Kürdistan’da bir yılda 88 kadının yaşam hakkı ihlal edildi
İHD Amed Şubesi’nin açıkladığı rapora göre; Kürdistan'da son bir yılda 88 kadının yaşam hakkı ihlal edildi. Raporda, şüpheli kadın ölümlerine de dikkat çekildi.
Amed - İnsan Hakları Derneği (İHD) Amed Şubesi Kadın Komisyonu, Kadına Yönelik Şiddet Raporu'nu açıkladı. 1 Kasım 2024 ile 1 Kasım 2025 yılları arasında yaşananların yer aldığı raporu şube binasında düzenlediği basın toplantısıyla açıklayan, İHD Amed Şubesi Kadın Komisyonu üyesi Esra Saçaklıdır, kadına yönelik şiddetin sadece fiziksel olmayıp psikolojik, cinsel, ekonomik, sosyal, sınıfsal şiddet olarak da erkek ve erk tarafından kadına yöneltildiğini söyledi.
Ekonomik ve psiko-sosyal baskıların etkisi
Esra Saçaklıdır, "Bu şiddet biçimleri sonucunda ezilen ve kamu otoriterlerini yanında göremeyen kadınlar ekonomik ve sosyal yaşamın dışına itilmekte, yalnızlaştırılmakta ve hatta intihara sürüklenmektedir. Önemle belirtmek isteriz ki bu tür intiharlar toplumsal cinayettir ve önlenmesi için sorumluluk devlete aittir. Raporumuzun kapsadığı zaman aralığında bölgede en az 5 kadın intihar girişiminde bulunmuş ve yaşamını kaybetmiştir. Bu vakaların genellikle ekonomik ve psiko-sosyal baskıların etkisiyle ortaya çıktığı görülmektedir" ifadelerini kullandı.
‘46 kadın şüpheli bir şekilde yaşamını yitirdi’
Şüpheli kadın ölümlerinde etkin bir soruşturma yürütülmediğini dile getiren Esra Saçaklıdır, bir yıl içerisinde bölgede en az 46 kadının şüpheli bir şekilde yaşamını yitirdiğini söyledi. Bu şüpheli ölümlerin faillerinin henüz ortaya çıkarılmadığını ifade eden Esra Saçaklıdır, "Bu ölümlerin çoğu aile içi veya toplumsal şiddetle bağlantılı olup birçok vakada soruşturmalar etkin yürütülmemiş ya da sürüncemede bırakılmıştır. Ev içi şiddet, toplum ve devlet tarafından aile içi meseleler olarak algılanıp görmezden gelinirken, bu durum bir yandan bu şiddet vakalarının görünürlüğünü ortadan kaldırmakta diğer taraftan kadınların toplumsal hayatta daha da yalnızlaşmalarına ve seslerini duyuramamalarına neden olmaktadır. Ev içinde meydana gelen şiddet sonucunda bölgede en az 29 kadın hayatını kaybetmiş, 9 kadın yaralanmıştır. Bir yıl içerisinde 88 kadının yaşam hakkı ihlal edildi" ifadelerini kullandı.
Elde edilen bu verilere göre, şüpheli ölüm vakalarının bir şekilde dışarıya yansımadığı ve yaralanmaların ise üzerinin kapatıldığını aktaran Esra Saçaklıdır, "Bu vakalar, kadına yönelik koruyucu mekanizmaların yetersizliği ve müdahale gecikmelerini göstermektedir. 2025'in 'aile yılı' olarak ilan edilmesi, kadınların aile içi şiddet sonucu yaşamını yitirmesini durduramamıştır. Devlet, aileyi öne çıkaran politikalar geliştirmeden önce, kadınların hayatını koruyacak, şiddeti önleyecek etkili adımlar atmalıdır. Oysa 'aile yılı' ilanı, var olan şiddetle mücadele mekanizmalarını güçlendirmek yerine, kadınların şiddet karşısında savunmasız kalma riskini artıran bir çerçeve sunmuştur. LGBTI+ bireyler, toplumsal cinsiyet kimlikleri ve cinsel yönelimleri nedeniyle artan şiddet ve ayrımcılığa maruz kalmaktadır. İktidarın bu bireylere yönelik nefret ve ayrımcı söylemleri şiddetin daha da artmasına yol açmaktadır. Bu durum, özellikle LGBTI+ bireylerin cinayetlerle hayatlarını kaybetmesiyle somutlaşmaktadır" dedi.
Talepler sıralandı
İHD Amed Şubesi Kadın Komisyonu, kadına yönelik şiddetin önlenmesi için talepleri şu şekilde sıraladı: "Türkiye, İstanbul Sözleşmesi’ne tekrar taraf olmalı ve Sözleşmenin öngördüğü tüm ilkeleri eksiksiz hayata geçirmelidir. 6284 sayılı Kanun etkin bir şekilde uygulanmalı; kolluk ve idari makamlar keyfi uygulamalardan vazgeçmelidir. Aile içi ve toplumsal şiddet vakalarında soruşturmalar hızlı, adil ve etkili biçimde yürütülmeli; cezasızlık son bulmalıdır. Kadınların başvuru ve destek mekanizmalarına ulaşımı kolaylaştırılmalıdır. Kadın çalışmaları yürüten sivil toplum örgütleri üzerindeki baskılara son verilmelidir. Kadınların ekonomik bağımsızlığını destekleyecek politikalar uygulanmalı; istihdam, eğitim ve sosyal haklara eşit erişimleri güvence altına alınmalıdır. Son olarak kadına yönelik şiddetin önlenmesi için Devletin tüm birimlerine etkin rol üstlenmesi ve sorumluluklarını eksiksiz yerine getirmesi gerektiğini hatırlatıyoruz."