BERÇEM CÛDÎ

Kobanê- Cihatçı Heyet Tahrir el-Şam’ın (HTŞ) iktidara gelmesi ve erkek-devlet odaklı şiddetin yayılmasıyla birlikte, Suriye’de kadınlara yönelik şiddet oranı daha da arttı. Yaklaşık bir yıldır, HTŞ’nin cihatçı grupları farklı yöntemlerle Suriye’de kendi cihat sistemlerini dayatmaya çalışıyor. Bu şiddet ve baskı özellikle kadınlar üzerinde yoğun bir etki yaratıyor ve bu nedenle bu yıl Suriye’de şiddet oranı dikkat çekici biçimde yükseldi.

Fırat Kantonu Kadın Konseyi Başkanı Macîde Hesûn, 25 Kasım vesilesiyle Kuzey ve Doğu Suriye’de kadınların durumunu değerlendirerek, kadınların direniş ve isyanını yükselttiğini ifade etti. Macîde Hesûn, şiddeti ve kadınlara yönelik baskıyı “Kadınların şiddete, katliama ve hak gasplarına karşı yürüttüğü mücadele ve direnişi sürdürmekteyiz. Bu vesileyle Mirabel Kardeşler’i anıyoruz; onlar kadınlar için büyük bir miras bıraktı” sözleriyle tanımladı.

‘Suriye yönetiminin şiddeti kadınların geleceğini belirliyor’

Macîde Hesûn, özellikle Suriye’deki kadınların durumuna dikkat çekerek şunları söyledi: “Bugün Suriye’nin durumunu, yönetimin değişimini ve kadınların koşullarını göz önüne alırsak, aynı sonuca varırız. Suriye’de yönetim değiştiğinde, kadınların maruz kaldığı baskı ve ret politikaları net bir şekilde gözlemlendi. Bu yaklaşım, Suriye’de tüm şiddet türlerinin yayılmasına ve artmasına yol açtı.”

‘Şiddet türlerine karşı acil çözümler gerekiyor’

Macîde Hesûn, Kuzey ve Doğu Suriye’deki duruma dikkat çekerek şunları ekledi: “Kuzey ve Doğu Suriye’de yasal ve koruyucu mekanizmalar mevcut olsa da, kadınlar hala şiddetle karşı karşıya. Şiddet kısmen devam ediyor ancak bunun önüne geçecek kurumlar ve çözümler de var.”

‘Kadınları korumak, toplumu korumak demektir’

Macîde Hesûn, kadınların korunmasının aynı zamanda çocukların ve tüm Suriye toplumunun korunması anlamına geldiğini vurgulayarak, “Suriye’de durum kritik. Geçici yönetim şiddete göz yumuyor ve birçok politikayı buna göre uyguluyor. Bir ülkede kadınların geleceği korunmazsa, kadınları şiddetten korumaktan söz edemeyiz. Kadınlar korunursa, çocuklar, aileler ve toplum da korunmuş olur” şeklinde konuştu.

‘Suriye’de korkutucu ve çelişkili düzenlemeler var’

Suriye’deki mevcut durumu değerlendiren Macîde Hesûn, “Ahmed El-Şara gibi bir kişi ki geçmişi biliniyor, kadınların onurlu ve güvenli bir yaşam sürmesini nasıl sağlayabilir? Şu an Suriye’de kadınlar yeniden karanlık bir baskı altında yaşamak zorunda bırakılıyor. Kuzey ve Doğu Suriye’de kadınlar bu baskıdan kurtarıldı ancak Suriye’de tekrar benzer bir baskı yaşanıyor. Bu kabul edilemez ve acilen durdurulmalı” dedi.

‘Kadın katillerini kim koruyor?’

Macîde Hesûn, Suriye’de kadınların durumunu ve şiddetin artışını değerlendirerek şöyle dedi: “Kadınlar yılın başından beri korkutucu bir şekilde baskı, işkence, katliam ve tecavüze maruz kalıyor. Peki, bunun hesabını kim verecek? Kuzey ve Doğu Suriye’de kadınlara yönelik katliamı gerçekleştiren kişiler, şu anda yönetimde yüksek pozisyonlardaysa, bu kadınları koruyacak mı?”

‘25 Kasım, ortak mücadele için bir fırsat olmalı’

Macîde Hesûn, mücadele ve dayanışma çağrısını şu sözlerle tamamladı: “25 Kasım, tüm Suriyeli kadınların ortak mücadele ve dayanışma günü olmalı. Suriyeli kadınlar cihatçı şiddete, erkek-devlet sistemine ve kadın katliamına karşı seslerini yükseltmeli ve ‘yeter’ demeli. Bu çağrı, tüm kadınlar için geçerlidir; gelin birlikte erkek-devlet odaklı şiddete karşı mücadele edelim.”