KJK’den 2'inci Paris katliamına ilişkin açıklama: Mücadeleyi büyütelim
KJK, ikinci Paris katliamının ikinci yılı vesilesiyle yaptığı açıklamada “Başta kadınları ve gençleri gerçek katiller yargılanana kadar alanlarda mücadeleyi büyütmeye, 23 Aralık’tan 11 Ocak’a kadar yapılacak tüm eylemlere katılmaya çağırıyoruz” dedi.
Haber Merkezi- Kürdistan Kadın Toplulukları (KJK) Koordinasyonu, ikinci Paris katliamının ikinci yılı vesilesiyle açıklama yayımlayarak, “23 Aralık 2022 günü Fransa`nın başkenti Paris`te faşist Türk devletinin tetikçisi William adlı bir katil tarafından Kürt Kültür Merkezi ve Kürtlerin iş yerlerine yönelik saldırı gerçekleştirilmiş, gerçekleştirilen saldırıda tüm yaşamını devrime adayan, bu uğurda 34 yıl boyunca Kürdistan’ın her yerinde mücadele eden Evîn Goyî (Emine Kara), Kürt sanatçı Mîr Perwer (M. Şirin Aydın) ve Kürt yurtseveri Abdurrahman Kızıl şehit olmuştur. Bizler şehadetlerinin ikinci yılında bu değerli şehitlerimizi saygı, sevgi ve minnetle anıyor, hayatlarını adadıkları özgür ve onurlu yaşam hayallerini gerçekleştirme sözümüzü yeniliyoruz” dedi.
‘Kürt kadının özgür yaşam çığlığını dünyaya taşımıştır’
KJK’nin açıklamasında şu ifadeler yer aldı:
“Evîn yoldaş, Botan’ın direniş geleneği içinde büyümüş, yurtseverliği en derinden hissetmiş ve bu yurtseverliğin ifadesi olarak kadının toprağına bağlılığının en güzel timsali olmuştur. Botan’ın direniş geleneğini Kürdistan’ın her yerine ve başta Kürt kadınları olmak üzere tüm kadınlara ulaştırmak için soluksuz bir mücadele vermiştir. Dolu dizgin geçen bu 34 yıl boyunca, nerede ihtiyaç varsa orada mücadele etmiş, Önder Apo’nun özgür yaşam felsefesini tüm kadınlara ulaştırmak için yaşamıştır. Önder Apo’dan aldığı özgür yaşam tohumlarını gördüğü her kadının yüreğine serpmiş, kadının özgür yaşamda ısrar etmesi ve bu yaşamın köklenmesi için çalışmıştır. Önder Apo’nun özgürleşen kadın özgürleşen Kürdistan’dır tespitinden yola çıkarak kendinden başlayıp tüm Kürt kadınlarının özgürleşmesi için mücadele etmiştir. Kürt kadınlarının partileşmesinden, öz savunmasına ve kendi demokratik sistemlerini inşa etmesine kadar tüm çalışmalarda aktif yer almış, Kürt kadının özgür yaşam çığlığını dünyaya taşımıştır.
Değerli yurtseverimiz Mir Perwer ise, düşmanın kültürel soykırım saldırılarına karşı Avrupa’da kültürel çalışmalarda yer almış, Kürt dilini ve sanatını koruyarak soykırıma karşı mücadele etmiştir. Faşist Türk devletinin Kürdistan’da yaşattığı acılara ve bu faşist uygulamalara karşı gelişen direnişe ezgilerinde yer vermiştir. Emekçi yurtseverimiz Abdurrahman Kızıl da, Avrupa’da her daim mücadelenin içinde yer almış, değerlerini, kültürünü koruyarak yurtseverliğin temsili olmuştur. Sürgünde geçen bu yaşamı kabul etmeyerek Avrupa yaşamına teslim olmamış, Kürdistanî değerlere bağlı kalmış, yüreği her zaman Kürdistan`da atarken bir gün mutlaka ülkesine döneceğinin hayaliyle yaşamıştır. Soykırımcı faşist Türk devleti böylesi değerli insanlarımız şahsında Kürt kültürünü ve yurtseverliği hedef almıştır.
2013 yılında Paris`te üç devrimci kadının hedef alınmasından dokuz yıl sonra ikinci Paris katliamı olarak tarihe bir leke kalan bu olay, soykırımcı Türk devletinin soykırım saldırılarının ve çöktürme planının Avrupa ayağını oluşturan faşizan eylemlerinden biriydi.
