KJK: Rojava Devrimi bir Kadın Devrimi olarak kimlik kazanmıştır.

Rojava Kadın Devrimi’nin 13’üncü yıl dönümünü kutlayan KJK Koordinasyonu, “Kadınların direnişi, örgütlenme ve mücadelesi demokratik Suriye’nin en büyük teminatı olacaktır” dedi.

Haber Merkezi- Komalên Jinên Kurdistan (KJK) Koordinasyonu, kadınlar öncülüğünde gerçekleşen Rojava Devrimi’nin 13’üncü yılına ilişkin yazılı açıklama yaptı. Rojava Devrimi’nin, halkları umutsuzluğa sürükleyen kapitalist modernite sistemine karşı umut olduğunun vurgulandığı açıklamada, “Başta Arin Mirkan, Revan, Avesta Xabur, Barin, Aylan, Polat, Aqide Ana, Ebu Leyla, Ayşe Deniz, Helin İngiliz, Sorxwin Rojhilat, Jiyan ve Sosin arkadaşlar şahsında sayıları on binlere varan Rojava Devrim şehitlerimizi saygı ve minnetle anıyor, devrim mücadelesini büyüterek anılarına bağlı kalacağımızın sözünü veriyoruz” denildi.

33 düş yolcusu

KJK açıklamada, 20 Temmuz 2015’te Kuzey Kurdistan’dan ve Türkiye’den “Kobanê’ye köprü olmak için” yola çıkan ve Riha’nn Pirsus ilçesinde IŞİD’in canlı bomba saldırısı sonucu yaşamını yitiren 33 devrimci, demokrat kişiyi de andı.

Rojava Devrimi insanların umudunu büyüttü

KJK, açıklamasının devamında şu ifadelere yer verdi: “Kapitalist sistem ulus devletler eliyle 21. yüzyılı, savaşlar ve katliamlar yüzyılı yapmak için her türlü kirli çabayı verirken Rojava Devrimi, tüm insanlığa umudunu büyütürken, demokratik ve özgür yaşamın mümkün olduğunun ispatı olmuştur. Toplumsallığın özü olan kadınlar, Önder APO’nun projesinde, kaybettirilen özlerini bulmuş ve Mezopotamya topraklarının kadim özgürlük geleneğiyle yeniden buluşmak için canla başla çalışmışlardır. Toprağına ve değerlerine bağlılığın sembolü olan kadınlar, Rojava Devrimi’ne öncülük etmiş, ödenen ağır bedellere rağmen canları pahasına devrimi geliştiren güç olmuşlardır. YPJ güçlerinin direnişi, 21. yüzyılın kadın yüzyılı olduğunu kanıtlayan en güçlü direniş olmuş ve Rojava Devrimi bir Kadın Devrimi olarak kimlik kazanmıştır.

Rojava Kadın devrimi göstermiştir ki emek verilir, mücadele edilir, halk en ufak birimlere kadar örgütlendirilir ve eğitilirse demokratik devrim imkansız değildir. Önder APO 20 yıl boyunca Rojava’da eğitimden örgütlenmeye, diplomasiden savunmaya birçok konuda emek vermiş ve bu emeğin bir meyvesi olarak da Rojava Kadın Devrimi gelişmiştir. 14. yılına giren Demokratik, Ekolojik ve Kadın Özgürlükçü paradigma ışığında gelişen Rojava Kadın Devrimi başta Önder APO olmak üzere, devrime canlarından bir parçayı vermiş olan değerli analarımıza, gazilerimize, tüm kadınlara ve halklara kutlu olsun diyoruz.

