Kobanêli kadınlardan çağrıya yanıt: Sesiniz sesimiz, özgürlüğünüz özgürlüğümüz

Kobanêli kadınlar, Abdullah Öcalan'ın tarihi çağrısına yanıt vererek "Sesiniz sesimiz, özgürlüğünüz özgürlüğümüzdür" dedi.

BEÇREM CUDÎ

Kobanê - Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, 27 Şubat'ta “Barış ve Demokratik Toplum” süreci adı altında tarihi bir çağrıyla Kürt halkının mücadelesini yeni bir aşamaya taşıdı. Bu tarihi çağrıyla Kürdistan İşçi Partisi (PKK), 12. Kongresini gerçekleştirerek yanıt verdi. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın Barış ve Demokratik Toplum sürecini yeni bir aşamaya taşıyacak ikinci çağrısı ise 9 Temmuz'da bir videoyla paylaşıldı.

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, ikinci tarihi çağrısında Barış ve Demokratik Toplum Manifestosu'nun sunulacağını duyurdu. Kobanê kentinden kadınlar hem çağrıyı hem de Abdullah Öcalan’ı görmenin yarattığı heyecanı ajansımıza anlattı.

‘Önder Apo sayesinde toprağımızdayız’

Hedlê Hesen, Abdullah Öcalan'ın 2015'teki tarihi çağrılarını, 2014'teki Kobanê savaşı sırasındaki çağrısıyla ilişkilendirerek, "Önder Apo'nun 9 Temmuz'daki çağrısı, Barış ve Demokratik Toplum süreci için 27 Şubat'taki tarihi çağrısının devamıdır. Kobanêli kadınlar ve halk olarak bu çağrıyı üçüncü tarihi ve kader çağrısı olarak görüyoruz. Önder Apo, 2014'te Kobanê'yi koruma seferberliğini ilan ettiği bir başka tarihi çağrı daha yapmıştı. Yapılan çağrı, Kobanê'ye sahip çıkma ve yürütülen direnişle zafer bizim oldu. Dolayısıyla bugün toprağımızda yaşıyorsak, bu Önder Apo sayesindedir" dedi.

‘Manifesto, Önder Apo'nun tarihi çağrılarının içeriğidir’

Hedlê Hesen, Barış ve Demokratik Toplum Manifestosu'nu mücadelelerinin temeli haline getireceklerini belirterek, "Tıpkı Kürt halkının 2014 yılında Önder Apo'nun çağrısını sahiplenmesi gibi, bugün de bu kararlılığın zirveye ulaştığını görüyoruz. Önder Apo, özellikle bu tarihi çağrıyı sundu. Önder Apo, çağrısının içeriğini bu manifesto ile doldurdu ve çözümün anahtarını herkese sundu. Bu bağlamda, Kürt halkına ve özellikle kadınlara, özgürlüklerinin toplumun özgürlüğüyle mümkün olduğunu söylüyor. Ortak bir özgürlük inşa edebilmemiz için bu manifestoyu okuyacak, anlayacak ve mücadelemize ve çalışmalarımıza dayandıracağız" şeklinde konuştu.

‘Önder Apo'yu bizzat görmek ve dinlemek yeni bir doğuştur’

Arap toplumundan Lujeyin El-Salim de şunları dile getirdi: "Arap bir kadın olarak, uzun yıllardır Önder Apo'nun ideolojisi üzerine eğitim aldım ve Özerk Sistem’in gölgesinde yaşadım. Ama yüzünü görüp sesini duyduğumda yeniden doğmuş gibi hissettim. Kelimelerle anlatılamayacak bir duygu sardı beni. Barış ve Demokratik Toplum Manifestosu'nu ilk okuduğumda, kalıcı barış ve demokrasiyi inşa etmenin tek yolunun Önder Apo'dan geçtiğine ikna oldum. Bu nedenle manifestoyu okumak ve Önder Apo'yu bizzat görmek heyecan verici. Bu nedenle, Önder Apo'nun sesi, renkleri ve fikirleri barışın, güvenliğin ve özgürlüğün kaynağıdır diyorum. Bir Arap kadını olarak Önder Apo'ya diyorum ki; senin sesin bizim sesimizdir, senin özgürlüğün bizim özgürlüğümüzdür."

‘Önder Apo, duruşu ve tavrıyla barışçıl bir dünya inşa etmek istiyor’

Lujeyin El-Salim, Abdullah Öcalan'ın bu süreçteki duruşuna dikkat çekerek, "Tarih bu olayı kaydetsin, bugün Önderlik, halkının özgürlüğünü fiziksel özgürlüğünün üstünde görüyor. Bu duruş ve tavır hiçbir dönemde yaşanmadı, bu nedenle Önder Apo'yu barış ve demokrasinin temsilcisi olarak adlandırıyoruz. Bu sözlerimi doğrulayan şey, manifestodaki sözleridir. Bu kadar değerlendirme ve analizden sonra, Önder Apo hâlâ eleştiri ve önerilere hazır olduğunu belirtiyor. Bu değerlendirme bir şeyi tanımlıyorsa, Önder Apo'nun her ne pahasına olursa olsun barışçıl, demokratik ve özgür bir dünya inşa etmeye hazır olduğunu gösteriyor."