Gurbetelli Ersözlerin ardılları asla tükenmeyecek
Faşist Türk devleti, Kürt soykırımını tamamlamak için her türlü kirli yönteme başvuruyor, Kürdistan’da, Avrupa`da ve Ortadoğu`da özellikle de devrimci kadınları hedef alan katliamlarına devam ediyor. Evîn Goyî arkadaşımızın kadınları karanlığın içine çekmek isteyen DAİŞ çetelerine karşı mücadele ettiği Rojava’ya dönük gerçekleşen son saldırılar da bu çöktürme planının devamı niteliğindedir. En son 19 Aralık günü gerçekleştirdiği kirli saldırı sonucunda da özgür basın emekçileri Cihan Bilgin ve Nazım Daştan şehit düşürüldü. Bu iki basın emekçisi şahsında tüm basın şehitlerini saygı, sevgi ve minnetle anıyor, Apê Musa’nın generallerinin asla bitmeyeceğine, Gurbetelli Ersözlerin ardıllarının asla tükenmeyeceğine olan inancımızı bir kez daha ifade ediyoruz.
Türk devleti Kürt soykırımını tamamlamak adına tüm insanlık için tehdit olan çetelere eğitim, lojistik ve cephane ihtiyaçlarına kadar her anlamda destek veriyor, güçlenmeleri için çalışıyor. Özellikle de halkların umudu olan Rojava devrimine, Rojava kadın devrimine karşı 10 yılı aşkındır beslediği çeteleri canlandırarak saldırıyor. Bu devrimi ve bu devrimi gerçekleştiren halkı ve kadınları yok etmek istiyor. Nerede özgür ve onurlu yaşamak isteyen bir Kürt varsa hedef almakta, bu amaçla da çetelerini dünyanın her yerine ulaştırmak istemektedir. Bu anlamda Kürt sorununun çözümsüz kalması sadece Kürtler ve Kürdistan için bir tehlike olmaktan çıkmış tüm Ortadoğu, Avrupa ve dünya için bir tehlike durumuna gelmiştir.
Türk devleti ve MİT her yerde savaş suçlusu olarak suç işlemektedir
Faşist Türk devletinin Avrupa’da ve Kürdistan’da gerçekleştirdiği bu katliamlarına göz yummak, sessiz kalmak Türk çete yapılanmasını güçlendirdiği gibi bu çetelerin tüm insanlığın başına bela olmasının da önünü açıyor. Bu nedenle başta Fransa hükümetinin tetikçilerin belli olmasına, MİT ajanlarının itirafları da dahil bu katliamların faşist Türk devletinin eliyle yapıldığına dair birçok kanıtın bulunmasına rağmen, kendi hukuk ve adalet sistemini hiçe sayarak Türk devletini yargılamaması, bu çete yapılanmalarına güç vermekte, herkes için olduğu gibi tüm Avrupa için de tehlike arz eden bu tür saldırıların önünü açmaktadır. Katilin arkasındaki gerçek güç ve fail faşist Türk devletidir, MİT’tir. Türk devleti ve MİT, Kürdistan’da ve her yerde savaş suçlusu olarak suç işlemektedir. Paris’te ve her yerde bu savaş suçunu işlemektedir. Bugün Kuzey ve Doğu Suriye’de de aynı savaş suçunu sivil insanları, çocukları, kadınları katlederek, tıpkı DAİŞ gibi kadınların başlarını keserek, tecavüz ederek, özgür basıncıları katlederek aynı suçu işlemeye devam etmektedir. Bu suçlar ve suçu işleyen TC devleti, Erdoğan, bir an önce uluslararası mahkemelerde yargılanmalı ve cezalandırılmalıdır.
Kadınlara ve gençlere çağrı
Tüm gençler ve kadınlar Evîn Goyî başta olmak üzere şehitlere bağlılığın en anlamlı ifadesinin, özgürlük devrimini ve kadın devrimini koruyup güçlendirmek olduğunu bilerek mücadeleyi yükseltmelidir. Bu temelde ikinci Paris katliamının ikinci yılı vesilesiyle başta kadınlar ve gençler olarak tüm halkımızı, gerçek katiller yargılanana kadar alanlarda mücadeleyi büyütmeye, 23 Aralık’tan 11 Ocak’a kadar yapılacak tüm eylemlere katılmaya çağırıyoruz.
Ve yine Kuzey ve Doğu Suriye’ye dönük saldırılar her geçen gün yoğunlaşırken tüm halkımızı, dostlarımızı devrimi sahiplenip korumaya, devrim değerlerini Kürdistan’ın, dünyanın her yerine yaymaya, büyütmeye çağırıyoruz."