EBÎR MUHEMED

Qamişlo- Kadına yönelik şiddet ve katletme, devletlerin savaş politikaları ile daha da arttı. Kuzey ve Doğu Suriye’de kadını koruyan yasaların varlığı, kadın örgütlülüğü ve kurumlaşma ile şiddeti önlemede önemli bir yol alındı. Yine Kongra Star ve Zenubya Kadın Topluluğu öncülüğünde yapılan eğitim çalışmaları ile farkındalık ve bilinç yükseltme çalışmaları yapıldı. Tüm bu çalışmalarla şiddetin önüne önemli ölçüde geçilse de tamamen sonlandırılmış değil.

Cizîr Kantonu Kadın Toplumsal Adalet Divanı’nın 2024 yılının ilk 5 ayının istatistiklerine göre; Kuzey ve Doğu Suriye’de 8 kadın katledildi, 2 kadın şüpheli şekilde yaşamını yitirdi. 143 fiziksel şiddet, 5 taciz ve 28 tehdit başvurusu yapıldı.  Konuya ilişkin konuştuğumuz kadın öncüler, yasaların ve kadına yönelik şiddeti önlemeye dönük kurumsallaşmalara dikkat çekerek, şiddete maruz bırakılan kadınlara kendilerine başvuru yapma çağrısı yaptı.

‘Her kadın bize ulaşsın’

Cizîr Kantonu İç Güvenlik Güçleri Suçla Mücadele Birimi Yönetimi Zîlan Temo, kadına yönelik şiddet ve katletme olaylarına ilişkin görev yapan birçok birimlerinin olduğunu vurgulayarak, şunları belirtti:

“Suç, Kontrol, Araştırma, Olay Yeri ve Savcılık birimleri hazır bulunuyor. Olayın ayrıntılarını öğrenmek için araştırma yapıyoruz. Daha sonra Adli Tıp Doktoru cinayetin nasıl işlendiğini tespit ediyor. Soruşturmanın kapsamını genişletip belgeleri topladıktan sonra dosyayı Başsavcılığa gereğini yapmak üzere teslim ediyoruz. Katıldığımız vakaların çoğu aile sorunları, çocuk yaşta evlilikler ve anlaşmazlıklar. Çözüm toplumda farkındalık yaratmaktır. Ayrıca hayati tehlikesi olan her kadının güvenlik numaralarımızdan ve aynı zamanda ofislerimizden bize ulaşmasını istiyoruz.”

‘Kadın hakları konusunda bilgisizlik var’

Kadınların katledilmesinin temel nedeninin ataerkil zihniyet olduğuna atıfta bulunan Gazeteci ve hak savunucusu Solîn Muhemed Emîn de “Maalesef, Kuzey ve Doğu Suriye’de de kadın cinayetlerinin yaşandığını görüyoruz. ‘Şeref’, ‘namus’ sözleri ile işleniyor. Gelenek adı altında kadının erkeğe tabi olması, dini aşırılık gibi birçok nedeni var. Bunun hak dinden tamamen uzak olduğunu düşünüyorum. Kadın hakları konusunda bilgisizlik var. Kadınlara karşı işlenen bu suçların kovuşturulması için önleyici kanunların devreye girmesi gerekir. Özerk Yönetimin çıkardığı kanunlar var ama yetkililer tarafından uygulanmıyor" dedi.

‘Şiddetsiz bir toplum için çalışıyoruz’

Kadına yönelik şiddet ve her türlü ayrımcılığa karşı mücadele eden Sara Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Örgütü Sözcüsü Reşa Derwîş de konuya ilişkin şu değerlendirmeler de bulundu:

“Şiddet başvurularını Özerk Yönetim Mahkemeleri, savcılıklar boyutunda da takip ediyoruz. Kadın cinayetleri davalarında da halkın katılımını talep ediyoruz ve karar verilene ve gerçek ortaya çıkana kadar tüm duruşmalara katılıyoruz. Kadın cinayetinin cezası yasalarımızda müebbettir. Kadın örgütleri ve hareketleri, şiddetsiz bir toplum için toplumu uyarmak ve bu olguyu azaltmak amacıyla eğitimler, çalıştaylar ve bilinçlendirme kampanyaları yürütüyor. Bölgede kadınları ve kadın hareketlerini olumsuz etkileyen, onları zayıflatan, iradelerini kıran koşullar var ama biz toplumdaki bu tehlikeli olguların azaltılması için tüm kadın hareketleri ve kuruluşlarıyla birlikte çaba gösteriyor ve güçleniyoruz.”