RONAHÎ NÛDA

Qamişlo- Kuzey Kürdistan ve Türkiye’de 31 Mart’ta yapılan yerel seçimlerin ardından Türk devleti, Kürt halkının seçme ve seçilme hakkına karşı politikalarını yeniden devreye koydu. İlk olarak Wan belediyesine kayyım atayarak el konulmaya çalışılsa da halkın direnişiyle kayyım geri alındı. Colemerg Belediyesi Eşbaşkanı Mehmet Sıddık Akış da gözaltına alındıktan sonra görevden alınarak yerine atanan kayyımla belediye gasp edildi. Belediyenin gasp edilmesine karşı Colemêrg halkı, seçilmişlerle beraber direnişini sürdürüyor.

Öte yandan Türk devleti halen Güney Kürdistan ile Kuzey ve Doğu Suriye topraklarına yönelik yasaklı silahların da kullanıldığı saldırılarına devam ediyor.  Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırılarda buğday ve arpa tarlaları yakılıyor. Türk devletinin süren saldırılarına ilişkin Kongra Star Koordinasyonu Remziye Mihemed, değerlendirmelerde bulundu.

‘Halkı korumak için büyük bir direniş ortaya koyuyor’

Türk devletinin Güney Kürdistan'a yönelik saldırılarına değinen Remziye Mihemed, "Güney Kürdistan'daki özgürlük savaşçıları uzun yıllardır büyük bir direniş gösteriyor ve Türk devleti aralıksız saldırıyor. İki sistem birbiriyle savaşıyor, biri barış ve huzur için savaşıyor, diğeri Kürt halkının ve bölge halkının yok edilmesi için savaşıyor. Türk devleti yaklaşık elli yıldır özgürlük hareketine karşı mücadele ediyor her yıl ağır ve kimyasal silahlarla saldırıyor. Kürdistan savaşçıları kendilerini, devrimin değerlerini ve halkını korumak için büyük bir direniş ortaya koyuyor. Bugün Türk devleti Güney Kürdistan topraklarını ve medya savunma alanlarını hedef alıyor ve bu süreç varlık ve yokluğu gösteriyor. Biz savaşçılarımızın arkasında olacağız, savaşçıların güçlerini asla kıramayacaklar, tam tersi daha fazla güçlenecekler” dedi.

‘Saldırılar büyük ama halkın direnişi de büyük’

Türk devletinin özellikle 31 Mart yerel seçimler sonrası Kuzey Kürdistan’daki saldırılarına işaret eden Remziye Mihemed, şunları kaydetti: "Bu yıl Mart ayında yapılan seçimlerle halk kendini temsil edebildi ve belediyeleri kendi iradesiyle kazanabildi. Halk kendi güç ve iradesiyle kendi yönetimini seçebilir ve o yönetim halkın çalışmasını yürütür. Seçimlerde de bir kez daha gördük ki Türkiye hükümeti bir kez daha halkın iradesine karşı çıktı. Wan kentinde ortaya çıkan direnişte halk devletin bu tutumunu kabul etmemiş ve iradesine sahip çıkmıştır. Saldırılar büyük ama halkın direnişi de büyük.  Türk devleti boş bir siyaset ile halka hizmet edemez bunun için kendisini bir güç gibi gösteriyor saldırıyor ve kayyımlar getiriyor. Ömürleri az kaldı, artık iktidar sistemi yürümüyor ve halk bunu kabul etmiyor, bu siyaset içi boş ve kabuğunun kırılması gerekiyor, halkın direnişiyle kırılacak.”

 ‘Türk devleti halkın alın terine ve emeğine karşı savaş yürütüyor’

Türk devletinin geçtiğimiz günlerde Kuzey ve Doğu Suriye topraklarına yönelik saldırılarda buğday tarlalarını yakarak halkın ekonomisini hedef aldığını vurgulayan Ramziye Mihemed, "Devrimde büyük kazanımlar elde ettik ama bu direniş içerisinde büyük zorluklar yaşandı. Devrim sırasında halkımız açlık ve ekonomik zorlanmalar ile karşı karşıya kaldı. Yıllarca susuz yaşadı, şu ana kadar Heseke bu durumda yaşıyor. Türk devleti askeri, diplomasiyi, kadın örgütlerini hedef aldı ama bu konularda başarılı olamadı. Şimdi bile toplumu ve Özerk Yönetimi karşı karşıya getirmeye çalışıyor, ekonomimizi zayıflatmak istiyor ama biz çok büyük zorlukları aştık, mevcut tüm sınırlar kapatıldı ama yine de halkımız toprağını işletti. Tarımda kooperatiflere güç verdik ama onlara da saldırdılar. Birkaç ay önce bölgelerimizin altyapısı saldırıya uğradı. Geçimini tarımdan sağlayan bölge halkı, şimdi de halkın bahçelerini ve buğdaylarını yakıyor. Şimdi halkın alın teriyle, emeğiyle oynuyor, savaş yürütüyor” diye konuştu.

Remziye Mihemed, halkın saldırıların tamamına karşı büyük bir direniş gösterdiğine dikkat çekerek, “Aynı zamanda bölge halkının birliği var. Dêrezore'da hâlâ halk arasında savaş ve çatışma çıkarmak istiyorlar ama halk da öz savunmasıyla çetelerin gizli hücrelerini ortaya çıkarıyor. Halk ‘iradeliyim’ ve ’iradem ile yürüyorum’ diyor. Halkların birliği ve dayanışması ortaya çıkıyor. Hem Rojava’da hem de Kürdistan'ın tamamında saldırılara karşı büyük bir direniş var” dedi.