Devrimi savunmak bir görevdir

Kadınlar Rojava Devrimi’nde, savunması olmayan kadının özgürleşemeyeceği gerçeğinden hareketle YPJ ile öz savunmalarını sağlamış, yine demokratik ve özgür yaşamın örgütlülüğünü ise KONGRA-STAR ile güçlendirmiştir. Rojava Kadın Devrimi sadece Kürt halkının yada Suriye halklarının kazanımı olmayı aşmış insanlığın kazanımı haline gelmiştir. Rojava Kadın Devrimi 14. yılında da faşist ve gerici saldırıların hedefi olmaya devam etmekte ve yine kadınlar öncülüğünde direnişini sürdürmektedir. DAİŞ bir zihniyettir ve bu zihniyet HTŞ iktidarının beslendiği temel kaynaktır. Nasıl ki DAİŞ’e karşı geliştirilen savaşta Kürtler, Araplar, Türkmenler, Ermeniler, Süryaniler, Alman, İtalyan, Fransız, Afrika halklarından kadınlar, erkekler, çetelere ve faşizme karşı birleşerek aynı cephede mücadele yürüttüyse, bugün de Suriye’yi parçalamaya, tek tipleştirmeye çalışan erkek egemen gerici çetelere karşı Rojava Devrimi’ni korumak ve savunmak bir görevdir. Kuzey ve Doğu Suriye halklarının bir bütün olarak faşizme geçit vermeyen ve savaşan halk düzeyini güçlendirip büyütmesi tarihi bir sorumluluktur.

Önder Apo’nun demokratik ulus modeli gerici sisteme alternatif olarak ortaya çıktı

Dünyada faşizm tırmandırılırken, tarih boyunca birlikte yaşamın mekanı ve halklar mozaiği olan Ortadoğu coğrafyası da her güne bu faşist saldırılarla uyanmaktadır. İnsanlığın özü olan komünal yaşam, ulus devlet gericiliğiyle alt üst edilmiş, milliyetçilikle zehirlenerek halklar birbirlerine kırdırılmışlardır. Binlerce Alevi’yi katleden HTŞ gericiliği, 13 Temmuz’dan bu yana da yönünü Süveyda kentine ve Dürzilere vermiş, birkaç gün içerisinde 600’e yakın Dürzi inancına sahip insanımızı katletmiş, kadınları ve çocukları kaçırmıştır. Eldor köyünde köyünü korumaya çalışırken 6 çete üyesini öldüren ve savaşarak şehit düşen Fewziye Fexredin El Şerani adlı ananın onurlu duruşu Suriye’nin tüm kadim halkları için özellikle de kadınlar için öz savunma ve örgütlenme çağrısıdır. Tüm bu katliamlar gösteriyor ki özellikle Ortadoğu’da örgütlü olmayan ve öz savunmasını geliştiremeyen hiçbir halk yaşam imkanı bulamayacaktır. Tüm bu katliam ve tekçi zihniyete karşı panzehir ise Önder APO’nun Demokratik Ulus modelindedir, kadın özgürlükçü paradigmadadır. Önder APO’nun demokratik ulus modeli toplumun, halkların ve insanlığın katli anlamını taşıyan bu gerici sisteme alternatif olarak ortaya çıkmış, anti toplumcu olan ulus devletlerin temellerini sarsmıştır.

Umudun devrimi olan Rojava Kadın Devriminin 14. yılında en temel hak olan yaşam hakkımızı korumak, özgür ve onurlu bir şekilde kendi inanç ve kültürümüzle yaşayabileceğimiz bir dünyayı inşa etmek için, başta kadınlar olmak üzere tüm halkımızı örgütlenmeye, öz savunmalarını güçlendirmeye, demokratik, ekolojik ve kadın özgürlükçü paradigmayı inşa etmeye çağırıyoruz.

Tüm Yurtsever Kürtleri, devrimci ve demokrat örgütleri, bireyleri, özgürlükçü kadınları; 14 Temmuz Büyük Ölüm Orucu şehitlerimizin direniş ruhunu 19 Temmuz devriminin coşkusuyla birleştirerek faşizme, sömürgeciliğe, tekçi zihniyete karşı özgürlük ve eşitlik mücadelesini büyütmeye çağırıyoruz. Ve diyoruz ki kadınların direnişi, örgütlenme ve mücadelesi demokratik Suriye’nin en büyük teminatı olacaktır.”