde ifade etmelerine yardımcı olduğunu vurguladı.

Haber Merkezi- Mezopotamya Kadın Gazeteciler Derneği (MKG) 1 Eylül Dünya Barış Günü’ne ilişkin mesaj yayınladı. Mesajda, günümüz kapitalizmin sürdürücüleri olan uluslararası güçlerin, kendi çıkarları doğrultusunda Ortadoğu ve diğer bölgelerde sürdürdüğü savaşların hız kesmeden devam ettiğini, bu savaşlarda ise en fazla etkilenenlerin kadınlar ve çocuklar olduğu kaydedildi.

‘Özgür basının, barışın sağlanmasındaki kritik rolünü unutmamak gerekir’ 

Savaş ve çatışma ortamlarının yarattığı hak ihlallerini dünyaya duyurmaya çalışan gazetecilerin, geçmişte olduğu gibi günümüzde de iktidarların baskılarıyla karşı karşıya kalındığına dikkat çekilen mesajda, “Bu zorlu koşullar altında, özellikle kadın gazeteciler hem mesleki sorumluluklarını yerine getirme gayretindeyken hem de cinsiyetlerinden dolayı ek bir baskıya maruz kalıyor. Savaş bölgelerinde görev yapan kadın gazeteciler, sadece çatışmaların ortasında kalmamakta, aynı zamanda cinsiyet eşitsizliği ve toplumsal baskılarla da mücadele etmek zorunda bırakılıyor. Özgür basının, barışın sağlanmasındaki kritik rolünü unutmamak gerekir. Gazeteciler, gerçekleri ortaya koyarak ve savaşın yıkıcılığını gözler önüne sererek, toplumların barış talebini güçlü bir şekilde ifade etmelerine yardımcı olmaktadır. Ancak, bu önemli görevlerini yerine getirirken kadın gazeteciler hem fiziksel hem de psikolojik şiddet tehdidi altında çalışmalarını sürdürüyor” ifadelerine yer verildi.  

‘Basının özgürlüğü, tüm toplumun özgürlüğüdür’

Savaş bölgelerinde barış gazeteciliği yapan tüm gazetecilerle özellikle kadın gazetecilerle dayanışma içerisinde olduğu belirtilen mesajda, “Özgür basının susturulmaya çalışıldığı bu dönemlerde, barışın ve insan haklarının korunmasının önemini bir kez daha vurgulamak istiyoruz. Basının özgürlüğü, sadece gazetecilerin değil, tüm toplumun özgürlüğüdür” denildi.