Mısır’ın bağımsız adayı Dina Abdel Aziz: İnsanca bir yaşam için çalışacağım
Helwan ve Maasara halkının sesi olmak için sahaya dönen bağımsız aday Dr. Dina Abdel Aziz, kadınların güçlenmesi, işçi hakları ve eğitimde fırsat eşitliği gibi kritik konularda net bir vizyon ortaya koyuyor.
ASMAA FATHI
Kahire – Mısır’da seçim süreci devam ederken, Helwan ve Maasara halkı kendilerini gerçekten temsil edecek, günlük sorunlarına çözüm üretecek bir isme ihtiyaç duyuyor. Daha önceki parlamento dönemindeki hizmet çalışmalarıyla dikkat çeken Dr. Dina Abdel Aziz, yeniden bağımsız aday olarak sahaya dönüyor. Kadınların güçlenmesi, işçi hakları, aile hukuku ve gençlerin eğitime erişimi gibi konuları merkezine alan Dina Abdel Aziz, bu kritik seçimde bölgesi için yeni bir vizyon ortaya koyuyor. Röportajımızda Dina Abdel Aziz ile yeniden aday olma nedenlerini, seçim programının öne çıkan başlıklarını, Helwan’a sunmayı hedeflediği hizmetleri ve yasama gündeminde yer alan cesur teklifleri konuştuk.
*Bu seçimde yeniden bağımsız aday olmayı seçtiniz. Listelerin etkisine rağmen sizi bu yönde karar almaya iten sebep nedir?
Bağımsız bireysel sandalyeye aday olmaktaki ısrarım, bunun Mısırlı kadınlar için gerçek anlamda bir “güçlenme” yolu olduğuna inanmamdan kaynaklanıyor. Bana göre liste sistemi, güçlendirmeden ziyade bir tür “uyum sağlama” mekanizmasıdır. Bireysel sandalyede başarıya ulaşan kadın ise yetkinliğiyle toplumun ve sokağın güvenini kazanır, bu da siyasi gücün en gerçek ölçüsüdür. Bu seçimde zorluk daha da arttı, çünkü yeni bölge dağılımıyla sandalyelerin yüzde 50’si listelere verildi ve bireysel sandalye sayısı azaldı. Bu durum, özellikle şanslarının azaldığını düşünen erkek adaylar arasında rekabeti son derece sert bir hale getirdi. Geçen dönemde kapı çalma kampanyalarıyla başarıya ulaşan bir kadın olarak, bu yıl da birçok kadına korkmadan, çekinmeden bu deneyime adım atma cesareti veren bir model haline geldiğime inanıyorum.
*Kamu çalışanı kadınlara yönelik saldırıların ve dedikoduların arttığı bir ortamda siz bu baskılarla nasıl mücadele ediyorsunuz?
Dedikodular, çoğu zaman başarının kaçınılmaz bedelidir ve genellikle erkek rakiplerin duyduğu kaygının, karşılarında güçlü bir aday görmelerinin bir yansımasıdır. Bu durum kişisel olarak beni etkilemiyor, aksine bunları bir motivasyon kaynağı olarak görüyorum. Asıl endişem, bu tür sansasyonel yalanların bazı seçmenler üzerinde etkili olabilmesidir. Benim yaklaşımım, olumsuzluklara odaklanmak yerine farkındalığı yüksek insanların sağduyusuna güvenmek. Her kadına da şunu söylüyorum: Eğer söylenenlerden kolayca etkileniyorsanız, bu tür mücadelelerin içinde yer almak çok zor olur. Bu yolu sürdürebilmek için psikolojik olarak güçlü olmak şarttır.
*Bölgenizdeki işçi ağırlıklı seçmen yapısını dikkate alırsak, fabrikaların yaşadığı sıkıntılar ve ücret politikalarına dair planlarınız nelerdir?
Sanayi sektörü Helwan’ın omurgasını oluşturuyor ve bu nedenle zarar eden fabrikaların tasfiye edilmesine ya da satılmasına kesinlikle karşıyım. Benim önerim, bu fabrikaların makinelerini ve çalışma sistemlerini modernize etmek için yönetim ve işletme alanında özel sektörle ortaklık kurulması, ancak mülkiyetin devletin elinde kalması ve işçi haklarının tam olarak korunmasıdır. Ücretler konusundaysa tablo açık: Pek çok işçi hala asgari ücreti dahi alamıyor ve mevcut enflasyon koşullarında kazançları insanca bir yaşam sürmek için yeterli olmuyor. Ücretlerin üretimle bağlantılı olması ve işçilere hem maddi hem de manevi olarak değer verildiğinin hissettirilmesi gerekiyor, çünkü işçi, her başarılı kurumun temel taşıdır.
*Seçimleri kazanmanız halinde aile ve kadın haklarına yönelik yeni mevzuat konusunda nasıl bir eylem planı öngörüyorsunuz?
Bu alanda oldukça net bir yasama gündemim var. Öncelikli hedefim, nafaka ödemekten kaçınmanın cezalandırılmasını sağlamak. Çocuk nafakasını ödememeyi açık bir suç haline getiren bir yasa değişikliği sunacağım, çünkü bir babanın çocuklarını temel ihtiyaçlarını karşılayacak gelirden mahrum bırakması ve anneyi çaresizliğe sürüklemesi kabul edilemez. Ayrıca “emek ve çaba hakkı” üzerinde çalışıyorum. Uzun bir evlilik sonrası boşanan kadının, bu birliktelik yıllarının karşılığı olarak eşinin servetinden bir pay almasını sağlayan bir düzenleme teklif ediyorum. Burada önerim, mirastaki yasal payın yarısı oranında bir tazminat hakkı verilmesi ve kadının boşanma sonrası muhtaç duruma düşmeden insanca bir yaşam sürdürebilmesinin garanti altına alınmasıdır. Seçimlerde başarılı olmam halinde, bölge halkına gerçek ve sürdürülebilir hizmetler sunmak için üzerinde çalıştığım çok sayıda fikir ve planı hayata geçirmeye devam edeceğim.
*Geçtiğimiz parlamento döneminde önemli hizmet projelerine imza attınız. Peki, bundan sonraki dönemde bölge halkına sunmayı planladığınız hizmetler nelerdir?
El-Tabin, El-Mesara ve Arab El-Velide gibi bölgelerde, aileleri tarafından üniversiteye girmeleri engellenen ve orta düzey yeterlilikle yetinmek zorunda bırakılan başarılı liseli kız öğrenciler gördüm. Bu durum, hırs ve seçkin zekaların bastırılması anlamına geliyor. Bir sonraki parlamento döneminde, başarılı öğrencilerin üniversiteye erişimini zorunlu kılan ve velilerin onları engelleme yetkisini kaldıran bir mevzuat üzerinde çalışmayı planlıyorum, çünkü bu zekalar, israf edilmemesi gereken ulusal bir hazinedir.
Önceki dönemde "Helwan Kabaresi"nin geliştirilmesi ve sokakların birbirine geçen tuğlalarla döşenmesi gibi birçok proje üzerinde çalıştık. Sağlık, vakıflar ve çevre konularında açtığımız denetim dosyalarında da önemli ilerlemeler kaydettik, bu çalışmalar hala devam ediyor. Önümüzdeki dönemde hastanelerin inşaatını tamamlamayı ve okullardaki aşırı kalabalık sorununu çözmeyi hedefliyoruz.
Ayrıca yaşlılarımız için basit ama insani bir önerim var: İlçedeki yaya köprülerinin merdivenlerini “yürüyen merdiven” sistemine dönüştürerek, insanların tırmanma zahmetini azaltmak istiyorum. Bu ve diğer hizmet projeleri, bölge halkına daha erişilebilir ve sürdürülebilir bir yaşam sunmayı amaçlıyor.